13. Çalışma Meclisi toplandı
Abone ol13. Çalışma Meclisi "Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla toplandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın moderatörlüğünde bir otelde yapılan toplantıda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, programın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü öncesi düzenlenmesini kıymetli bulduklarını ifade etti.
İşçilerin de memurların da emekçi olduğunu; işçi, işveren ve devlet birbirini anladığında çıtayı yükseltebileceklerini kaydeden Yalçın, şu ifadeleri kullandı:
"Dünyada çalışma normları yeniden tartışılıyor, işin, emeğin geleceği tartışılıyor. Esnek çalışmanın tartışıldığı bir zeminde önceliğimiz iş güvencesi. İşin geleceğini, emeğin geleceğini konuşacaksak sendikalar, kamu olarak hep birlikte bu konuyu tartışmamız gerekir. Örgütlenme boyutuna baktığımızda kamuda 950 bin kişi örgütlülüğün dışında duruyor, örgütlülük alanının genişlemesine ihtiyaç var. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Toplu Sözleşme Kanunu'nun sosyal taraflarla uzlaşarak, belli noktaya getirilerek değişikliğine ihtiyaç var."
Toplu sözleşmeye de değinen Yalçın, bazı maddelerin uygulanmadığına dikkati çekerek, şunları söyledi.
"Toplu sözleşmeden sonra uygulanamayan maddeler tartışmaları artık başlıyor. Uygulanamayan toplu sözleşme hükümleri Hazine ve Maliye Bakanlığının keyfine göre hareket edilecekse o zaman toplu sözleşmenin ne anlamı var? 'Bunu kestik, bunu uygulamıyoruz' gibi yaklaşımlar, çalışma hayatının normları açısından kabul edilir şeyler değil. Bazı kurumlar yazılara dönüş yapmaz hale geldi, devlette yazı esastır, kurumlar yazılara cevap verme konusunda hassas davranmalı. Toplu sözleşme sistemine ilişkin Anayasa Mahkemesinin verdiği son kararı son derece yakışıksız buluyoruz, düzeltilmelidir mutlaka."
Kira yardımı, bayram ikramiyesi gibi birçok alanda beklentilerin olduğunu kaydeden Yalçın, kamu personeli sisteminin yeninden gözden geçirilmesine ihtiyaç olduğunu belirtti.
Yalçın, "Orta direğin korunduğu, ekonomideki istikrarın sağlandığı, enflasyonun dizginlendiği, gelir dağılımında adaletin temin edildiği Türkiye Yüzyılı yolculuğunda elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz." dedi.
"Bu mevzuatın değiştirilmesini istiyoruz"
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan da sosyal diyalog mekanizmalarının çoğaltılmasıyla sorunların çözümü konusunda başarıya ulaşılacağını düşündüğünü söyledi.
Arslan, şunları kaydetti:
"Özellikle sosyal diyalog mekanizmalarının işletilmesinin en önemli unsurlarından biri asgari ücret. Biz 70'li yıllardan beri gelen bu mevzuatın değiştirilmesini istiyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun katılımcılıktan, temsilden uzak bir yapısı var. Bu yapıdan sağlıklı bir asgari ücret çıkmayacağının farkındayız. Bu yapıyı daha demokratik, yapıcı, kapsayıcı hale getirirsek asgari ücret üzerindeki çeşitli tartışmaları ortadan kaldırmış oluruz. Asgari ücretle yaşam devam ettirilemiyor, ülkemizde asgari ücret bir geçim ücreti oldu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu devam ediyor ama 'tartışalım' deyince kapılar kapanıyor. Komisyonla ilgili eleştirilerimizi samimi bir eleştiri olarak görmek gerekiyor."
Vergi sistemine de değinen Arslan, değişikliğe gidilmesi gerektiğini savunarak, verginin nereye kullanılacağına ilişkin de sorunlar olduğunu dile getirdi.
Verginin toplanması kadar verginin nereye kullanılacağının da önemli olduğunu ifade eden Arslan, "Yeniden bir vergi reformuna ihtiyaç var. İş kazaları konusunda bir yasamız var ama bu yasayla bile biz iş kazalarında ölümleri engelleyemiyoruz. Bu Türkiye'ye yakışmıyor, bunun da birçoğu inşaat sektöründe, belli sektörlerde oluyor, buna bir çözüm bulmamız gerekiyor." diye konuştu.
"Emeklilerimiz de sendikaya üye olabilsinler istiyoruz"
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de Türkiye Yüzyılı'na uygun bir kamu yönetimini oluşturacak, nitelikli bir kamu istihdamı ve Türkiye Yüzyılı'nı omuzlarında yükseltecek bir kamu çalışanı için Cumhuriyetin ikinci yüzyılı hedeflerine uygun bir zihniyet değişimi istediklerini belirtti.
Ödeme kalemlerindeki adaletsizlikler ve sosyal yardımların yetersizliği nedeniyle kamu çalışanlarının ülkenin en düşük maaş alan kesimi haline geldiğini ileri süren Kahveci, sosyal güvenlik sistemindeki yanlış uygulamalar sebebiyle emeklilerin de çalışırken aldıkları maaşlara oranla son derece düşük maaşla karşı karşıya kaldıklarını savundu.
Kahveci, Devlet Memurları Kanunu'nun eskiyen ve yetersiz kalan hükümleri değiştirilerek günün gereklerine uygun kamu personel rejiminin oluşturulması gerektiğine işaret ederek, atama, görevde yükselme, tayin ve terfilerde liyakat esaslı bir yapıya geçilmesi, mülakat sisteminin kaldırılması ve yazılı sınava öncelik verilmesi gerektiğini ifade etti.
Ücret sisteminin sadeleştirilmesi gerektiğini savunan Kahveci, ücret adaletsizliğine neden olan ödeme unsurlarının ortadan kaldırılmasını, kamuda tüm personelin görevlerine, eğitim durumları ve niteliklerine uygun adil bir ücret almalarının sağlanmasını istedi.
Kahveci, "4688 sayılı Kanun'da artık bir revizyona ihtiyaç var. Emeklilerimiz toplu sözleşmeden faydalanıyor ama sendikaya üye olamıyorlar, emeklilerimiz de sendikaya üye olabilsinler istiyoruz." diye konuştu.
"4688'in tekrardan ele alınmasını istiyoruz"
KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak ise ilk defa Çalışma Meclisi'ne davet edildiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ortalama bir kiranın memur maşına denk geldiği bir ülkede yaşıyoruz. Grev hakkımız yok. Birçok sözleşmede Türkiye'nin onayı var ve bu sözleşmelerde grev hakkı tanınmış durumda. Bir hakem heyetine en son söz veriliyor, bu hakem heyeti de yoğunluklu olarak işveren tarafından oluşturuluyor. Toplu iş sözleşmelerinde verilen zam tablosu, gerçekte aldığımız maaşlar onlar değil. Özellikle metropollerde çalışan emekliler de geçinemedikleri için destek bekliyorlar. 4688'in tekrardan ele alınmasını ve sonuç alınacak görüşmelerin yapılmasını istiyoruz."