13 Eylül 2011 Basın Özeti
Abone olİngiltere gazetelerinde Erdoğan'ın Kahire ziyareti yorumları: 'Orta Doğu'da Türkiye dönemi başlıyor', 'Arap dünyasının liderliğine soyunan Erdoğan Atatürk'ten sonraki en güçlü Türk lideri'
Guardian'da yazan Michigan State University'den uluslararası
ilişkiler profesörü Muhammed Eyub, Türkiye'nin bölgesel bir güç
olarak ortaya çıkmasıyla Orta Doğu'nun artık eskisi gibi
olmayacağını belirtiyor.
Yazar özetle şöyle diyor:
"Türkiye'nin İsrail Büyükelçisi'ni sınır dışı etmesi, diplomatik ilişkilerini asgari seviyeye indirmesi ve Erdoğan'ın tavrını giderek sertleştirmesi, Türkiye-İsrail ilişkilerinde gelip-geçici bir sorun değil. Bunlar, Türkiye'nin İsrail'in özür ve tazminat konusunda ayak sürümesinden artık usandığının işareti."
"Obama yönetimi, Türkiye ile İsrail arasındaki sürtüşmenin Amerika'nın stratejik çıkarlarına zarar verebileceğinden endişe etmesine karşın, iç siyasi nedenlerle İsrail üzerinde baskı kuramadı. Washington, bu tavrıyla NATO'nun çok önemli bir üyesi olan Türkiye'yi yabancılaştırabilir."
'İsrail artık rakipsiz değil'
"Bölgede şu anda yaşananların, Orta Doğu'nun geleceğinde önemli
etkileri olacak. Bu, İsrail'in Doğu Akdeniz'deki hakimiyetinin
rakipsiz olmadığını gösteriyor. Erdoğan, Türk donanmasının bölgede
artık daha aktif bir rol oynayacağını söylüyor. İsrail'in
uluslararası hukuka meydan okuması ve özellikle işgal topraklarına
yönelik politikaları uluslararası forumlarda bundan böyle ciddi
sınavlarla karşılaşacak."
"Bölgedeki demokratik ayaklanmalar sonrasında, Türkiye'nin pozisyonu, Filistin ve İsrail işgali konusundaki ana akım Arap görüşüne daha da yakınlaşacak. Bu durum, Türkiye'nin Arap dünyasındaki konumunu güçlendirecek ve Filistin konusunda daha aktif bir rol üstlenmeleri için Arap hükümetleri üzerindeki baskıyı artıracak. Demokratik geçiş sürecindeki ülkelerde İsrail'e karşı daha sert bir tutum izlenmesi isteniyor. Türkiye örneği ardından Mısır ve Ürdün'ün elçilerini çekebileceğinden söz ediliyor."
"Türkiye çağı geliyor'
Yazar şöyle devam ediyor:
"Türk demokrasisi güçlenmeseydi, Türkiye şimdiki pozisyonuna gelemezdi. Şimdi hükümet askerin müdahale korkusu olmadan politika yürütebiliyor. Birkaç yıl önce İsrail'e karşı sert tavır alınması düşünülemezdi bile."
"Şu anda bölgede tanık olduklarımız, Orta Doğu'yu Avrupa'ya bağlayan stratejik bir güç olarak Türkiye'nin çağının gelişine işaret ediyor. Bu Ankara'nın dış politikada bağımsızlık ilanıdır. Orta Doğu bundan böyle asla aynı olmayacak."
Prof. Muhammed Eyub, ABD’nin Orta Doğu politikasında önemli bir değişikliğe gitmesi gerektiğini belirterek yazısını şöyle noktalıyor:
'Washington, Ankara'yı hafife almamalı'
"Eğer Amerika, Orta Doğu'daki stratejik çıkarlarını muhafaza etmek istiyorsa, İsrail-Filistin meselesine hızlı ve adil bir çözüm bulunmalıdır. Washington, İsrail'e koşulsuz destek politikasını yeniden değerlendirmeli ve tarafsız bir siyaset izlemeli. Buna Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki Filistin tasarısı da dahildir. Her şeyden önemlisi Amerika bölgede yükselen üstün bir güç ve Batı'yla Müslümanlar arasındaki köprü olarak Türkiye'nin stratejik önemini hafife almamalı."
Daily Telegraph, El Cezire televizyonuna geçen hafta verdiği bir demecin yayımlanmayan bölümlerinde Başbakan Erdoğan'ın "Gazze saldırısı savaş nedeniydi" dediğini aktarıyor.
Gazete, Başbakanlığın röportajın bu bölümünü, Erdoğan'ın Kahire ziyaretinin etkisini artırmak için kamuoyuyla şimdi paylaştığını belirtiyor.
'Türkiye İsrail'le çatışmak istemiyor'
Erdoğan'ın İsrail karşıtlığında İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'a rakip olduğunu savunan gazete, Başbakan'ın bu sözlerinin, ilişkilerin en gergin noktasında İsrail'i öfkelendirmeyi amaçladığını kaydediyor.
Daily Telegraph, İsrail'in bölgedeki az sayıdaki müttefikinden biri olan Türkiye'yle ilişkilerinin hızla bozulması nedeniyle teyakkuza geçmesine rağmen Erdoğan'ı savaş tehditleri savurmakla suçladığını, kimsenin Türkiye'nin askeri açıdan üstün olan İsrail'le çatışmaya girmek istediğine inanmadığını vurguluyor. Gazeteye göre, Ankara, en kırılgan döneminde İsrail'i Orta Doğu'da yalnızlığa itmek istiyor.
'Erdoğan Arap dünyasının liderliğine soyundu'
Daily Telegraph, Erdoğan'ın Avrupa Birliği üyeliği girişimlerinden sonuç alamayınca Araplar arasındaki en duygusal konu olan Filistin davasının savunuculuğuna soyunarak bölgede gücünü artırmak istediğini yazıyor.
Gazete şöyle diyor:
"Erdoğan bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun parçası olan Mısır'ı 15 yıl sonra ziyaret eden ilk Türk lideri. Ziyaret Kahire sokaklarında İsrail'e öfkenin arttığı bir döneme rastlıyor. Ancak, Mısır'ın geçici askeri idaresinin Erdoğan'ın ziyaretine şüpheyle baktığı söyleniyor."
Times gazetesi Erdoğan'ın "Arap Baharı ülkeleri zafer turu olmasını arzuladığı" bölge ziyaretinde Türkiye'yi İslam, demokrasi ve ekonomik refahı bir araya getiren bir model olarak sunmaya hazırlandığını yazıyor. Mübarek döneminde Mısır'ın Türkiye'yi rakip olarak gördüğünü belirten gazete "Ama Mübarek şimdi yargılanıyor ve Kahire'de algı değişiyor. Zayıflamış bir ülke, güçlü bir ortak arıyor" diyor.
'Atatürk'ten sonraki en güçlü lider'
Gazete, habere eşlik eden bir analizde Erdoğan'ı Türkiye'nin Atatürk'ten sonraki en güçlü lideri olarak tanımlıyor.
Independent gazetesi yazarı Patrick Cockburn ise Erdoğan'ın bu ziyaretle Arap dünyasının lideri olmayı hedeflediğini savunuyor:
"Erdoğan Mısır'dan sonra Tunus ve Libya'yı da ziyaret edecek. Türkiye'nin güçlü, demokratik ve ılımlı İslamcı rejimi bu üç ülke içinde bir model teşkil ediyor. Erdoğan'ın İsrail'e negatif yaklaşımı, Arapların gözündeki cazibesini artırıyor. Sonuç olarak İsrail'in yalnızlığı, Arap dünyasındaki ayaklanmalar, Arap ülkelerinin zayıflığı ve ABD'nin gücünün azalması Türkiye'ye yaradı. Türkiye'nin bölgede ağırlığı artıyor ama bölgeye yön vermesi için önünde uzun bir yol var.