Berkin Elvan için yürekler
dağlanırken, insanlıktan çıkmış kişiler, 14
yaşındaki bir çocuğu karalayan video servisi
yapıyordu:
- İşte Berkin'in gerçek yüzü.
Bir topluluğun ortasında saf ve temiz bir yüz vardı o videoda. Kâh
izleyen, kâh şaşkın şaşkın bakan, kâh halay çeken bir çocuk.
Bu çocuğa yapılan alçaklığı masumlaştırmak için,
"ekmek almaya gitmemişti, buradaydı"
propogandası yapılıyor!
Elinde sapan varmış Berkin'in!
PKK saflarındaymış!
*
Velev ki öyle...
Velev ki bu çocuk polise taş attı...
Velev ki PKK'lılarla halay çekti...
Tüm bunlar bu çocuğun öldürülmesi için sebep miydi?
*
Berkin için herkes sokaktaydı dün.
"Prens" manşetini atan gazeteler bile
oldu. 9 ay boyunca kendi kaderine terk edilen 14
yaşındaki bir çocuğa yapılan uğurlama töreni gerçekte güzel bir
görüntü olmasına rağmen, ne kadar iki yüzlü bir toplum olduğumuzu
da ortaya koyan bir tabloydu.
Kimimiz yukarıda anlattığım gibi, 14 yaşında
katledilen bir çocuğun ölümü hakkettiğini forwatladık, kimimiz o
bedenin üzerinde sabahtan akşama kadar siyasi rant peşinde koştuk.
9 ay acılı anne ve babasıyla başbaşa yaşam mücadelesi veren Berkin,
son yolculuğunda muhteşem bir
törenle uğurlandı.
Sevinmeli miyiz bu tabloya, yoksa kahretmeli miyiz bilmiyorum!
*
Millet olarak çocuk ölümlerine karşı duyarlı olmadığımız rakamlarla
sabit. Doğu ve Güneydoğu'da 20 yılda 351 çocuğun
ölümüne karşı sesimiz hiç çıkmamış.
Kızıltepe'de 13 kurşunla öldürülen 12 yaşındaki Uğur
Kaymaz'ın Berkin gibi "Prens" ilan edilmesi Kürt engeline takılmış!
Küçük terörist (!) olması, Uğur'u Berkin gibi manşetlere
taşımamışız!
Uludere katliamı bile Cem Boyner'i, Berkin'in
ölümü kadar can evinden vurmamış!
Müzikler susmamıştı, 13 kurşunla bedeni parçalanan Uğur
Kaymaz öldürüldüğünde.
Uludere katliamı gerçekleştirildiğinde, bugün Berkin'e ağlayanlar
için o gece hayat devam etmiş.
Sabaha kadar vur patlasın, çal
oynasın!
*
Berkin Elvan öldürüldü ya, kendisi ve ailesi kıymete bindi.
Bu satırları yazdığımda, gazetelerdeki manşetler henüz tazeliğini
koruyordu. Berkin Elvan'ın babası ekranlara sığmıyordu.
Bir gün sonra, aynı samimiyeti, aynı sahiplenmeyi
görecek miyiz?
Tabii ki hayır!
*
Berkin'e ağlayanların yası bugün bitecek.
O acılı anne ve babanın etrafı dünkü gibi kalabalık olmayacak.
Açlık, sefalet hayatı, kaldığı yerden devam
edecek.
Meydanlarda boy gösteren bizler ise, yeni Berkinler'in ölüm
haberini bekleyeceğiz, yeniden sokağa dökülmek için.
Hedef belli...
Ama iktidara bir şey olduğu yok!
Olan Türkiye'ye oluyor...