15 Şubat'ta ne olacak? Sır görüşmenin perde arkası
Abone ol2015 genel seçimleri için istifa eden Hakan Fidan'ın ardından çözüm süreci hızlandı İşte basına duyurulmayan Akdoğan-HDP heyeti görüşmelerinden kritik sonuçlar...
İNTERNETHABER.COM- 2015 genel
seçimlerinde AK Parti'den aday adayı olmak MİT Müsteşarlığı
görevinden istifa eden Hakan Fidan'ın ardından çözüm sürecinin
gidişatının nasıl olacağı tartışmaları gündeme oturdu. PKK ile
diyalogta gelişmeler, Hakan Fidan'ın istifasıyla
hızlandı.
PKK ile Kürt sorununa çözüm amaçlı görüşmelerin kritik bir aşamada
olmasından dolayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakan Fidan'ın
istifasına tepki gösterdiği ankara kulislerini
hareketlendirdi. Fidan'ın MİT Müsteşarı sıfatıyla son
kez katıldığı 10 Şubat’taki Kürt çözüm süreci
toplantısının hemen ardından basına duyurulmayan bir başka
önemli toplantıda Başbakan Yardımcısı Yalçın akdoğan ve HDP heyeti
biraraya geldi.
Radikal yazarı Murat Yetkin, basına duyurulmayan o görüşmeden çıkan sonuçları analiz etti.
15 ŞUBAT'TA NE OLACAK?
Yetkin, görüşmelerin bu kadar sıklaşmasının bir hareketlenmeye
işaret ettiğini vurgulayarak önemli bir iddia ortaya attı;
"PKK bu (olabiliyorsa ortak) açıklamanın Öcalan’ın 1999’da CIA
ve MİT’in ortak operasyonuyla Kenya’da yakalandığı 15 Şubat günü
yapılmasını istiyor."
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
HAKAN FİDAN'IN İSTİFASI KONUŞULDU
(...) Hem 4 Şubat’ta İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan
görüşmeden bu yana “tahkim edilmiş ateşkes” çağrısı yönünde
yapılanlar, hem Fidan’ın istifası sonrası durum, hem de süreci
hızlandırma konuşuldu.
HDP'LİLER GÜVENLİK PAKETİNİ VE ÖCALAN'IN HAPİSHANE
KOŞULLARINI SORDU
HDP’liler Meclis’te bir hafta daha beklemeye alınan Güvenlik
Paketi'ni, tabanı rahatlatmak adına hasta mahkûmların
salıverilmesine dair gelişme olup olmadığını, Öcalan’ın hapishane
koşullarını ve benzer konuları sordular.
Akdoğan da onlara az önceki toplantıda konuşulanları aktardı,
artık ciddiyetlerini kanıtlamalarının zamanı geldiğini, barış
istiyorlarsa bunun gereğini yapmalarını istedi.
BARZANİ VE ZANA'NIN MEKTUPLAŞMASI
PKK’nın lügatıyla “Güneyde” yani Irak’ta da ilginç gelişmeler
vardı. Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Kobani’den çekilmek
zorunda kalmasının ardından Kerkük’e yönelmesi oradaki gerilimi
artırmıştı.
PKK’ya yıllardır Kandil’de zoraki ev sahipliği yapan Mesud
Barzani’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile PKK liderliği arasında
sürtüşmeler vardı. Barzani, PKK’lıları bölgedeki “yabancı unsurlar”
diye tanımlıyordu.
PKK’nın “Dört parçada özerk Kürdistan” tezine karşı, daha basit ve pratik düşünen Barzani “Türkiye’yle barışırsanız, artık memleketinize dönersiniz” mi demek istiyordu.
Tam bu sırada Barzani’den “Bayram değil, seyran değil” türünden
bir açıklama geldi. Barzani bir süredir Öcalan ile Leyla Zana
aracılığıyla mektuplaştıklarını ilan etti.
ZANA BİR DAHAKİ TOPLANTIYA DAHİL OLACAK MI?
İşte 10 Şubat akşamı Akdoğan ile HDP’lilerle yaptığı (o
duyurulmayan, ikinci) toplantıda bugünlerde yapılacak yeni bir
İmralı ziyaretine Zana’nın da dâhil edilmesi konuşuldu.
Meteoroloji raporlarına bakıldı. İstanbul ve Marmara’daki kar yağışının dinip havanın açılacağı tahmin edilen Cuma günü (13 Şubat) şimdilik kararlaştırıldı.
Figen Yüksekdağ, Meclis’teki açıklamasını bir akşam önce Başbakanlık'taki konuşmalara göre yapıyordu.
Ve Yüksekdağ Meclis’te gazetecilerle konuştuğu sırada HDP heyeti
yeni bir görüşme için yeniden Akdoğan’ın Başbakanlık'taki makamına
girmek üzereydi.
GÖRÜŞMELER NİÇİN BU KADAR SIKLAŞTI?
Görüşmelerin bu kadar sıklaşması bir hareketlenmeye işaret
ediyor.
Tabii sorunlar bitmiyor. PKK bu (olabiliyorsa ortak) açıklamanın Öcalan’ın 1999’da CIA ve MİT’in ortak operasyonuyla Kenya’da yakalandığı 15 Şubat günü yapılmasını istiyor.
Oysa hem hükümet, hem HDP kaynakları bu tür özel tarihlerin, sembollerin kamuoyunda ters etkilere yol açabileceği kaygısını taşıyor; böyle bir tarih gerilimi de var doğrusu.
Peki ya Güvenlik Paketi?
Erdoğan istedi, Davutoğlu söz verdi bir kere. Üstelik paketi
geri çekmenin, sadece HDP değil, CHP ve MHP’nin de sert
muhalefetine boyun eğmek gibi algılansın istemiyor hükümet.
Paket ya seçime kadar bir bahaneyle rafta tutulup kendiliğinden
düşer, ya da çıkar çıkmasına ama, bugünkü haliyle çıkmaz.
Bu haliyle olacak iş değil zaten.