14 Ağaç için 150 milyon lira zarar verdiler
Abone olMilli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gezi Parkı olaylarına ilişkin açıklamasında, “14 ağaç için 150 milyon TL zarar verdiler" dedi.<br/>Milli...
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gezi Parkı olaylarına ilişkin
açıklamasında, “14 ağaç için 150 milyon TL zarar verdiler"
dedi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti Sivas İl Teşkilatının
düzenlediği, Ağustos ayı İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı.
Toplantıda Gezi Parkı olaylarını değerlendiren Bakan Yılmaz,
“Değişim ve dönüşüm hem ülkemizde, hem de bölgemizde çarpıcı bir
şekilde devam etmektedir. Ülkemizde bu süreç içerisinde yaşanan
Gezi Parkı Olayları ülke gündemimizin önemli bir kısmını aldı.
Mazlum ve haklı bir görünebilecek bir çevre duyarlılığı bahane
edilerek iktidardan rahatsız olan kesimlerin demokrasi ile iktidara
gelemeyecek olan kesimlerin iktidarı götürme çabası içinde
tırmandırdığı olaylardır. O dönemde verilen mesajların biri şu
‘Arkadaşlar hükümeti bugün düşürdük, düşürdük yoksa bir daha
kuyruğumuzu dikemeyiz’. Bir başkası, ‘Mesele sadece Gezi Parkı
değil arkadaş sen hala anlamadın mı hadi gel’ eğer sadece Gezi
Parkı olsaydı bir İstanbul’da olurdu. Ama Türkiye’nin hemen hemen
bütün illerinde birkaç il istisna bütün illerinde oldu. Dolayısıyla
Gezi Parkı’nın ötesine geçtiğini biz buradan görüyoruz. Terörle,
ekonomik kriz ile netice alınamayacağını görenler çünkü şimdiye
kadar bunu bahane ederlerdi. Bakın kardeş kanı dökülüyor, terörü
kim durduracak, durduran yok mu? , ekonomide mutfaklar yanıyor, bu
mutfaktaki yangını söndürecek kimse yok mu? Enflasyon nereye gitti,
herkes aç, herkes yoksul, herkes gariban dolayısıyla yeni bir
arayış arandı ama terörle Allah’a hamdolsun geri iletildi. Artık
kimse ekonomiden bahsetmiyor, yüzde 30, yüzde 100 faizlerden kimse
bahsetmiyor dolayısıyla bunlardan hükümeti götüremiyenler ülkemizin
milli birlik ve beraberlik ruhunu tahrip etmek istediler darbe
vurmak istediler. Başka bir yerden ülkemize darbe vurmak istediler”
dedi.
"14 tane ağacı bahane edip 150 milyon TL zarar verdiler" diyen
Bakan Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sivil araçları, polis araçlarını, belediye otobüslerini,
durakları, kaldırımları tahrip ettiler verdikleri zararla en az 15
milyon ağaç dikilebilirdi. Liderimiz üzerinden kaleyi fethetmek
surdan gedik açmak istediler. Vatandaş meselenin ne olduğunun
farkında Gezi Parkı olayları halkımızın daha da bilinçlendirdi.
Eskinin tam ölmediğini, yeninin ise tam dolmadığının farkına vardı.
Yıkmak, kırıştırmak kolay yapmak, yönetmek zordur. Biz zora talip
olduk problemler sandalı içinde olan bir ülkemiz var biri bile
ülkemizi karıştırmaya yeter buda bizim daha çok çalışmamızı daha
çok uyanık olmamızı gerektirir. Ülkemiz üzerinde gizli, açık,
kapalı bir nifak var üzerimizde ki olan şey bizlerden önceki
nesillerin bize emanetidir aldığımız bu emaneti bizden sonraki
evlatlarımıza, torunlarımıza bizden daha iyi bir şekilde teslim
etmek bizim boynumuzun borcudur. Gezi olaylarında hukuk devleti
gereği olarak hukuk ne derse ve müteakibinde halkımız ne derse o
olacak ve sonucuna göre davranacağız. Biz kendimize bakacağız biz
doğru yolda, doğru istikamette olduktan sonra kimse bize zarar
veremez.”
Suriye ve Mısır’da yaşanan olayları değerlendiren Bakan Yılmaz,
“Bugün gerek Suriye’de gerek Mısır’da olanlar karşısında herkes
sınavda doğuda, batıda her şeyin hesabını bu dünyada görüleceğini
sananlar bu dünyadaki geçici zaferleri her şeyin üstünde görenler
bütün ömrünün sadece bu dünyada olduğunu düşünenler ilkelerini bir
kenara bıraktılar. Onlar kısa bir süre içerisinde galip gelmeyi her
şeyden değerli gördüler onlar hesap gününü düşünmediler. Mısır’da
olana darbe diyemediler binlerce masumun gerek Mısır’da gerek
Suriye’de öldürülmesine katliam da diyemediler. Gözleri var
bakarlar görmezler dilleri var konuşamazlar bunlar gerçekte
kaybedenlerdir gerçek galip gelenler yıldızların rabbi olan Allah’
giden yol üzerinde olanlardır Allah’ta başka galip yoktur
diyebilenlerdir. Bugünde ne Mısır’daki darbeye sessiz kalanlar
unutulur ne de Mısır’daki halkın iradesine saygın duyulsun diyenler
unutulur. Ne Suriye’de ki katliama sessiz kalanlar unutulur ne de
Suriye davasını haklı davasının yanında olanlar unutulur. Biri
şerle anılır biri hayırla anılır. Bugün kaybeden tarafta olsa dair
kimse mahsur değil bugünde olsa aynı yolu doğruyu ve tarafı seçer.
Yıllardır dünyaya hak hukuk demokrasi insan hakkı dersi verenler bu
değerlerin muhatabının, bu coğrafyadaki insanımız olduğunu Mısır ve
Suriye imtihanının önlerini konulduğunda üç maymunu oynadığını
sadece biz değil tüm dünya gördü. Batının değerler sistemi bizzat
batı tarafından yok edildi batı değersiz kaldı. Batı güya
doğrulmayı reddetti oluşturduğu her şeyi doğrulmaz yaptı.
Sorgulatmadı yargılatmadı kendi değerlerini kendisi sorguladı.
Özgürleşeceğim diye yola çıktı korkularına esir olunca tüm
değerlerini bir kalemde sildi bu andan sonra değersiz onları
yaşayan ölülerdir. Yaşayan ölülerden olmaktansa Allah yolunun
yalnız divanesi olarak kalmayı tercih ederiz" diye konuştu.
Batının gerçek yüzünün ortaya çıktığını ifade eden Bakan Yılmaz,
“Birkaç yıl önce bir Arap Baharı’ndan bir değişim rüzgarından bir
yenilik ve devrimden söz ediliyordu. Artık orada bir kış var, bir
bora var, bir fırtına var. Asıl devrim ancak bu yıl yaşandı bu
devrim ruhlarda ve zihinlerde yaşanan bir devrim batının gerçek
yüzünün görüldüğü bir devrim oldu. Mısır’da demokrasi değerleri
katran altında ezilirken nasıl sessiz kalındı hatta destek
verildiği de görülerekten gerçek devrim zihinlerde oluştu. Biz ise
değerleri esas alan solmaz ve pörsümez şahsiyetli bir duruş
politika izlemeyi tercih ettik” dedi.
Suriye konusunda tarafsız kalamayacaklarını kaydeden Bakan Yılmaz,
“Biz Suriye’de bugün Beşar ile her türlü zulme uğratılan Suriye
halkı arasında tarafız kalamayız. Selçuklu ve Osmanlı’nın varisleri
olan bu millete böylesi bir tarafsızlık özde zalimden yana olma
anlamını taşıdığını bilir kurda merhametinden kuzuya zulüm olduğunu
bizim milletimizde anlar. Ancak şahsiyetli olmanın bağımsızlığın,
dürüstlüğün, ilkeli ve tutarlı olmanın bir bedeli vardır. Bu bedel
bazen saldırıların odağı haline gelmek olabilir, bazen yalnızlık
olabilir, bazen tuzaklarla karşı karşıya gelmek olabilir eğer
bağımsız olmanın bir bedeli olmasaydı bağımsızlık herkes için çok
kolay kazanılan bir değer olurdu ve kıymeti bilinmezdi. Bağımsız
olmanın bedelini göze alamazsanız ya bedenen ya da ruhen köleler
haline geliriz” ifadelerini kullandı.
"Türkiye’yi çağdaş uygarlar seviyesinin üzerine yükseltmek
istiyoruz" diyen Bakan Yılmaz, “Eğer bugün güçlü bir savunma
sanayimizin, güçlü bir ordumuzun olmasını istiyor ve bunun için
çaba sabrediyorsak bunun nedeni aziz milletimizin kimliğini ve
bağımsızlığını her şeyden çok önemsiyor olmamızdır. Temel amacımız
milletimizi bedenen ve ruhen başkasının kölesi haline getirilmesine
engel olmaktır. Bunun milli birlik ve beraberlik ruhu içinde güçlü
devletin özgür ve zengin milletiyle kucaklaşmasından geçtiğini
biliyoruz. Tıpkı Mısır darbesi gibi, Gezi Parkı olaylarının ardında
da kimin ya da kimlerin olduğunu feraset ve basiret sahibi olan
milletimiz biliyor ve anlıyor. Başbakanımız Gezi Parkı Olaylarında
bulunanları dinledi. Bunlar neyi istemediler yeni otoyolu
istemediler, yeni köprüyü istemediler, yeni havaalanını
istemediler, Kanal İstanbul’u istemediler, Topçu Kışlası’nın
istemediler, nükleer santrali istemediler. Termik santrali
istemediler bunlardan vazgeçen bir Türkiye 21’inci yüzyılı
Türkiye’nin asrı yapabilir mi? Çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine
çıkmak istiyoruz bunlardan vazgeçersek bu hedeflerimize ulaşabilir
miyiz” dedi.
Çöken ekonominin kimseye faydası olmadığını ifade eden Bakan
Yılmaz, “Birlik ve beraberliğimizi her halükarda sürdürmemiz aynı
gemide olduğumuzun unutulmaması gerekiyor. Bazıları kaptana zarar
vermek için gemiyi batırmak istiyor gemi batınca kendisinin de
batacağını yok olacağını idrak edememektedir. Sırf iktidara zarar
vermek için ülkenin en azından ekonomisinin çökmesini isteyenler
var. O süreç içerisinde görüldü bunlar herkes şu kadar süre
alışveriş yapmazsa ekonomi çöken diyenler, çöken ekonomi
Türkiye’nin ekonomisi, çöken ekonomi milletimizin ekonomisi senin
eline ne geçer. Bize düşen insanlara fırsat vermemek bunu da daima
milli birlik ve beraberliğimiz daima canlı tutarak yapabiliriz.
Sabırla gayretle çalışacağız birbirine hakkı ve sabrı tavsiye
edenlerin kurtuluşa erenler olduğunu bilerek her günü bir önceki
günden daha iyi kılabilmek için var gücümüzde çalışacağız”
dedi.
(İHA)