15 Temmuz 2013 İngiltere Basın Özeti
Abone olİngiltere'de gazeteler bugün Suriye'deki durumu, Nijerya'da Boko Haram örgütünün tehdidini, ve ABD'de siyah bir gencin öldürülmesi davasında verilen beraat kararını sayfalarına taşıyor.
İngiltere'de gazeteler bugün Suriye'deki durumu, Nijerya'da Boko Haram örgütünün tehdidini, ve ABD'de siyah bir gencin öldürülmesi davasında verilen beraat kararını sayfalarına taşıyor.
Independent gazetesi dış haberler sayfalarının manşetine Suriye'deki durumu taşımış. "Şam için verilen kanlı savaş '200 sivilin camiye sıkışmasına neden oldu'" başlığının altında gazete, Suriyeli muhaliflerin Birleşmiş Milletler'in araya girmemesi durumunda binlerce kişinin ölebileceği uyarısı yaptığını yazıyor.
Gazete, Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a bağlı birliklerle muhalif güçlerin çatıştığı bir bölgede iki yüz sivilin bir camiye sıkıştığının bildirildiğini yazıyor.
Batı'nın desteklediği Suriye Milli Koalisyonu'nun sivillerin serbest bırakılması yönünde Esad'ın uyarılması için Birleşmiş Milletler'e çağrı yatığını aktarıyor Independent.
Zırhlı araçların bölgeye gittiği bir zamanda Koalisyon'nun "binlerce kişinin öldürülebileceğini" söylediğini yazan Independent ayrıca muhaliflerin içinde de çekişmelerin ve çatışmaların arttığını hatırlatıyor.
Independent için yazan Robert Fisk ise Suriye savaşını Bosna savaşıyla karşılaştırıyor.
Bosna savaşı konusunda Amerikalı siyasi yorumcu David Rieff'ten bir alıntı yapıyor Fisk: "Batı araya girmek dışında her şeyi yaptı. Onun yerine modern çağın en cesur insani yardım operasyonunu başlattılar. Bu sırada kahramanlıktan uzak diplomatik girişimler yapıyorlardı. Bunların amacı Bosna'yı kurtarmak değil, siyasilerin değimiyle 'krizi kontrol altına almaktı.'"
Fisk bu alıntıdan sonra şunları yazıyor: "Bugün Suriye'ye müdahale ediyoruz, ama ne askerler tehlikeye atılacak, ne de cesur insani yardım girişimleri olacak. Suriyeli mültecilere milyonlar değerinde yardım sağlayacağımız bir zamanda ne insani koridorlarla ilgileniyoruz, ne de -bu koridorlar olsa bile- onları korumakla."
Times Suriye'deki duruma İngiltere'nin bakış açısını ön sayfasına taşıyor. "Cameron'ın eşi Suriye konusunda baskıyı arttırıyor" başlığının altında gazete Başbakan David Cameron'ın eşi Samantha Cameron'ın yorumlarına yer veriyor.
Gazete, kendilerine konuşan bir bakanın Başbakan Cameron'ın Suriye konusunda "savaş yanlısı" gibi görülen duruşunun arkasında eşi Samantha'nın duygularının olduğunu söylediğini yazıyor.
Times, Samantha Cameron'ın bu sene içinde Lübnan'da ziyaret ettiği bir mülteci kampından çok etkilendiğini, ama İngiltere'deki kuvvet komutanlarının muhaliflere silah desteği yapmaktan kaçınmaya devam ettiğini söylüyor.
Gazetenin haberine göre komutanlar muhalifleri silahlandırmanın ülkedeki güç dengesini etkilemeyeceği ve İngiltere'yi Esad'a karşı tam anlamıyla savaşa sürükleyeceği görüşünde.
Times gazetesi ayrıca dış haberler sayfalarında "Suriye'de muhaliflerin Pakistanlı Taliban militanlarından yardım aldığını" yazıyor.
Haberi yazan Times İslamabad muhabiri Annabel Symington, Pakistan Taliban'ının Beşar Esad'a karşı muhalif saflarda savaşmak üzere 'yüzlerce militanın' Suriye'ye gönderdiğini kaleme alıyor.
Times, Pakistan'daki Taliban komutanlarının "mücahit kardeşlerinin" yanında savaşa katılmaya karar verdiğini okuyucularıyla paylaşıyor. Gazete, konuştukları bir komutanın "Kardeşlerimiz yardımımızı isteyince yüzlerce askerimizi Arap kardeşlerimizin yanında gönderdik" dediğini de yazıyor.
Ama bu sırada Guardian'daki bir makale bunun aksini savunuyor.
Jason Burke'ün kaleme aldığı analizin başlığı "Suriye'de Pakistan Talibanı'nın olduğu iddiaları olası değil."
Burke makalesinde Pakistan Talibanı'ndan gelen açıklamalarda çelişkiler olduğuna dikkat çekiyor. Kendisi, geçen hafta BBC Urdu Servisi'ne konuşan bir Taliban sözcüsünün Suriye'de ileri mevki kurduğunu söylediğini hatırlatıyor, ama aynı sözcünün "Suriye [muhaliflerinden] aldığımız bilgi orda yeterli insan gücü olduğu yönünde" dediğini ekliyor.
Burke makalesinin devamında bunun "nazik bir geri çevirme" olduğunu, dahası el-Nusra cephesinin Arapça bilmeyen bir grup militanı nasıl kullanacağına anlam veremediği, ve buna ek olarak yakınlarda yardım alınabilecek Arap ülkeler olduğunu yazıyor.
Boko Haram daha fazla okula saldırılmasını istiyor
Guardian gazetesi, Nijerya'da bir yatılı okula saldırıp 46 kız öğrenciyi öldüren Boko Haram örgütünün liderinin eğitimi "İslam'a karşı bir komplo" olarak niteleyip daha fazla saldırı yapılması çağrısında bulunduğunu yazıyor.
Gazete, Boko Haram'ın başındaki Abubakar Shekau'nun "son nefeslerine kadar" okullara saldıracaklarını belirttiği video mesajında şunları da söylediğini aktarıyor: "Batılı eğitim veren öğretmenler? Onları öldüreceğiz! Onları öğrencilerinin önünde öldürüp öğrencilere Kuran'ı okumalarını söyleyeceğiz."
Amerika kanun ikileminde
Telegraph gazetesi Amerika Birleşik Devletleri'nde Trayvon Martin adlı bir siyah gencin gece bekçisi George Zimmerman tarafından öldürülmesi olayında verilen beraat kararı ardından Başkan Obama'nın itidal çağrısı yaptığını yazıyor.
Gazete, silahsız siyah gencin öldürülmesi davasında beraat kararı verilmesinin sivil haklar liderlerince öfkeyle karşılandığını ve Başkan Obama'nın "Amerika bir hukuk devletidir ve mahkeme kararını vermiştir" dediğini aktarıyor.
Telegraph ayrıca sivil haklar liderlerinden Al Sharpton'ın Zimmerman'ın federal ırkçılık kanunları çerçevesinde mahkemeye çıkarılması çağırısı yaptığını; bir başka sivil haklar lideri Jesse Jackson'ın da "Karar karşısında şok oldum. Adalet Bakanlığı buna müdahale etmeli" dediğini yazıyor.