14 yaşındaki baldızına tecavüz etti ve...
Abone olEşi ailesinin yanına gidince çocuklara bakmak için eve gelen 14 yaşındaki baldızına tecavüz etti, zorbalık küçük kız hamile kalınca ortaya çıktı
Eşi ailesinin yanına
gidince çocuklara bakmak için eve gelen 14 yaşındaki baldızına
tecavüz etti, zorbalık küçük kız hamile kalınca ortaya
çıktı
Samsun'da eşinin ailesinin yanına gitmesi üzerine, çocuklarına bakmak için eve gelen ve olay tarihinde 14 yaşında olan baldızına tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan 41 yaşındaki Hüsamettin Turgu, 20 yıl 5 ay hapis cezasına mahkum oldu.
Adalet Mahallesi'nde 2006 yılının Aralık ayında meydana gelen olayda, iddialara göre olay tarihinde 14 yaşında olan E.K., 35 yaşındaki ablası Katibe T.'nin Tekkeköy'de bulunan ailesinin yanına gitmesi üzerine 2 yeğenine bakmak için eniştesinin evine gitti. Akşam yemek yedikten sonra yeğenlerini yatıran E.K.'ya 41 yaşındaki enişte Hüsamettin Turgu kola ikram etti. Kolayı içtikten sonra uykusu gelen genç kız odaya giderek yattı. Kısa süre sonra odaya giren Hüsamettin Turgu, E.K.'nın ağzını kapatarak tecavüz etti. Sonra da olayı başkasına anlatırsan kendisini öldüreceğini söyleyerek tehdit etti. Korkusundan kimseye bir şey söyleyemeyen E.K., bir süre sonra hamile olduğunu anladı ve karnını sıkı şekilde sararak hamileliğini gizledi. Ancak 9 ay sonra doğum sancıları tutan genç kız, eniştesi tarafından Samsun Doğum ve Çocuk Hastanesi götürüldü. Doktorlar bir kız çocuğu dünyaya getiren E.K.'nın yaşının küçük olması nedeniyle durumu polise bildirince, enişte Hüsamettin Turgu tutuklanarak cezaevine gönderildi.
ADLİ TIP GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARDI
2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'korumak ve gözetmek
zorunda olduğu baldızına tecavüz etmek' suçundan 15 yıldan
az olmamak üzere hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan
Hüsamettin Turgu, yapılan yargılamalar sırasında bebeğin
kendisinden olmadığını ileri sürerek genç kızla ilişkiye
girmediğini söyledi. Ancak, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan mahkemeye
gönderilen raporda dünyaya gelen kız çocuğunun babasının, yüzde
99.99 Hüsamettin Turgu olduğu belirtilince sanık ifade
değiştirerek, E.K ile sadece seviştiklerini söyledi. Genç kız ise,
kola içtikten sonra kendisinden geçtiğini ileri sürüp eniştesinin
kendisine yaptığı her şeyi hatırladığını söyleyerek şikayetçi oldu.
Mahkeme, sanığa 2007 yılında 19 yıl 9 ay 15 gün hapis cezası
verdi.
Ancak Yargıtay 2'inci yerel mahkemenin bu kararını bozarak E.K'nın ruh sağlığının bozulduğunu ve cezanın artırılması gerektiğini belirterek dosyayı 2 yıl sonra yerel mahkemeye geri gönderdi. Tekrar yargılanan Turgu'ya bu kez mahkeme 20 yıl 5 ay hapis cezası verdi.
İkinci kararın ardından dosya tekrar Yargıtay'a gönderildi.
Yargıtay yaptığı incelemede, genç kızın olay nedeniyle ruh
sağlığınında meydana gelen bozukluğun kalıcı olup olmadığının
araştırılmasını isteyerek dosyayı geçen yıl tekrar yerel mahkemeye
gönderdi. İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilen dosya da yapılan
incelemede genç kızın ruh sağlığındaki bozukluğun kalıcı olmadığı
ileri sürüldü. Bunun üzerine bugün bir kez daha hakim karşısına
çıkan Hüsamettin Turgu, daha önceki ifadelerini tekrar ederek,
"Kendisine zorla bir şey yapmadım. Birlikte kola içtik. Televizyon
seyrettik. Sonra, onun da isteğiyle sadece seviştik. İlişkiye
girmedik" diyerek tahliyesini istedi. Mahkeme sanığı yine 20 yıl 5
ay hapis cezasına çarptırdı.
ÖNCE TECAVÜZ ETTİLER SONRA İSE...
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Kahramanmaraş'ta gelen bir ihbar üzerine harekete geçen polis
ekipleri, Ahırdağı Körçeşme mevkisinde çuval içinde 12 yaşındaki
bir kız çocuğunun cesediyle karşılaştı. İsminin Ş.D. olduğu
öğrenilen kızın, boğulduğu ve daha sonra ormanlık alana atıldığı
öğrenildi.
6. sınıf öğrencisi olduğu bildirilen Ş.D.'nin,
bir gün önce, okuldan çıktıktan sonra kayıp olduğu ve babası
Menderes D.'nin de polise başvurarak kızının kaybolduğu belirtildi.
Polis, Ş.D'nin, tecavüz edildikten sonra öldürüldüğü ihtimali
üzerinde duruyor.
Ş.D.'nin yanı sıra 2 çocuğunun
daha olduğunu anlatan baba Menderes "Perşembe günü akşam
17.30-18.00 saatleri arasında okuldan gelip yemeğini yedikten sonra
bakkala, kırtasiye malzemesi almaya gidiyor. Evimizle arası 450-500
metre olan gittiği bakkaldan alıp geri dönmüyor. 24 saat sonra
çocuğu bulmuşlar. Çuvala koyup yol kenarına
atmışlar."
Katil ya da katil zanlılarının
en kısa sürede bulunmasını isteyen acılı baba Menderes D.,
"Günahsız bir çocuğa neden bunu yaptılar?"
dedi.
POLİS VE ZABITALARA FUHUŞ BASKINI
HABERİ DİĞER SAYFADA
TIKLAYIN[PAGE]
Şişli'de fuhuş yapıldığı iddia edilen 7 ayrı masaj salonuna yapılan baskında, polis, zabıta ve doktorlardan oluşan 15 kamu görevlisinin de aralarında bulunduğu 60 kişi gözaltına alındı.
Şişli'de bulunan bazı masaj salonlarında fuhuş yapıldığı ve bazı
kamu görevlilerinin bunlara göz yumdukları ihbarı üzerine polis
çalışma başlatıldı.
Belirlenen adres ve kişilere yönelik olarak önceki gece eşzamanlı
operasyonlar başlatıldı. Şişli'de bulunan 7 ayrı masaj salonu ile
çok sayıda adreste düzenlenen operasyonlarda, aralarında polis,
zabıta ve doktorlardan oluşan 15 kamu görevlisinin bulunduğu 60
kişi gözaltına alındı. Ayrıca, masaj salonlarında bulunan 20 erkek
müşteri ile burada sigortalı olarak çalıştırıldıkları belirlenen 35
masöz kadının ifadesine başvuruldu.
Gözaltındaki kamu görevlilerinin rüşvet karşılığında ruhsat işlemlerinde yardımcı oldukları, fuhuş yapılmasına göz yumdukları ve kadınların doktor kontrolünde usülsüzlük yaptıkları belirlendi.
KÜÇÜK ŞEYMAN'NI KATLİ YAKALANDI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Kahramanmaraş'ta boğularak öldürüldükten sonra cesedi bir torba içerisinde ormanlık alana atılmış halde bulunan ilköğretim 7'nci sınıf öğrencisi olan Şeyma D.'nin katil zanlısı bir kişi İstanbul'da gözaltına alındı.
Kahramanmaraş'ta Dumlupınar Mahallesi'nde oturan ilköğretim 7'nci sınıf öğrencisi Şeyma D. geçtiğimiz hafta defter almaya diye çıktığı evine bir daha dönmedi. Ailesinin şikayeti üzerine yapılan arama çalışmaları sonucunda küçük kızın bir torbaya konulmuş cesedi şehir merkezinden 20 kilometre uzaklıktaki Ahirdağı etekleri Kör Çeşme Mevkii'nde köylüler tarafından bulundu. Ceset üzerinde yapılan otopsi de küçük kızın boğularak öldürüldüğü anlaşıldı. Olayla ilgili yapılan soruşturma sonucunda Kahramanmaraş polisi, olayın muhtemel faili olduğunu düşündüğü inşaat işçisi İbrahim A'nın olaydan sonra şehirden ayrıldığını tespit etti. Yapılan incelemede şüphelinin İstanbul'a geldiğinin belirlenmesi üzerine İstanbul polisi devreye girdi. İstanbul polisinin yaptığı operasyon sonrası cinayet şüphelisi İbrahim A, İstanbul'da saklandığı adreste yakalandı. İbrahim A, önceki gün Kahramanmaraş'tan gelen polis ekibine teslim edildi. İbrahim A, sorgulanmak üzere Kahramanmaraş'a götürüldü.
DEFTER AKMIŞ
Kahramanmaraş 75'inci Yıl İlköğretim Okulu'nda 7'nci sınıfa giden Şeyda Durgun'un acılı babası Menderes Durgun,: "Perşembe günü akşam 17.30-18.00 saatleri arasında okuldan gelip yemeğini yedikten sonra bakkala, kırtasiye malzemesi almaya gidiyor. Evimizle arası 450-500 metre olan gittiği bakkaldan alıp geri dönmüyor. Ev ile market arasındaki dönüşte kayboluyor. 24 saat sonra çocuğu bulmuşlar. Bizi hastaneye çağırdılar. Jandarma bize boğulduğunu, kafasında darp izi bulunduğunu söyledi. Çuvala koyup yol kenarına atmışlar. Böyle insafsız insanlar için neler söyleyecek bir şey bulamıyorum. Düşmanı olduğum kimseler yok. Düşmanım olan benimle hesaplaşır, çoluk çocuğumdan ne ister? " diye konuşmuştu.
GENÇ FUTBOLCU GÖZYAŞLARI İÇİNDE UĞURLANDI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
İzmir Süper Amatör B Grubu’nda mücade eden Gülzelbapçe
Belediyespor ile Tirespor’un maçı sırasında kalp krizi geçirerek
yaşamını yitiren 22 yaşındaki Serkan Tuğal, memleketi Manisa’da
toprağa verildi. Törende kulüp başkanları yetkililere çağrıda
bulunup, amatör spor kulüplerine sahip çıkılmasını
istedi.
İzmir Süper Amatör B Grubu’nda dün oynanan Gülbahçe Belediyespor
ile Tirespor’un Balçova Sahası’ndaki karşılaşmasında 11 numaralı
formayı giyen futbolcu Serkan Tuğal, maçın 7’nci dakikasında aniden
rahatsızlanıp yere yığıldı. Tiresporlu futbolcu Tuğal’a ilk
müdahaleyi tribünlerde maçı izleyen bir aile hekimi yaptı. Sağlık
ekibi ve ambulansın bulunmadığı ileri sürülen sahada kalbi durduğu
belirlenen 22 yaşındaki Tuğal, yapılan müdahalelere rağmen yeniden
hayata döndürülemedi. Olayın ardından gelen sağlık görevlilerinin
müdahaleleri de yeterli olmadı ve genç futbolcu hayatını
kaybetti.
MEMLEKETİ MANİSA’DA CENAZE TÖRENİ
Ömrünün baharında yaşamını yitiren futbolcu için bugün memleketi
Manisa’da cenaze töreni düzenlendi. Mesir Camisi’nde ikindi vakti
törene Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Başkanı Tekin
Tatlıcıoğlu, Tirespor Kulübü Başkanı Yılmaz Kocaoğul, Manisa
Belediyespor Başkanı Cenk Ergün, Manisa Amatör Spor Kulüpleri
(ASKF) Başkanı İsmail Aydın, Tuğal’ın eksi teknik direktörü Serol
Emlek, Tirespor Kulübü’nün yöneticileri, futbolcuları, Manisa
Belediyespor Kulübü’nün futbolcuları ve yakınları katıldı.
Cenazede, baba Murat Tuğal taziyeleri kabul ederken, anne Hatice
Tuğal ile kız kardeşi Ayfer Tuğal, Serkan Tuğal’ın tabutuna sarılıp
gözyaşı döktü.
İHMAL İDDİASI
Cenaze namazı öncesi kısa bir açıklamada bulunan Tuğal’ın eski
teknik direktörü Serol Emlek, "Kendisi çok iyi bir çocuktu.
Saygılıydı. Böyle bir şekilde hayatını kaybetmesi hepimizi çok
üzdü. Bir amatör maçında sağlık ekibinin olmaması da büyük bir
ihmal" diye konuştu.
Tirespor Kulübü eski müdürü Sefa Taşal da, Serkan Tuğal’ın kalp
krizi geçirdiği sırada kendisinin tribünde olduğunu belirterek, "20
dakika boyunca ambulans beklendi. Futbolda böyle bir şey olmaz.
İhmalden dolayı hayatını kaybetti" dedi.
BAKAN KILIÇ’I GÖREVE ÇAĞIRDI
Manisa Belediyespor Kulübü Başkanı Cenk Ergün orada bir ambulansın
ve sağlık ekibinin bulunmamasının gelişen Türkiye’ye yakışmadığını
söyledi. Ergün, şöyle konuştu:
"Bir ülkenin büyümesi siyasi ve ekonomik anlamda değildir. Bir
amatör spor kulübü başkanı olarak, Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ı göreve davet ediyorum. Bu konularla ilgilensin. Kulüplerin
ihtiyaçlarıyla ilgilensin. Bu ülkede 70 milyonu ilgilendiren bir
olaydır. Üç gün sonra Serkan’lar unutulmasın."
Tuğal’ın cenazesi. kılınan namazın ardından gözyaşları arasında
Kırtık Mezarlığı’nda toprağa verildi.
AMBULANS 14 DAKİKADA GİTMİŞ
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, maç sırasında kalbinin durmasıyla
yaşamını yitiren genç futbolcu Serkan Tuğal için istenen ambulansın
geç geldiği iddiaları üzerine yazılı bir açıklama yaptı. İzmir 112
Ambulans Merkezi’ni dün saat 13.03’te arayan bir saha görevlisinin
amatör küme futbol maçı sırasında ayağı kırılan bir sporcu için
ambulans istediği, sahadaki sağlık görevlilerinin muayane ettiği ve
ardından soyunma odasına götürüldüğü bilgisinin verildiği aktarılan
açıklamada şöyle denildi:
"112 Komuta Kontrol Merkezinde görevli personel, kendisine Balçova
bölgesinde görev yapan 112 ambulansının başka bir hastaya müdahale
ettiği için yerinde olmadığını, başka bir bölgeden ambulans
yönlendireceğini bildirmiştir. Futbol sahasına 10 dakika içerisinde
ulaşabilecek 4 istasyonun ambulanslarının da o saatlerde başka
vakalar için göreve çıktığının tespit edilmesi üzerine, Güzelbahçe
112 ambulansı olay yerine sevk edilmiştir. Güzelbahçe bölgesinden
hareket eden 112 ambulansı 14 dakikada futbol sahasına ulaşmıştır.
Ambulansta bulunan hekim, hastaya ulaştıklarında ayak kırılması
veya başkaca bir travma öyküsünün olmadığını, kişinin aniden sahada
yığıldığını ve kalbinin durduğunu tespit ederek hemen yeniden
canlandırma (CPR) işlemlerine geçildiğini ifade etmiştir. Hastanın
başında doktor olduğunu beyan eden sivil giyimli bir kişiden de
yardım aldıklarını, ancak hastaya ulaştıkları sırada herhangi bir
ilkyardım ve yeniden canlandırma çabası görmedikleri özellikle
vurgulamıştır."
1.5 SAATLİK CANLANDIRMA ÇABASI
Serkan Tuğal’a, olay yerindeki 112 ambulansı ile tıbbi müdahaleye
devam edilerek Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi’ne
13.28’de ulaştırıldığı kaydedilen açıklama şöyle devam etti:
"Acil servisten alınan bilgiye göre burada 1.5 saat CPR
uygulanmış, hatta harici kalp pili ile uyarı verilmiş, ancak en
ufak bir geri dönüş belirtisine rastlanılmamıştır. Sonuç olarak
hastanın ani kalp durmasına bağlı olarak hayatını kaybettiği kabul
edilmiştir. Bu olayla ilgili tüm bilgilere 112 Komuta Kontrol
merkezinin ses kayıt ve ambulans kayıt bilgilerinden ulaşılmış ve
doğrulanmıştır. Futbolcunun kulübünden bir yetkili müdahaleler
esnasında sağlık ekibimizin yanında bulunmuştur. Bu şahsın verdiği
sözlü bilgi ile futbolcunun daha önce iki kez halı saha müsabakası
sırasında bayılma öyküsü olduğu öğrenilmiştir."
Her türlü kamu ve özel kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen
sportif müsabakalar sırasında saha içi ve saha dışı sağlık ve
güvenlik tedbirlerinin alınmasının, bu organizasyonları düzenleyen
kurum ve kuruluşlarının sorumluluğunda olduğu vurgulanan açıklamada
şöyle denildi:
"Oradaki tedbirlerin yetersiz olduğu acil durumlarda, 112
ambulanslarından yardım talep edilmektedir. Bu olayda 112
arandığında hastanın tıbbi durumu ile ilgili yeterli bilgi
verilmediği gibi, ulaşıldığına kadar ne gibi ilkyardım ve sağlık
uygulamalarının yapıldığı da bilinmemektedir. Ayrıca geçmişte
sağlık sorunları olduğunun sporcunun çalıştığı kulüp yetkililerince
de belirtilmesi ile ilgili olarak ne tür sağlık muayenelerinden
geçirildiğinin sorgulanarak ani kalp durmasının nedenleri de
araştırılmalıdır."
KIZINI PAZARLAYAN ANNE YİNE ŞOK ETTİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Adana'da öz kızı 13 yaşındaki F.H.'yi 5 TL karşılığı erkeklere pazarladığı iddiasıyla tutuklanan 40 yaşındaki Kader H. ile küçük kızla ilişkiye girdiği öne sürülen 45 yaşındaki Mehmet T. ve 46 yaşındaki Mehmet Ali İ.'nin yargılanmasına başlandı.
Merkez Yüreğir İlçesi'nde ilköğretim 7'nci sınıf öğrencisi F.H.'nin okulda rahatsızlanıp, ardından götürüldüğü hastanede hamile olduğu anlaşılınca, cinsel istismar olayı ortaya çıktı. Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri, 2 Kasım'da 26 haftalık hamile olduğu tespit edilen F.H.'nin psikolog gözetiminde ifadesini aldı. F.H., annesi tarafından götürüldüğü 2 erkeğin kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğini anlattı. Küçük kızın ifadesi üzerine harekete geçen polis ekipleri, annesi Kader H. ile temizlik işçisi Mehmet T. ve özel güvenlik görevlisi Mehmet Ali İ.'yi gözaltına aldı.
Sorgularının ardından tutuklanan sanıklardan Kader H. hakkında 'küçük yaştaki kızını fuhşa teşvik etmek' suçundan toplam 37.5 yıla kadar, Mehmet T. ile Mehmet Ali İ. hakkında ise 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmalarına başlanan sanıklar suçlamaları kabul etmedi.
Anne Kader H., kızını satmadığını, Mehmet T.'nin küçük kızla anal yolla birlikte olduğunu, Mehmet Ali İ.'nin ise sadece yanak yanağa öpüştüklerini ileri sürdü. Anne Kader H., "Ben böyle olmasını istemezdim. Pişmanım. Kızım benimle birlikte geliyordu. Diğer sanıklarla kendi isteğiyle birlikte oluyordu. Ben kızımı azmettirmedim. Teşvik etmedim. Sanıklarla birlikte olduğunu da biliyordum" dedi.
"YANAK YANAĞA ÖPÜŞTÜK"
Kader H. ile 3 yıldır ilişkisi olduğunu söyleyen sanık Mehmet Ali İ. ise "Benim annesi ile ilişkim vardı. Ancak, kızla kesinlikle ilişkim olmamıştır. 'Hoş geldin' deyip yanak yanağa öpüşmüşüzdür" diyerek suçlamayı kabul etmedi.
Sanıklardan Mehmet T. de savunmasında, "Benim kızla normal yoldan cinsel birlikteliğim olmadı. Anal yoldan birlikte olduk. Kaç kez olduğunu hatırlamıyorum. Her defasında annesi de bizimle oluyordu. Annesine de çocuğuna para veriyordum. Ancak kızının yaşının küçük olduğunu bilmiyordum. Pişmanım" diyerek kendini savundu.
Daha önceki ifadelerinde kızının diğer sanıklarla ilişkiye girdiğinden haberi olmadığını ileri süren Kader H. şöyle konuşmuştu:
"Eşim inşaatlarda çalıştığı için maddi sıkıntı çekiyorduk. Bu yüzden para karşılığı erkeklerle ilişkiye girdim. Bu kişiler bana kızımla birlikte olmak istediklerini söylediler. Ben de daha çok küçük olduğunu, buna izin veremeyeceğimi söyledim, ama ısrar ettiler. Bunun üzerine ilişkiye girmemeleri şartıyla ellemelerine izin verdim. Kısa süreliğine baş başa kalmaları için mutfağa gittim. Döndüğümde kızım giyiniyor, onlar ise çıplaktı. Ne yaptıklarını bilmiyorum. Sadece ellediklerini düşündüm. Dolmuş parası olarak da 5 lira verdi."
"ÇOCUK KİMDEN?"
Mahkeme heyeti, halen devlet korumasında bulunan küçük kızın
karnındaki bebeğin kimden olduğunun araştırılmasına, yaşadığı
olaylardan dolayı ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmadığı
yönünde istenen raporun beklenmesine karar vererek duruşmayı
erteledi.