15 kişi 7 kıza tecevüz etti
Abone olKızlara çektikleri fotoğraflarla şantaj yaparak tecavüz ve cinsel saldırıda bulundukları iddia edilen 15 kişi yakalandı.
Gayrimeşru bir ilişkiden doğan Hamit Nişancı 45 yıl sonra
babasını DNA testiyle kanıtladı ve büyük bir mirasın mirasçısı
olmaya hak kazandı.
İzmir Seferihisar’da arazi zengini olan ve ilçenin eski belediye başkanı Hamit Nişancı’nın babası Turgay Nişancı’nın başrolde olduğu dava konusu olay 45 yıl öncesine dayanıyor.
1964 yılında 17 yaşında olan M.S. adlı genç kız, o tarihte
ticaret ve çiftçilikle uğraşan ve bekar olan Turgay Nişancı’nın
evlenme vaadiyle kendisiyle ilişkiye girdiğini, bu ilişkiden hamile
kaldığını belirterek cezalandırılması talebiyle Seferihisar
Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulundu.
O YILLARDA DNA YOKTU
Dilekçeyi incelen savcılık, şikayetin 6 ay içinde yapılmadığını ve
sürenin geçtiğini belirterek başvuruyu reddetti.
Kendi nüfusuna kaydettirip adını ‘Yüksel’ koyduğu oğlunun kimliğine
babasının adını yazdırmakta kararlı olan M.S., 6 Ağustos 1965’te
Turgay Nişancı’ya karşı ’babalık’ davası açtı ve 150 lira da nafaka
talep etti.
O yıllarda Adli Tıp Kurumu’nun, DNA testi gibi bugünkü olanaklara
sahip olmaması nedeniyle, sadece alınan kan örnekleri sonucunda
Nişancı’nın, Yüksel’in babası olabileceği yönünde rapor verildi.
Ancak tanık ve başka delil olmadığı için, Seferihisar Asliye Hukuk
Mahkemesi davayı reddetti.
41 YIL SONRA BABASI OLDUĞUNU İSPATLADI
Aradan yıllar geçti. Büyüyüp taksicilik yapmaya
başlayan Yüksel Sakarya, 13 Nisan 2005’te yeniden mahkemeye
başvurdu.
Bu kez açılan davada Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi, Adli Tıp
Kurumu’nda yapılan DNA testi sonucu gelen ’yüzde 99.99 babasıdır’
raporu ve toplanan delillere göre, arazi zenginin işadamı Turgay
Nişancı’nın, taksici Yüksel Sakarya’nın babası olduğuna karar
verdi.
O DA ARTIK MİRASÇISI
44 yaşındaki Yüksel Sakarya, yaklaşık 120 gayrimenkul tapusu bulunan, bir oğlu ve iki kızı olan Turgay Nişancı’nın dördüncü çocuğu olarak nüfusuna girdi.
15 ADAM 7 KIZ ÇOCUĞUNA TECAVÜZ ETTİ
Bursa’da, kız çocuklarına para, giyecek ve uyuşturucu hap
verdikleri, çektikleri fotoğraflarla şantaj yaparak tecavüz ve
cinsel saldırıda bulundukları iddia edilen 15 kişi yakalandı.
Alınan bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren Bursa Emniyet
Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Masası ekipleri, 14-16 yaş
arasındaki 7 kız çocuğunun, bazı kişiler tarafından cinsel
saldırıya uğradığını ve para karşılığı pazarlandıklarını
belirledi.
Yaklaşık bir yıl süren takibin ardından düzenlenen operasyonda,
aileleriyle sorun yaşayan kız çocuklarını para ve giyecek alarak
kandırdıkları, çektikleri iç çamaşırlı fotoğraflarıyla tehdit
ettikleri, uyuşturucu hap verdikleri, daha sonra bu çocuklara
tecavüz ve cinsel saldırıda bulundukları iddia edilen Aydın K,
Osman Ö, Mustafa O, Ramazan Y, Ramazan A, Ahmet G, Hasan A,
Burhanettin A, Yunus E, Yaşar S, Mahmut A, Cumali M, Fahrettin A,
Osman Ö. ve Yaşar B. gözaltına alındı.
Zanlıların, kız çocuklarını 30-40 lira karşılığında pazarladıkları
bildirildi.
Sorgulamaları tamamlanan zanlılar, "Cinsel istismar, reşit olmayan
bayanı alıkoymak, fuhşa teşvik ve aracılık" suçlarından adliyeye
sevk edildi.
5 YILDIR KARINA BEN HİZMET EDİYORUM DEDİ ÖLDÜ
[PAGE]Aslı Alp ve eşi Şükrü Alp, Kahramanmaraş'ta 50 yaşındaki
öğretmen Mustafa Yaprak'ı öldürdüğü suçlamasıyla tutuklu
yargılanıyorlar. Duruşmada Aslı Alp “Mustafa ile dost hayatı, karı-
koca hayatı yaşamadım. Ancak birden çok farklı yerlerde cinsel
ilişkiye girdik. Eşimin bu ilişkiden haberi yoktu” dedi. Aslı Alp
aşığının kocasına "5 yıldır karına ben hizmet ediyordum" demesi
üzerine kocasının elindeki silahı ateşlediğini söyledi.
KOCA, İKİSİNİ EVDE YAKALADI
İngilizce öğretmeni 33 yaşındaki Aslı Alp'in Selçuklu Mahallesi'ndeki evinde 9 Eylül'de meydana gelen olayda, 5 yıldır Irak'ta çalışan 44 yaşındaki Şükrü Alp, evinde yakaladığı Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu'nda Fen Bilgisi öğretmeni olan evli ve 3 çocuk babası Mustafa Yaprak'ı tabancayla vurarak öldürdü.
Şükrü Alp, tek çocuklarının annesi olan eşi Aslı Alp'i de yanına
alarak gittiği Adana'da polise teslim oldu. Tutuklanan çiftten
Şükrü Alp hakkında ‘cinayet’ suçundan ömür boyu, eşi Aslı Alp
hakkında da ‘cinayete iştirak’ suçundan ömür boyu hapis cezası
istemiyle dava açıldı.
ARBEDE ÇIKTI VURDUM
Bugün Kahramanmaraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Şükrü Alp, 5 yıldır Irak'ta çalıştığını olay tarihinde izinli olarak eşinin yanına geldiğini, Adana'daki ailesini ziyaret etmek için hazırlık yaparken evde Mustafa Yaprak ile karşılaştıklarını belirterek, şunları anlattı: “Daha önce evime hırsız girdiği için can güvenliği amacıyla ruhsatsız bir tabanca bulunduruyordum. Mustafa Yaprak'ı evde görünce silahı aldım. Aramızda çıkan arbede sırasında tabanca patladı, öldürme kastım yoktu.”
BİRDEN FAZLA CİNSEL İLİŞKİDE BULUNDUM
Aslı Alp ise 2004'te zorunlu hizmet nedeniyle tayin edildiği Kahramanmaraş'ta aynı okulda görev yaptıkları meslektaşı Mustafa Yaprak'ın kendisine birçok konuda yardımcı olduğunu, aralarında bir yakınlaşma olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
“Mustafa ile dost hayatı, karı koca hayatı yaşamadım. Ancak birden çok farklı yerlerde cinsel ilişkiye girdik. 2005'ten bu yana ilişkimiz devam etti. Eşimin bu ilişkiden haberi yoktu. Olay günü Adana'ya gittiğimiz için Mustafa, beni son kez görmek için evime gelmek istedi. Ben de eşimin evde olduğunu gelmemesi gerektiğini söyledim. Eşim su faturası yatırmaya gidince ısrarlarıma rağmen eve geldi. Bu sıra eşimde eve geldi ve koridorda karşılaştılar. Mustafa'ya kim olduğunu bağırarak sordu.
5 YILDIR KARINA BEN HİZMET EDİYORUM
Mustafa ise ‘Asıl sen kimsin? 5 yıldır sen neredeydin? 5 yıldır ben karına hizmet ediyorum’ dedi. Eşimin elinde silah vardı. Tartışma sırasında eşim sinirlenerek silahı bana yöneltti. Mustafa'ya ise tekme ve yumruk attı. Bunun üzerine Mustafa sendeledi. O sırada eşim silahı bana doğrultarak her ikimizi de öldüreceğini söyledi. Mustafa, ‘Şimdi mi kocalığın aklına geldi?’ deyince eşim bir tekme daha attı. Mustafa ise eşimin üstüne doğru yürüdü. Bu sırada tabanca birden patladı.” Sanık çiftin tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
2 DAKİKADA TECAVÜZ OLUR MU?
[PAGE]Antalya’ya tatile gelen ve alkol komasına giren İngilizce
öğretmeni G.T.’nin, kaldırıldığı hastanede Hayri Güçcük adlı
temizlik elemanı tarafından tecavüze uğradığına ilişkin davanın 3.
duruşması dün yapıldı
Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tutuklu
yargılanan Hayri Güçcük katılırken, tecavüze uğradığını öne süren
ve önceki duruşmada hakkında zorla getirilme kararı verilen
öğretmen G.T. katılmadı.
2 DAKİKA 2 SANİYEDE TECAVÜZ OLUR MU?
İstanbul Şişli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ifade veren ve sanıktan şikâyetçi olduğunu söyleyen G.T.’nin gönderdiği ifade mahkemeye ulaşırken, güvenlik kamerası görüntüleri incelendi.
Sanığın avukatı Fatih Demirtop, görüntülerde müvekkilinin tuvalette sadece 2 dakika 2 saniye kaldığını belirterek, “Bu kadar kısa sürede tecavüz mü olur? Tahliye talep ediyoruz” dedi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 29 Aralık tarihine erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Olay şöyle gerçekleşmişti:
İstanbul'daki bir okulda İngilizce Öğretmeni olarak görev yapan G.T., geçen 11 Ağustos tarihinde Antalya'da tatillerini geçirdikleri otelde bir kadın arkadaşıyla birlikte aşırı derecede alkol aldı.
Alkol komasına giren G.T., saat 03.00'de AÜ Hastanesi'ne getirildi. G.T. kusmak isteyince, hastanede taşeron şirketine bağlı olarak hasta taşıma işinde çalıştırılan Hayri G., tarafından kusabilmesi için tuvalete götürüldü.
Bir süre sonra acil servis odasına dönen G.T, acil
servis sorumlu hekimine, Hayri G.'nin tuvalette kendisine tecavüz
ettiğini söyledi. Şikayet üzerine acil servis sorumlu
hekimi, durumu hastane polisine bildirdi. Gözaltına alınan Hayri
G., tutuklandı ve hastanedeki işine de son verildi.
‘OLAY BAYANIN ZORLAMASIYLA OLDU’
Tecavüz sanığı Hayri G., savcılıktaki ifadesinde G.T.'yi suçladı.
Hayri G., ifadesinde şu iddialarda bulundu: “Saat 03.00 sıralarında
A.D. ve G.T. adlı iki kadın geldi. Yanlarında refaketçi
yoktu. Acil serviste bayan çıplaktı. Üzerinde sadece iç
çamaşırı vardı. Üzerine pike örttüm. Saat 03.30
sıralarında G.T. adlı hasta kapıya kadar çıkıp, lavaboya gitmek
istediğini söyledi. Kendisine yardımcı olmamı, başının
döndüğünü söyledi. Kolundan tutarak onu hastabakıcı odasının arka
bölümündeki tek kişilik tuvalete götürdüm. İçeri girdik.
Ben dışarı çıkacaktım, bayan ‘Başım dönüyor külodumu
indiriver’ dedi. Külodunu indirdim, klozete oturdu. Ben
dışarı çıktım. 5 saniye sonra beni geri çağırdı ve ‘İşim
bitti, yardım et kalkayım’ dedi. Daha sonra ‘Dur
yıkayayım’ dedi ve musluğu açıp yıkadı, peçete ile
kurulamamı istedi. Ben de peçete ile bayanın vajinasını kuruladım.
Bu sırada elini penisime attı ve pantolonumu aşağı indirdi.
‘Benimle ilişkiye girmeni istiyorum’ deyip,
suntaya dayanıp beni üzerine çekti. İçine boşalmadım. Olay bayanın
zorlamasıyla ve kendi istediği ile olmuştur.”
HASTANEDE KORKUNÇ HALE GELDİ
[PAGE]TEDAVİ gördüğü Denizli Devlet Hastanesi'nde aşırı dozda verilen ilaçlar nedeniyle, ateşinin çıktığını, derisinin dökülüp, vücudunun şiştiğini ileri süren 26 yaşındaki Sultan Akman, uzman psikiyatrist Dr. C.B. hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi.
PSİKİYATRİ SERVİSİNDE TEDAVİYE BAŞLADI
Sultan Akman, 5 yıl önce hamileyken eşinden boşanıp, Sümer
Mahallesi'nde oturan annesi 56 yaşındaki Nakibe Akman'la birlikte
yaşamaya başladı. Çocuğunu dünyaya getirdikten sonra psikolojik
sorunları ortaya çıkan Sultan Akman, 11 Eylül 2009 tarihinde
Denizli Devlet Hastanesi'ne giderek, ruh ve sinir hastalıkları
uzmanı psikiyatrist C.B.'ye tedavi oldu. Dr. C.B., Akman'a
sakinleştirici 2 ilaç yazıp, yatarak tedavisine başladı.
Akman, 15 gün sonra hastaneden çıkartılarak, tedavisine evinde
devam edildi.
YÜKSEK DOZDA İLAÇ YÜZÜNDEN
2 ilaçtan da 2 ay boyunda günde birer tablet alan Akman'ın yüz
ve vücudunun çeşitli yerlerinde, bir süre sonra şişme, derisinde
dökülme ve yüksek ateş meydana geldi. Alınan kan örneklerinin
incelenmesi sonucu yüksek dozda ilaç verildiğinin belirlendiğini
ileri süren Akman, 19 Kasım'da Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi'ne sevk edildi. Buradaki tedavi sonucu, Akman'ın
vücudundaki şişlikler indi, derilerindeki dökülme önlendi. Ağız
kısmındaki yaralar ise tam olarak henüz iyileşmediği Akman'ın
tedavisi sürüyor.
Taburcu olur olmaz, kendisine yüksek dozda ilaç verdiğini iddia
ettiği Dr. C.B.'den şikayetçi olacağını belirten Akman, “Psikolojik
sorunlarımın tedavisini yaptırmak isterken, az daha canımdan
oluyordum. Bunun sorumlusu cezasız kalmamalı” dedi
KONTROLLERİNE ZAMANINDA GELMEDİ İDDİASI
Psikiyatrist Dr. C.B. ise hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek,
“Hastanın sürekli kontrol altında tutulması gerekiyordu. İlaçları
kullanmaya başladıktan sonra, kontrollerine zamanın da gelmedi. Her
ilacın yan etkileri vardır. İlaçların dozunu daha sonra düşürdük
ama hasta kendine iyi bakmadı. Kusurum olduğunu düşünmüyorum” diye
konuştu.