145 bin dersliğe ihtiyaç var

Dinçer, Eğitim Sen şube yöneticilerinin eğitimi amacıyla Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen toplantının açılışında yaptığı konuşmada, eğitim sisteminde ve işkolunda yaşanan sorunların giderek arttığını ifade etti. Eğitimde özelleştirme ve piyasalaştırma arayışlarının gözle görünür hale geldiğini savunan Dinçer, yapılan yasal düzenlemeler ve okullarda yaşanan fiili uygulamaların, eğitimin durumunun her geçen gün daha da kötüye gittiğini ortaya koyduğunu belirtti. Büyük kentlerde ortalama 50-60 kişilik sınıf mevcudu ile sağlıklı bir eğitim programının uygulanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Dinçer, Türkiye'de 24'er öğrencili sınıflarda normal eğitim yapılabilmesi için 145 bin dersliğe ihtiyaç olduğunu kaydetti. Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın açıklamasına göre Türkiye'de net öğretmen açığının 165 bin olduğuna dikkati çekerek, geçen günlerde yapılan 20 bin öğretmen atamasına karşın, bu yıl en az 60 bin öğretmen atamasına daha ihtiyaç olduğunu söyledi. Açıköğretim Lisesi Yönetmeliği'nde yapılan değişikliğin yürütmesinin durdurulmasının anlamlı olduğunu dile getiren Dinçer, şöyle konuştu: ''Diğer taraftan, Danıştay'ın okula gelip giderken türban takan bir öğretmenin anaokulu müdürü olamayacağına ilişkin kararı, kamusal alandan çok özel alana ilişkin bir karardır. Kamu hizmetinde bulunanlar, siyasal simge ve semboller ile görevlerini yapamazlar. Ancak özel alanın böylesine bir düzenlemeye tabi tutulmasının özgürlüklerle, demokrasi ve laiklikle bir ilgisi yoktur. Eğitim Sen her zaman, temel hak özgürlüklerin kesintisiz uygulanması gerektiğini savunmakta, bu anlamda kararın 'tektipleştirmeye' yönelik, zorlama bir karar olduğuna inanmaktadır.'' Ek ders ücretlerinde yapılacak artışın geciktirilerek ''sinekten yağ çıkarılmaya çalışıldığını'' ileri süren Dinçer, yapılacak artışın 1 Ocak 2006'dan itibaren geçerli olması gerektiğini ifade etti. Alaaddin Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın özel okullarda okuyan öğrencilere de ücretsiz kitap dağıtılması yönünde çalışma yaptığını anlatarak, bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, böylesi bir kararın uygulanmaması için her türlü çabayı göstereceklerini bildirdi.