13 Mart 2011 Basın Özeti
Abone olKorku filmini andıran yıkım ve nükleer sızıntı korkusuyla karşı karşıya olan Japonya'ya 'teslim olma, dayan' çağrısı.
Sunday Telegraph, otomobillerle teknelerin ve evlerin enkazının içiçe girdiğini ortaya koyan bir fotoğrafın üzerine ''Yıkım'' başlığını atarak duyuruyor Japonya'daki deprem ve tsunami felaketini okurlarına.
Onbinlerce kişiden haber alınamadığını kaydeden gazete, görgü tanıklarının anlatımlarıyla felakete ilişkin ayrıntıları aktarıyor.
Direksiyonunda ölü bir kişinin bulunduğu kamyonun sürüklenerek yakınlarına kadar geldiğini anlatan bir görgü tanığı, ''Sonra bulandığı çamur nedeniyle simsiyah olmuş bir kişiyi gördüm. Bir korku filminden çıkmış gibiydi. Depremin ardından bir okulun spor salonuna sığınmış, ama orayı da tsunami vurmuş.''
Felaketin en şiddetli vurduğu kasabalardan Minamisoma'dan Sayori Suzuki de, daha önce benzerini hissetmedikleri sertlikte bir sarsıntının ardından evin dışına çıktığını belirterek, ''Bir yakınım da arabasıyla kaçmaya çalışmış. Dikiz aynasında kendisine çok yaklaştıklarını gördüğünü söylediği dalgalardan zar zor kaçabilmiş'' diyor.
Nükleer endişe
Observer da, önce deprem ve tsunami ardından da Çernobil benzeri bir felaket endişesinin yaşandığını belirterek, cumartesi günü Fukuşima'daki nükleer reaktörde meydana gelen patlamaya ilişkin ayrıntıları aktarıyor.
Observer, Japonya'nın enerji ihtiyacının üçte birinin nükleer santrallerden sağlandığını ve ülkede bu oranı yüzde 50'ye çıkarma planlarının bulunduğunu da anımsatıyor.
Sunday Times da, cumartesi günü Fukuşima'da yaşanan patlamaya ilişkin fotoğrafıyla ''felaket korkusu'' manşetini kullanmış.
Haberde görüşlerine yer verilen İngiliz nükleer bilimci John Large, yetkililerin patlama nedeniyle tesisin zarar görmediği savlarının gerçeği yansıtmadığını savunuyor.
Large, tesisin, bir patlamayla hasar gördüğünü ve önemli miktarda radyoaktif sızıntı beklenebileceğini söyledi.
Observer'ın Bilim Muhabiri Robin Mckie'ye göre, Fukuşima'daki nükleer tehlikenin hükümetin yanlış politikalarını da açığa çıkardı.
Mckie, Japon hükümetlerinin bütün uyarılara karşın sismik aktivitelerin olduğu bölgelere nükleer santral inşa ettiğini belirterek, Çernobil felaketinin 25. yıldönümün yaklaştığı bir dönemde Fukuşima'nın da benzer bir kötü şöhrete sahip olmaya çok yaklaştığını kaydediyor.
Yer bilimci İşibaşi Katsuhiko'nun yıllar önce bugün yaşanana benzer nükleer risklerin yüksek ihtimal olduğuna dikkat çeken Mckie, hükümetin, enerji sektörünün ve akademi dünyasının büyük depremlerin yaratabilkeceği nükleer riskleri hafife aldığını söylüyor.
Kobe Üniversitesi görevli akademisyen Katsuhiko, 2005 ile 2007 yılları arasında Onagawa, Şika ve Kashiwazaki-Kariwa'daki nükleer santrallerin yer sarsıntılarının ardından Fukuşima'dakine benzer sorunlar yaşadıklarını kaydeden Mckie, şöyle devam ediyor:
''Kashiwazaki'deki olayda 16 temmuz 2007'de meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından santralde yangın çıktı ve tesisten sızıntı yaşandı. Nükleer reaktörlerde ölümcül hatalar bulunmasına karşın bu olayların ardından herhangi bir önlem alınmadı. Katsuhiko, Japonya'nın nükleer santrallerini inşa etmeey 40 yıl önce başladığını hatırlatıyor. Bu ülkedeki sismik faaliyetler şimdiki kadar yoğun değildi. Bu da nükleer santrallerin tasarımını etkiledi.''
'Teslim olma Japonya, dayan'
Independent on Sunday, depremin ''dünyanın ekseninde ve Japonya'nın doğu kıyısındaki kaymaya'' neden olduğunu belirtirken, depreme ilişkin karşılaştırmalı istatistiklere de yer veriyor haberinde.
Bu depremle ortaya çıkan enerjinin büyüklüğü 1.5 milyar ton dinamitle elde edilecek enerjiye eşit diyor gazete. İlk 24 saat içinde 160 artçı şok kaydedilmiş, Japonya'nın kuzey doğusunu vuran tsunami dalgalarının boyu ise 10 metreye ulaşmış.
Ölü sayısının artmasından endişe edildiğini, ülke ekonomisinin ağır darbe yediğini ve mükleer tesisteki patlamanın ardından nükleer sızıntı tehlikesinin söz konusu olduğunu anımsatan Independent on Sunday manşetinden ise kendi dillerinde sesleniyor Japon halkına:
''Teslim olma Japonya, dayan.''