13 Mayıs 2011 Basın Özeti
Abone olEconomist'in Türkiye'de kadına şiddet ve Türk siyasetinde kadının yeri yorumu, AB'nin Afrikalı göçmen korkusuyla Schengen'i gözden geçirme kararı, bin Ladin'in belgeleri ve İngiltere'de yeniden alevlenen Irak'ın işgali tartışması.
Haftalık Economist dergisi Türkiye'de kadına yönelik şiddeti ve
kadının Türk siyasetindeki yerini konu alan bir makaleye yer
veriyor.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik uluslararası sözleşmenin bu hafta İstanbul'da 13 Avrupa Konseyi üyesi tarafından imzalandığı hatırlatılan yazıda, Türkiye'nin bu konuda yoğun çaba sarf ettiği belirtiliyor.
Bu çabanın yerinde olduğunu, zira Türkiye'nin kadın istismarı
konusunda Rusya ile birlikte Avrupa'da en kötü durumda olan
ülkelerden olduğunu belirten Economist şöyle devam
ediyor:
"Türkiye'nin ılımlı İslamcı iktidar partisi AK Parti, 2002'de
göreve geldiğinden bu yana kadınların korunması konusunda benzeri
görülmemiş reformlar yaptı. Ancak yasalar tüm kadınlara eşit olarak
uygulanmıyor. Bekar, boşanmış ya da resmi nikahlı olmayan kadınlar
korunmuyor. Polis de çoğu zaman aile birliğini koruma gerekçesiyle
kurbanları evlerine geri gönderiyor."
Economist kadına yönelik şiddet konusundaki bu tespitin ardından,
Türkiye'de kadının siyasetteki rolüne odaklanıyor ve şöyle devam
ediyor:
"İyi haber şu ki, 550 sandalyeli parlamentoya girecek kadın
sayısının şu andaki yüzde 9'luk oranı ikiye katlaması bekleniyor.
Ancak Türkiye hala diğer bazı Müslüman ülkelerin gerisinde. Örneğin
kadın milletvekili oranı Afganistan'da yüzde 28, Birleşik Arap
Emirlikleri'nde ise yüzde 23."
"En iyi haber ise, kadınların örgütleniyor olması. Sesi en çok çıkanlar da başörtüsüne yönelik yasakların kalkması için mücadele eden kadınlar. Partileri başörtülü adaylara yer vermeye zorlamayı amaçlayan kampanyaya seküler kadınlar da destek verdi. Sloganları, 'Başörtülü aday yoksa oy da yok'tu."
Avrupa'dan Schengen'e ince ayar
Guardian bugünkü manşetinde Avrupa Birliği'nin
Kuzey Afrikalı göçmenler korkusuyla, serbest dolaşımı sınırlamaya
hazırlandığını duyuruyor.
"Avrupa Birliği içişleri bakanları Schengen olarak bilinen pasaportsuz seyahat rejimini radikal bir biçimde gözden geçirmeye karar verdi. Hedef 26 ülkenin, sınırda pasaport kontrollerine tekrar başlaması. Bu gerçekleşirse, birleşik, iç içe geçmiş bir Avrupa'nın en önemli köşe taşlarından biri olan serbest dolaşım büyük bir darbe yemiş olacak. Ayrıca Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki ülkelerle geri kabul anlaşması imzalanarak mültecilerin geldikleri ülkelere iadesi hedefleniyor."
"Bu siyaset değişikliğinin itici gücü son haftalarda Tunus'tan, çok da büyük olmayan bir mülteci akınına hedef olan Almanya ve İtalya oldu. Ancak Schengen'e dahil olan 22 ülkeden 15'i dün bunu kabul etti, sadece 4'ü direndi. Konu gelecek ay AB devlet ve hükümet başkanları zirvesinde tartışılacak. Ancak Schengen sisteminde yapılacak değişiklerin Avrupa Parlamentosu'ndan da onay alması gerekiyor ve burada ciddi bir direniş bekleniyor."
Bin Ladin günlükleri
Times bugünkü manşetinde, geçen hafta öldürülen El Kaide lideri Usame bin Ladin'in evinde bulunan belgeleri konu ediyor.
Amerikalı istihbarat yetkililerinin 200 milyon sayfayı bulan belgeleri incelemek için zamanla yarıştığı belirtiliyor. Deşifre edilen belgelere göre, Bin Ladin dünyanın dört bir yanındaki örgüt üyelerine, bulundukları ülkeler yerine Amerika Birleşik Devletleri'ndeki hedeflere yönelmelerini tavsiye ediyor.
Amerika'da ise 11 Eylül'dekinden farklı olarak daha küçük şehirleri ve korunmasız hedefleri seçmelerini istiyor. Times'a göre tüm bunlar El Kaide liderinin Amerikan karşıtlığında 11 Eylül'den sonra hiçbir değişim olmadığını gösteriyor.
Ayrıca bin Ladin'in örgütle bağlantısının koptuğu, talimatlarını ulaştıramadığı varsayımının doğru olmadığıının da bu belgelerle anlaşıldığı belirtiliyor.
İngiltere'de Irak tartışması
Independent bugünkü manşetinde, İngiltere'de tekrar başlayan Irak'ın işgali tartışmasına yer veriyor.
Tartışmayı yeniden başlatan, eski bir üst düzey istihbarat yetkilisi olan Tümgeneral Michael Laurie'nin açıklamaları. Laurie'ye göre İngiltere hükümetinin 2002 yılında Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarına ilişkin hazırlattığı raporun amacı işgale gerekçe hazırlamaktı.
Dönemin önemli istihbarat yetkililerinden olan Laurie, "aldığımız talimat bu yöndeydi" diyor.
Açıklamalarının en önemli özelliklerinden biri de, dönemin başbakanı Tony Blair'in sözcüsü Alistair Campbell'ı yalanlıyor olması. Campbell geçen yıl Irak soruşturma komisyonuna verdiği ifadede amacın savaşa gerekçe bulmak olmadığını söylemişti.
'Petrol fiyatı düşmeyecek'
Financial Times Uluslararası Enerji Ajansı'nın aylık petrol piyasası raporuna dayanarak petrol fiyatında bir süre daha düşüş olmayacağını duyuruyor.
Rapora göre 2009'dan bu yana ilk kez geçen ay küresel petrol talebinde gerileme oldu. Buna da fiyatın yüksek olması neden oldu.
Ancak Uluslararası Enerji Ajansı'na göre talebin düşmesi fiyatların da düşmesi anlamına gelmeyecek ve bu yıl varil başına 110 dolar civarında seyretmeye devam edecek.
Ayrıca OPEC ülkelerinin de yakın gelecekte fiyatların düşmesini sağlayacak bir üretime gitmeyeceği tahminine yer veriliyor.