15 yaşındaki bir çocuğun siyasi iradesi...
Abone olAK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, PKK tarafından kaçırılan çocuklar konusunda, “15 yaşındaki bir çocuğun siyasi iradesi olamaz” d...
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, PKK tarafından
kaçırılan çocuklar konusunda, “15 yaşındaki bir çocuğun siyasi
iradesi olamaz” dedi.
PKK tarafından kaçırılan çocukların sadece Diyarbakır ve İzmir’den
değil, Türkiye’nin birçok yerinden olduğunu söyleyen Cuma İçten,
gayri resmi rakamlara göre binlerce çocuğun olduğunu söyledi.
Yaklaşık 2 yıl önce bu yönde açıklama yaptığında tepki aldığını
belirten Cuma İçten, 2 yıl önce yaptığı tespitlerin bugün daha iyi
anlaşıldığını belirtti. Dağa kaçırılan çocukların eğitim yaşında
olduklarını belirten İçten, “Annelerimiz 30 yıldır ilk defa
cesaretini ortaya koyarak PKK’ya karşı bir direnç gösteriyor ve
eylemde bulunuyor. Bu çözüm sürecinin yansımasıdır. Çözüm sürecinde
barış, sevgi ve kardeşlik ülkemizde hakim olunca her şey daha
farklı görülmeye başlandı. Annelerimiz ‘ortada bir problem yoksa
çocuklarımız neden geri gelmiyor, hala neden çocuklarımıza el
konulup dağa çıkartılıyor’ sorusunu sordular. Şuan çatışma ortamı
yoksa, barış ve kardeşlik dağlarda hakimse o zaman bu çocuklar
neden çıkıyor. Acaba bu çocuklarımız Suriye’ye mi gidiyor,
Suriye’de farklı örgütlerin elemanı mı oluyor endişesini yaşıyoruz”
dedi.
Bazı siyasetçilerin çocuklar için kendi iradeleri ile dağa
çıktıkları yönündeki açıklamaları doğru bulmadığını belirten İçten,
“15 yaşındaki bir çocuğun siyasi iradesi olamaz. PKK ve KCK’nın,
Kandil’in Cenevre Sözleşmesinin altında imzası vardır. Cenevre
Sözleşmesi 3 maddesi 5 bendinde 18 yaşının altındakileri çocuk
görmüş ve bu çocuklarının silah altında ve savaş ortamında
gerektiği ile ilgili yorumu var” diye konuştu.
MUHALEFET ELEŞTİRİ
Bu konuda bazı siyasi partilerin üzerlerine düşen görevi yaptığını
belirterek, “PKK’nın bu kaçırmalara müsaade etmesine anlam
veremiyoruz” ifadelerini kullanan Cuma İçten, PKK’nın barıştan yana
olanların olduğu kadar barıştan yana olmayanların da olduğunu ve bu
işi provoke etmeye çalıştıklarını belirtti. İçten, “Bu süreçte
İmralı’nın duruşu ortada ve nettir. Silahların bırakılması ve
silahların susması talebi vardır. Dolayısıyla dağa çıkışların da
önünün kesilmesi gerekiyor. Devlet neden görevini yapmıyor
sorusuyla karşılaşıyoruz, birileri 15-16 yaşındaki çocukları
kandırıp dağa çıkartmaya çalışıyorsa devlet burada ne yapabilir?
Burada toplumun her katmanına, siyasi partilere, milletvekillerine,
STK’lara, okullarda görev yapan öğretmenlere, ailelere kadar
herkese görev düşüyor. Bu çocukların üzerinden siyaset
yapmayacağız, bu çocukları kurtarmak bizim derdimiz. Bu çocukları
sadece AK Parti iktidarı, Sayın Başbakan, hükümet kurtaramaz, bu
çocukları kurtarmanın yolu tüm siyasi partilerin bir araya gelerek,
elbirliği yaparak çocuklarımızı PKK’dan almamız gerekiyor” şeklinde
konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın HDP’de siyaset yapanlara gönderdiği mesajdan
bahseden ve onların katkısının önemli olduğunu söyleyen İçten,
HDP’nin içinde 15-16 yaşındaki çocukların dağa çıkmasını doğru
görmeyenleri iyi tanıdığını, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi
önünde eylem başlatan annelerin eylemini anlamlı bulduğunu ifade
etti. İçten, “Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanımız bir
kadındır ve bir annedir. Belediye Başkanından diğer anneler bir
talepte bulunuyorlar. Batı’daki özellikle şehit annelerinin de bu
çocukların yanında olmalarını anlamlı buluyorum” ifadelerini
kullandı.
"EĞER PROVOKE EDİLİRSE..."
Çözüm sürecinin tek taraflı yürümediğini, farklı siyasi partilerin
ve STK’ların da katkısı olduğunu belirten İçten, “Birlikte ve
beraber bunu yürütüyoruz. Eğer birileri bu işi provoke etmeye
çalışırsa bu süreçte o zaman birlikte yürümekten vazgeçilir. O da
hiç istenmeyen sonuçlar ortaya çıkartır. AK Parti iktidarı bu
sorunu tek başına çözemez. Bu sorun o kadar köklenmiş bir sorun ki,
sorunun bir sürü tarafları var, bu tarafların katkılarıyla bu işler
birlikte yürüyor. Başbakan’ın kast ettiği birileri masadan kalkıp,
çözüm sürecini provoke eden adımları atmaya devam eder, huzuru,
barışı, sevgiyi provoke ederse bizim de bu işin mağduru olan
vatandaştan yana olmamız gerekiyor. Çözüm sürecinin sekteye
uğraması demek A planının sekteye uğraması demek. Çözüm süreci
sekteye uğrarsa bu sefer farklı planlar oluşur, o zaman da bizde
bunu istemeyiz. İmralı bu konu ile net bir duruş sergilemiştir.
Güneydoğu’nun bazı illerinde yol kesmeler ve asker kaçırmalar
olmaya başladı, bu 16 ay sürecinde kaçırılan askerlerimizi geri
verdiler, geri veriliyorsa askerlerimiz neden kaçırılıyor hala.
Hüdapar’ın ilçe başkanı kaçırıldı, bu doğru değil. Bu süreçte
biriler bunu provoke ediyorsa o zaman bu iş birlikte yürümeyecek
anlamına gelir ki başa dönmüş oluruz” açıklamasında bulundu.
"SINIR DIŞINA ÇIKMAYAN GRUPLAR VAR"
PKK’nın homojen bir yapıya sahip olduğunu, İmralı’nın net çekilme
kararına rağmen bölgede sınırın dışına çıkmayan gruplar olduğunu
söyleyen İçten, “Demek ki, birileri İmralı’yı çok ta önemsemiyor,
buradan bu çıkıyor. Kandil’in bu konudaki ortaya koyduğu düşünce de
net aslında, şuan silahlar susmuş, bunların geri çekilmesi
gerekirse ama maalesef bu olmadı. Talep edilen şey nedir? Onların
adına ben ifade edeyim, birincisi ana dilde eğitimdir, Anayasa
değişikliği gerektirir. Şuan ki Meclis ile bu Anayasa
değişikliğinin olmayacağını anladı bütün Türkiye. Diğeri genel bir
aftır, silahlar bırakılmadığı sürece bunu konuşmak mümkün değildir.
Bir kere silahların bırakılması gerekir” dedi.
“Eğer ola ki, PKK bu süreci provoke etmeyi başardı, bu işte masadan
kalkıldı diyelim, o zaman Kürt halkı bunun hesabını PKK’dan sorar”
ifadelerini kullanan İçten, Selahattin Demirtaş’ın Kandil ile
kaçırılan çocuklar konusunun görüşüyor olmasını önemsediğini
belirtti.
(İHA)