14 Ekim 2011 Basın Özeti
Abone olEcomist'ten Türkiye-AB ilişkileri yorumu: Belirsiz Yol, Libya'da hükümet güçlerinin 'zaferi yakın', Berlusconi'nin kader oylaması, Hilary Swank özür diledi ve İngilizler'in tatil tasarrufu
Economist dergisi, yeni sayısında Türkiye Avrupa Birliği
ilişkilerinde gelinen noktayı değerlendiren bir yazıya yer
veriyor.
'Belirsiz Yol' başlıklı yazının ilk cümlesinde, 'Türkiye Arap
dünyasına bir model olmakla övünürken, eğilim 50 yıllık Avrupa
Bİrliği'ne girme arzusunu yok olmuş gibi görme yönünde' deniyor ve
şöyle devam ediliyor;
"Gelişen bir ekonomi, laik demokrasi ve yeni bölgesel güçle
beraber, "Avrupa'ya kimin ihtiyacı var ki?" nakaratı da geliyor.
2005'te başlayan üyelik müzakereleri, Kıbrıs konusundaki
tartışmalar ve bazı Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'nin
üyeliğine direnmesi nedeniyle durmuş halde. Bir yıldır yeni bir
başlık açılmadı. Türkiye hava ve deniz limanlarını Rumlara açana
kadar da yeni başlık açılmayacak, ki bu de pek olası
değil."
'AKP kaygılanmıyor'
Müzakerelerdeki duraklamanın Avrupa Komisyonu'nun İlerleme Raporu'nda da not edildiğini belirten dergi, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu durumdan pek kaygılanmadığını vurguluyor.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın da "Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne olduğundan daha çok ihtiyacı var" iddiasını dile getirmeyi sevdiği kaydediliyor.
Economist, Türkiye'de Avrupa Birliği üyeliğine verilen desteğin
sürmesine karşın, ilişkilerin kötüleşiyor gibi göründüğünü
belirtiyor.
Dergi, Amerikan düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu'nun araştırmasına göre, üyeliğe verilen desteğin geçen yılki yüzde 38'lik orandan, bu yıl yüzde 48'e çıktığını yazıyor.
'AB'nin nüfuzu azalıyor'
Economist şöyle devam ediyor;
"Bu sırada, Türkiye'nin ne yapacağı pek belli olmayan başbakanı
Recep Tayyip Erdoğan, Rumlar'ın Kıbrıs'ın güney kıyılarında
doğalgaz aramasıyla ilgili olarak savaştan bahsedip, Washington'da
ters tepki gördü. İngiltere ve Fransa'yı Libya üzerinde sömürgeci
planlar yapmakla suçladı. İsmini vermediği bir Alman vakfının da
PKK'yı finanse ettiği iddiasını dile getirdi. Hükümeti Arapçayı
ilköğretim okullarında seçmeli dersler arasına sokmayı planlıyor ve
Kürtlerin anadilde eğitim taleplerini hala geri
çeviriyor."
Economist, bu durumun kısmen Avrupa Birliği'nin azalan nüfuzunu
gösterdiğini söylüyor.
'Demokratikleşme sürüyor'
Dergi buna karşın, Türkiye'nin demokratikleştiğini belirtiyor ve Avrupa Birliği Komisyonu'nun ordunun azalan gücüne dikkat çektiğini vurguluyor.
Hristiyanların elinden alınan gayrimenkullerin bir kısmının iade edildiği, hükümetin terör şüphelilerinin 10 yıla kadar uzayan yargılama öncesi hapis süresini kısaltmayı planladığı belirtiliyor.
Dergi, "Daha da önemlisi hükümet 1980 darbesinden sonra yapılan
anayasayı değiştirme planları konusunda muhalefetle görüşüyor"
diyor. Yazı, şu satırlarla sona eriyor;
'Türkiye'nin hala gidecek çok yolu var'
"Ama yine de komisyon eleştirecek çok şey buldu. Şu anda
Türkiye'de tüm diğer ülkelerden daha çok sayıda gazeteci hapiste.
Türkiye, kadına yönelik şiddet konusunda dünyanın en kötüleri
arasında. Kürtlere karşı yeni operasyonlarda 3 binden fazla kişi
gözaltına alındı. Buna 12 seçilmiş belediye başkanı ve 6 Kürt
parlamenter de dahil. Daha bu hafta savcılar üç Kürt kadın
parlamenter hakkında 150 yıl ceza istedi. Türkiye'nin çağdaşlaşma
konusunda hala yapacak daha çok şeyi var"
Guardian, bugün manşetini Libya'daki gelişmelere ayırıyor.
Gazete, devrik lider Albay Muammer Kaddafi'nin doğum yeri Sirte'nin
düşmeye çok yakın olduğunu belirtiyor.
'Libya'da zafer yakın'
Kentte sadece 100 Kaddafi yanlısı savaşçının kaldığını söyleyen gazete, Ulusal Geçiş Konseyi'nin tam bir zafer ilan etmeye hazırlandığını yazıyor.
Gazetenin Sirte'deki muhabiri, Kaddafi yanlıları için durumun artık umutsuz olduğunu ve şehrin küçük bir kısmına sıkıştıklarını belirtiyor.
Bu aşamada artık gündemdeki sorunun Konsey güçlerinin çatışmayı kazanıp kazanmayacağı değil, zaferden önce her iki taraftan kaç kişinin daha öleceği olduğu vurgulanıyor.
Berlusconi'nin kader oylaması
Guardian'ın dünya haberleri sayfalarında da İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin bugün parlamentoda karşılaşacağı güvenoylaması haberleştirilmiş. Gazete, Berlusconi hükümetinin güvenoyu için muhalefetten daha çok sayıda oy alması gerektiğini yazıyor. Koalisyon ortağı Kuzey Birliği Partisi'nin lideri Umberto Bossi'nin hükümete destek olacaklarını açıklamasıyla kağıt üzerinde hükümetin güvenoyu alması beklendiği söyleniyor. Ancak koalisyon ortağı partilerden bazı milletvekillerinin karşı oy kullanma riski bulunduğu ve bu durumun hükümeti düşürebileceği kaydediliyor.
'Artık git Silvio'
Financial Times da oylamaya başyazılarından birini ayırmış.
Gazete 'Artık gitme zamanı Silvio' diyor. Dikkat çeken satırlar
şöyle;
"Berlusconi'nin niye iktidarda kalması gerektiğini meşru göstermeye
çalışırken kullandığı argümanlar, en iyimser görüşle zayıf. 75
yaşındaki başbakan İtalya'ya sadece kendisinin istikrar
getirebileceğini ve ekonomik reformlar yapacağını iddia ediyor. Ama
sicili farklı bir görüntü sergiliyor. Son güvenoylamasının ardından
koalisyonundaki ayrılıklar ve aksilikler siyasi istikrar getirme
iddiasını yalanlıyor. Ekonominin arz yönünde köklü değişiklik
taahütü ise en az kendi ekonomik ve siyasi çıkarlarının neredeyse
ayrılamaz bir hale geldiği iktidardaki geçmişi kadar
bayat."
Özür var, para yok
Independent Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov'un
doğumgünü partisine katıldığı için insan hakları gruplarından
eleştiri alan ünlü Hollywood yıldızı Hilary Swank'ın özür
dilediğini yazıyor. Ancak Swank'ın özür dilemesine karşın, partiye
katılmak için aldığı ücreti iade edip etmeyeceği konusunda bir şey
söylemediği belirtiliyor.
Habere göre Swank, 'Bu etkinliğe katıldığım için çok pişmanım.
Bu partide ne olacağını bilseydim, asla gitmezdim' diyor.
Swank partide sahneye çıkıp, 'Çeçenistan'daki herkes çok mutlu.
Doğum gününüz kutlu olsun başkan Kadirov' demişti.
Haberde ayrıca, partiden beş gün önce insan hakları örgütlerinin
Swank'ın menajerini arayıp Kadirov rejimi hakkında bilgi verdiği,
menajerininse Hollywood yıldızının partiye katılmayacağını
söylediği aktarılıyor.
İngilizler'in tatil tasarrufu
Daily Telegraph, İngilizler'in ekonomik kriz nedeniyle ülke dışında yaptıkları tatillerden feragat etmek zorunda kaldığını yazıyor. İstatistiklere göre, ülke dışında tatil yapan İngilizler'in sayısı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık 600 bin kişi azaldı. İngiliz seyahat acenteleri ve tur operatörleri birliği ABTA'nın sözcüsü de, özellikle Mısır, Tunus ve Türkiye'ye giden İngiliz turist sayısında önemli azalmalar yaşandığını belirtiyor. İngilizlerin İspanya, Portekiz ve Yunanistan gibi İngiliz pazarında daha popüler olan ülkeleri tercih ettiği kaydediliyor.