15 Temmuz gazisi 4 yıldır vücudunda hainlerin sıktığı mermiyle yaşıyor
Abone olİstanbul'daki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde darbeci askerlerin sıktığı kurşunla belinden vurulan 28 yaşındaki Mersinli Gazi Onur Can Kuş, 4 yıldır yüksek hayati risk nedeniyle çıkarılamayan ve omuriliğinin hemen yanına saplanan kurşunla yaşıyor.
Hain darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 tarihinde
İstanbul'da özel bir şirkette çalışan ve ağabeyi Kerim Kuş ile
birlikte yaşayan Onur Can Kuş, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızmış
FETÖ terör örgütü mensuplarının gerçekleştirdiği kalkışma
sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla
darbecilere karşı koymak için sokağa çıktı.
Ağabeyi ile birlikte şimdiki adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan Boğaziçi Köprüsüne giden Onur Can Kuş, orada bulunan binlerce insan gibi vatanı için bedenini hainlerin tankına ve tüfeğine siper etti. Onur Can Kuş, bu sırada hainlerin ateşlediği bir merminin beline isabet etmesi sonucu yaralandı. Yaralanan genç, orada bulunan sivil bir vatandaşın motosikletiyle Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Kuş, burada hemen ameliyata alınırken, omuriliğinin hemen yanına saplanan kurşun, yüksek hayati risk nedeniyle çıkarılamadı.
Tedavisinin ardından taburcu edilen Onur Can Kuş, sağlığına
kavuştuktan sonra memleketi Mersin'e döndü. Bir yıl önce annesini
kaybeden ve babası Ömer Kuş ile birlikte merkez Toroslar ilçesinde
yaşayan Kuş, 4 yıldan bu yana vücudunda hainlerin sıktığı kurşunla
hayatını sürdürüyor.
Şu an Mersin'de bir kamu kurumunda görev yapan Onur Can Kuş,
yaralandığı geceyi ve sonrasında yaşananları İHA muhabirine
anlattı. O gece tankları sokaklarda gördüğünü ancak bir anlam
veremediğini, TRT'de okunan bildiriyle birlikte darbe girişiminden
haberdar olduklarını söyleyen Kuş, "Hemen ağabeyimi uyandırdım.
Sonra birlikte sokağa çıktık ve Boğaziçi Köprüsüne gittik. Yolun
iki tarafı da tanklarla kapalıydı. Bir süre sonra tanklar çekilince
biz köprünün üzerine çıktık. Binlerce insan vardı, araç koyacak yer
bile yoktu. Ben, ağabeyim ve onun arkadaşıyla birlikte köprünün
üzerinde bir süre yürüdük. Askerler sürekli ateş ediyordu. Ağabeyim
önümde ve ben arkasındaydım, eğildik. Daha sonra kalkıp bir adım
attıktan sonra vuruldum" dedi.
"Yüksek hayati risk nedeniyle kurşun çıkarılamadı"
Bölgede büyük bir kaos yaşandığını ve bulunduğu yerde ne bir
ambulans ne de bir araç olmadığını söyleyen Onur Can Kuş, orada
bulunan sivil bir şahıs tarafından motosikletle Haydarpaşa Numune
Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülerek ameliyata alındığını
belirtti. Kurşunun hala vücudunda olduğunu ameliyattan 3 gün sonra
öğrendiğini ifade eden Kuş, "Kurşun hala içimde. Yüksek hayati risk
olduğu için çıkarmamışlar. Vücut, kurşunu yağ tabakası ile
çevrelemiş. Şu an için bana her hangi bir sıkıntı vermiyor.
Mersin'e geldikten sonra da kontrole gittim. Mersin Şehir
Hastanesi'nde de kurşunun çıkarılmasının riskli olduğunu
söylediler, o yüzden hayatımı bu şekilde idame ettiriyorum.
Kurşunun vücudumda olması sağlığımı etkilemiyor ama ağır sporlar
yapmamaya dikkat ediyorum" diye konuştu.
"O kurşun benim için onurdur, gururdur"
Vücudunda taşıdığı merminin kendisi için bir onur olduğunu söyleyen Onur Can Kuş, şu ifadeleri kullandı; "Sonuçta ben oraya çıkarken vatanım için milletim için çıktım. Vuruldum, içimde kurşun kaldı. O benim için onurdur, gururdur, madalya gibi bir şeydir. Bugün olsa yine çıkarım. Şehit olmayı Allah nasip etmedi, gazilik mertebesine eriştik."