Son günlerde birkaç basın-yayın kuruluşu tarafından dillendirilmeye başlanan iddiaya göre, Dünyamız 15 Kasım’dan 30 Kasım’a kadar, 15 gün süre ile kararacakmış. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bu iddia yakın zamanda değil, Ağustos’un başlarında ortaya atıldı. Fakat ülkemizde yayın yapan kuruluşlar bu iddiayı nedense bu günlerde dile getirme gereği duydular. İddiaya göre Amerika Başkanı Barack Obama, konu hakkında detaylı bir bilgilendirme raporu istemiş. Aslında bu olayı iddiadan da bir adım öteye götürdüler ve bu yanlış haberin geçerliliğini artırması adına yanına bir de ‘Açıklama NASA tarafından doğrulandı’ cümlesini iliştirdiler. Rapora göre Venüs ve Jüpiter gezegenleri arasındaki açı daralacak ve Venüs, Jüpiter’in güney batısına geçecek. Bu sayede de Venüs, Jüpiter’den 10 kat daha parlak olacak. Venüs’ün yaydığı ışık, Jüpiter’deki gazların ısınmasına ve reaksiyona girmesine neden olacak. Gaz reaksiyonları tahmin edilemeyecek kadar çok hidrojenin uzaya salınmasına sebebiyet verecek. Hidrojen gazı ise Türkiye saatiyle 09.50'de Güneş’e temas edecek. Güneş ile temasa giren büyük miktardaki hidrojen gazı Güneş’te büyük bir patlamanın meydana gelmesine yol açacak. Patlama nedeniyle Güneş’in yüzeyinin sıcaklığı bir anda 9 bin santigrata çıkacak. Güneş, sıcaklığı çekirdeğine doğru emerek patlamayı durduracak. Sıcaklıktaki ani artışla güneş mavimsi bir renge dönecek. Peki, bilimsel olarak bu iddialar ne kadar gerçekçi? Evren hakkında çok fazla bilgi sahibi olmasak da evrende bildiğimiz hiçbir değişken, yüksek kütlelere sahip olan hiçbir yıldızı -ki buna Güneş de dahil- belli süreler içerisinde anlık olarak söndüremez, karartamaz veya yaydığı ışığı azaltamaz ya da artıramaz. Bu denli büyük değişimlerin gerçekleşmesi için bu yıldızların büyük bir karadelik tarafından yutulması gerekir, ki bu bile anlık bir şey değildir ve yıldızın tamamen sömürülmesi binlerce yıllık bir süreç alır. Yıldızlar, hele ki çapı 1,4 milyon km olan Güneş çok büyük yapılardır ve parlaklığında değişim olabilmesi için onlarca Jüpiter kütlesinde gazın yıldızın çevresini sarması gerekir. Bu olsa bile, parlaklık değişimi Dünya gökyüzünü “karartabilecek” kadar fazla olamaz. Kısacası böyle bir olayın gerçekleşme ihtimali şu an için yoktur.