13 Temmuz 2011 Basın Özeti
Abone olİngiltere'de Rupert Murdoch'a bayrak açan parlamento; Atina'daki yangın 'Roma'ya da ulaştı'; Afganistan'da Karzai'nin kardeşini hedefleyen suikast ve kaos korkusu; Fransa'da Sarkozy'nin canını sıkan anket sonuçları.
İngiltere'de medya patronu Rupert Murdoch'un gazetelerini hedef alan telefon dinleme iddiaları hafta başından bu yana manşetlerden inmiyor.
Siyasetin baş aktörlerinin, şöhret dünyasından ünlülerin ve adı bir şekilde haberlere yansıyan daha nice kişinin telefonlarının Murdoch'a bağlı medya kuruluşları tarafından dinlendiği suçlaması, İngiltere'de gazetecilik etiğinin ötesinde, siyasi ve ekonomik etkileri açısından da büyük yankı uyandırıyor.
Guardian'ın baş sayfasında iri puntolarla okuyoruz: ''Parlamento, Murdoch'a karşı''.
U dönüşü
Uluslararası bir medya imparatorluğunun başında oturan Rupert Murdoch, çok yakın zamana değin, İngiltere'nin en büyük uydu yayıncısı BSkyB'deki hisselerinin oranını yüzde 100'e çıkartmayı umuyordu.
Ama Muhafazakar Parti liderliğindeki koalisyonun bu ihale için yeşil ışık yakması, muhalefetteki İşçi Partisi dahil kimi çevrelerce ciddi eleştiri konusuydu.
Guardian, gün be gün derinleşen telekulak skandalı ardından, Başbakan David Cameron'ın bir U dönüşü yaptığını yazıyor.
Artık parlamentodaki üç ana partinin liderlerinin topluca ''Murdoch'un karşısında birleştiğini'' manşete çeken Independent gazetesi, BSkB'nin Rupert Murdoch'ün kontrolüne geçmemesini talep eden bir önerinin oylamaya sunulacağını ve milletvekillerinden ezici bir çoğunlukla destek bulmasının beklendiğini yazıyor.
Independent, İngiltere'nin siyasi liderlerinin on yıllardır iyi geçinmek için çabaladığı güçlü medya patronuna karşı şimdi eşi benzeri görülmedik bir saldırıya geçtiklerini belirtiyor.
Roma'daki yangın
Financial Times'ın manşetinde, Yunanistan'ın borç krizinin İtalya'ya da sirayet ettiği haberi var. Gazetenin baş yazısındaki ifadeyle, Euro bölgesindeki yangın Roma'ya da ulaşmış bulunuyor.
Financial Times, piyasaların İtalyan hükümetine verilen borç karşılığında talep ettiği faizin 10 yılı aşkın süredir görülmemiş bir düzeye fırladığını ve Başbakan Silvio Berlusconi'nin kötüleşen ekonomik durum karşısında halka ''ulusal birlik'' çağrısı yaptığını aktarıyor.
Afganistan'da Cumhurbaşkanı Hamid Karzai'nin üvey kardeşi ve Afgan siyasetinin güçlü isimlerinden biri olan Ahmed Veli Karzai'nin güneydeki Kandahar kentinde suikaste kurban gitmesi gazetelerin dış haber sayfalarında en geniş biçimde işledikleri ortak konu.
Kaos korkusu
Guardian, ''Kandahar'ın en güçlü adamı kendi koruması tarafından öldürüldü'' diyerek, suikastin kaos korkusunu doğurduğunu yazıyor. Gazete, sorumluluğu üstlenen Taliban'ın ''en başarılı operasyonlarından birini gerçekleştirdiğini'' ilan ettiğini bildiriyor fakat, suikastin rakip aşiretler ya da eroin tüccarları arasındaki bir anlaşmazlığa da bağlı olabileceğinden şüphe duyulduğunu yazıyor.
Guardian'da konuyla ilgili yorum yazısında ise, ''Ahmed Veli sıradan Kandaharlılar nezdinde hiçbir zaman sevilen bir lider olmadı.'' deniyor. ''İster okuldaki öğretmen olsun ister köşe başındaki sokak satıcısı, herkes 2001'den bu yana tırmanış gösteren kanunsuzluk ve yolsuzluktan dolayı onu suçluyordu.''
Yazı, ''Fakat'' diye devam ediyor, ''Kandahar halkı bu ölüm karşısında sevinmiyor. Akıllarından geçen tek şey, ileriki günlerin belirsizliğinden duydukları korku.''
Financial Times, Cumhurbaşkanı Karzai'nin kardeşine ilişkin ortaya atılan çok sayıda iddia olduğunu ama, Ahmed Veli Karzai'nin eroin ticareti yaptığı ya da CIA'den para aldığı yönündeki iddiaları her zaman için reddettiğini yazıyor.
Gazeteye göre, Afganistan'ın güneyinde Taliban'a karşı savaşta kilit öneme sahip Kandahar'da bölgesel konsey başkanı olan Ahmed Veli Karzai'nin öldürülmesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin Afganistan stratejisini etkileyebilecek potansiyel sahip bir gelişme.
Financial Times, Başkan Obama'nın Afganistan'daki 33 bin askerini önümüzdeki eylül ayından önce geri çekme planının bu suikastten yara aldığını, zira Afganistan'ın güneyinin ciddi bir istikrarsızlığa sürüklenebileceğini bildiriyor.
'Sarkozy olmasın da...'
Independent gazetesi Fransa'da yayımlanan yeni bir kamuoyu yoklamasının sonuçlarını bildiriyor. Cinsel saldırı iddiasıyla New York'ta mahkemeye çıkarılmadan önce Fransız Sosyalistlerin cumhurbaşkanı adayı olacağına kesin gözüyle bırakılan eski IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn mı, yoksa halihazırdaki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi mi tercih edersiniz sorusuna ankete katılanların yüzde 54'ü, Strauss-Kahn diye cevap vermiş.
Independent, tecavüz girişimiyle suçlanan Dominique Strauss-Kahn'ın New York vakasından önceki popülerliğini yitirmesine karşın halen Sarkozy'den daha tercih edilen bir siyasetçi olarak belirmesini, ''Fransa'ya hakim olan Sarkozy değil de kim olursa olsun'' hissiyatına bağlıyor.
Ancak gazete, Fransız siyasetini gözlemleyen yorumcuların 2012 seçimlerinin galibi konusundaki tahminlerinden Nicolas Sarkozy'yi tamamen silmediklerini de hatırlatıyor.