15 Ağustos Basın Özeti
Abone olİsrail'in İran'ın nükleer tesislerine hava saldırısı konusunda artan spekülasyonlar, Euro Bölgesi'nde ekonomik durgunluk tehdidi, Julian Assange'a 'sığınma hakkı verilecek' ve Fransa'nın Amiens kentinde yaşanan şiddet olayları
Guardian'ın dünya haberleri sayfalarında, İsrail'in İran'ın
nükleer tesislerine muhtemel bir hava saldırısı düzenlemesi
konusundaki spekülasyonların iyice arttığı yazıyor.
İç İstihbarat Örgütü Şin Bet'in Eski Başkanı Avi Dichter'in İç
Güvenlik Bakanlığı'na atandığını yazan gazete, Dichter'in İran'a
olası bir saldırıya soğuk bakan bir isim olduğunu kaydediyor.
Gazete, saldırı konusundaki spekülasyonların, ülkenin en çok satan
gazesi Yedioth Ahronoth'un köşe yazarları, Nahum Bernea ve Şimon
Shiffer'in kaleme aldığı bir yazıyla daha da büyüdüğünü
belirtiyor.
Guardian, köşe yazarlarının geçen Cuma günkü yazılarında, İran'ın
nükleer tesislerine saldırının, Amerika Birleşik Devletleri'nde
Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinden önce düzenleneceğini
yazdığını bildiriyor.
Haaretz gazetesine isim vermeden konuşan, ancak Ehud Barak olduğuna
inanılan bir hükümet yetkilisinin de, "İsrail, kendi güvenlik
sorumluluğunu ve geleceğini, en iyi ve en sadık dostu olsa da, bir
başkasına bırakamaz" yönündeki sözleri aktarılıyor.
'Tehlikeli bir blöf'
Ancak Guardian, bu spekülasyonlara rağmen, Netanyahu'nun ülkenin
savunma ve güvenlik kurumlarının muhalefeti karşısında bir savaşı
göze alıp alamayacağı konusunda soru işaretleri bulunduğunu da
vurguluyor.
Bazılarının Netanyahu ve Barak'ın Amerika Birleşik Devletleri'ni
harekete geçmeye zorlamak için tehlikeli bir blöf yaptığına
inandığını belirten Guardian, bazılarının da risk sevmeyen
Netenyahu'nun son dakikada geri adım atacağını düşündüğünü
söylüyor.
Guardian'da, Latin Amerika ülkesi Ekvador'un
Londra'daki büyükelçiliğine sığınıp, siyasi sığınma talep eden
Wikileaks internet sitesinin kurucusu Julian Assange'ın akibetiyle
ilgili bir haber dikkat çekiyor.
'Assange'a sığınma hakkı tanınacak'
Assange, tecavüz ve cinsel saldırı suçlamaları nedeniyle,
İngiltere'den İsveç'e sınırdışı edilmemek için, geçen Haziran
ayında büyükelçiliğe sığınmıştı.
Ekvador hükümetinden bir kaynağa dayandırılan haberde, Ekvador'un
Assange'a siyasi sığınma hakkı vereceği belirtiliyor.
Haberde ayrıca, Assange'ın büyükelçiliğe sığınmadan önce Ekvadorlu
yetkililerle görüştüğü ve daha önceden yapılan bir anlaşmaya
dayanarak büyükelçilik binasına girdiği söyleniyor.
Ancak habere göre bu, sembolik bir jestten öte gitmeyebilir.
Çünkü, hakkındaki suçlamaları reddeden Assange, Ekvador'a gitmek
için büyükelçiliği terk ettiği sırada, şartlı tahliye kurallarını
ihlal ettiği için İngiliz polisi tarafından tutuklanabilir.
Euro Bölgesi'nde resesyon tehdidi
Financial Times'ın dünya haberleri sayfalarında,
Euro Bölgesi'nden gelene olumsuz büyüme rakamlarına geniş yer
veriliyor.
Haberde, Euro Bölgesi'nin Haziran'a kadarki üç aylık dönemde Gayri
Safi Hasıla'nın yüzde 0,2 oranında düşmesiyle, son üç yıldaki
ikinci ekonomik durgunluğa girmeye yakınlaştığı belirtiliyor.
Haberde görüşlerine yer verilen Ekonomi Uzmanı Howard Archer,
"Ekonomik durgunluğun teknik tanımı, üst üste iki çeyrekte daralma
olduğu için resmen durgunluğa girildiği söylenmiyor. Ama Euro
Bölgesi aslında, neresinden bakarsanız bakın, ekonomik durgunluğa
girmiş halde." diyor.
Independent'ın manşetinde, İngiltere Kültür, Medya ve Spor bakanı
Jeremy Hunt'ın sözlerine gösterilen tepki var.
Hunt, Londra Olimpiyatları'nın turizm açısından "çok iyi bir dönem"
olduğunu söylemişti.
Ancak Independent'ın haberine göre, seyahat şirketleri, küçük esnaf
ve Londra dışındaki turizm işletmelerinde çalışanlar olimpiyatları,
en kötü iş yaptıkları dönem olarak tanımlıyor.
Haberde görüşlerine yer verilen bir otel işletmecisi, olimpiyat
döneminde Londra rezervasyonlarının üçte bir oranında azaldığını,
kıta Avrupası'ndaki şehirlerdeki rezervasyonlarınsa yüzde 45
oranında arttığını söylüyor.
Times'a geçiyoruz. Times'ın dünya haberleri sayfalarında,
Fransa'nın kuzeyindeki Amiens kentinde gençler ve polis arasında
çıkan çatışmalara geniş yer ayırılıyor.
Times'ın haberinde olayların tüm ülkeye yayılmasından kaygı duyan
Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande'ın tatilini yarıda kesip,
olaylara karışan gençlere sert bir yanıt verileceğini söylediği
belirtiliyor.
'Aşırı sağa verimli alan'
Amiens'te olanlarla ilgili haberin hemen altında da, Adam Sage
imzalı bir analiz yer alıyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;
"Cumhurbaşkanı Hollande, eski sömürgelerden gelen göçmenleri
onlarca yıl topluma entegre edememenin bir sonucu olan bu
isyanlarla ugraşmak zorunda kalan son Fransız siyasetçi oldu. Eski
Sosyalist Başbakan Lionel Jospin gibi bazıları, 1970'lerde
banliyölere yerleşen göçmenlere sosyal yardımlar ve istihdam vaat
etti. Eski Cumhurbaşkanı Nicola Sarkozy gibi diğerleriyse,
banliyöleredeki sosyal konutlarda uyuşturucu ticaretini engellemek
için sert polisiye önlemler taahhüt etti. Bir yanda, Fransız yaşam
biçiminin medeniyetin zirvesini temsil ettiğini düşünen, müreffeh
beyaz topluluklar var. Diğer yandaysa, kendilerini reddettiğini
düşünen topluma nefret besleyen üçüncü kuşak göçmenler. Bu çatışma,
aşırı sağ için verimli bir alan ve Ulusal Cephe'nin neden Fransa'da
önemli bir siyasi güç olduğunu açıklıyor"
'Hollande'ın pervasız vaatleri'
Daily Telegraph da başyazılarından birinde,
Amiens'te yaşananlar üzerinden Cumhurbaşkanı Francois Hollande'a
yükleniyor. Kısaca aktaralım;
"Francois Hollande görevdeki 100'üncü gününü dün Fransız
Rivierası'nda kutladı. Ancak 100'üncü gününde Amiens'te 16 polisin
yaralanmasına yol açan şiddet olayları yaşandı. Özellikle gençler
arasındaki rekor işsizlik, durgun ekonomi ve bakanların "ezici"
diye tanımladığı kamu borcu düzeyleriyle, bu tür şiddet olayları
daha sık yaşanabilir. Peki bu ortamda Hollande nasıl seçim
kampanyasında söz verdiği gibi, Avrupa'nın kemer sıkma önlemlerine
karşı bayraktarı olacak? Sorunun yanıtı: Hayır, olamayacak.
Hollande'ın altına imza attığı, kamu borçlarını azaltma hedefleri
için bu yıl 12 milyar, gelecek yıl da 33 milyar Euro kesinti
yapılması gerekiyor. Popülaritesi giderek düşen Hollande, yavaş
yavaş seçim kampanyasında pervasızca vaatlerde bulunmanın bedelini
öğreniyor."