13 Aralık 2010 Basın Özeti

Abone ol

İsveç'teki intihar saldırısı, Silvio Berlusconi'nin geleceği, İngiltere'de Thatcherizm yükselişte, Mona Lisa'nın gizemi ve Azeri first lady Mihriban Aliyeva'nın 'ifadesiz yüzü'

Guardian İsveç'in başkenti Stockholm'daki intihar saldırısının sorumlusu olduğu belirtilen, Teymur Abdülvahap el Abdali'nin İngiltere'de eğitim gördüğüne dair bilgilerin araştırıldığını yazıyor.

Guardian, üst düzey hükümet yetkililerine dayandırdığı haberinde, el Abdali'nin 2004'te Bedfordshire Üniversitesi'nde spor terapisi eğitim gördüğünü ve bir dönem Luton kentinde yaşadığını belirtiyor.

Guardian Stockholm'deki patlamaya dünya haberleri kısmında da bir tam sayfa ayırıyor.

Habere, 'İki bomba ve tek kurban bombacı. Stockholm şanslıydı' başlığını atılmış.

Haberde, el Abdali gibi hiçbir örgütle bağlantısı bulunmayan, yalnız eylemcilerin düzenlediği saldırıların arttığına dikkat çekiliyor.

Yalnız eylemciler

Guardian, Haziran 2007'de Londra ve Glasgow'daki saldırı girişimleriyle, geçen Mayıs ayında New York'taki Times Meydanı'nda bomba yüklü bir aracı havaya uçurmaya çalışan Faysah Şahzad'ı hatırlatıyor.

Haberde görüşlerine yer verilen Avrupa Stratejik İstihbarat ve Güvenlik Merkezi'nden Claude Moniquet, 'Kaygı verici olan bu tür yalnız eylemcilerin, saldırmadan önce bulunma şansının sıfıra yakın olması. Daha çok sayıda saldırı yaşanabilir. Ama işin iyi yanı kendi başına hareket eden eylemcilerin teknik bilgisi, tıpkı El Abdali gibi zayıf' diyor.

İngiliz gazetelerinin dünya haberleri sayfalarında geniş yer verdiği bir diğer konu da, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin geleceği.

İtalyan parlamentosunda yarın, Berlusconi hükümetinin sonunu getirme potansiyeli olan iki güvenoylaması yapılacak.

Guardian, Berlusconi'nin eski müttefiklerinden Gianfranco Fini'nin sözlerine yer veriyor.

'Berlusconi'nin derdi yargıdan kaçmak'


Fini, Berlusconi'nin sırf iş yaşamında yaptıklarıyla ilgili iddialar nedeniyle yargılanmaktan kaçmak için, iktidarda kalmak istediğini söylüyor.

Fini, 'Güvenoylamalarında sonuç ne olursa olsun, bu hükümeti felç edecektir. Berlusconi'nin umurunda değil. Çünkü niyeti ülkeyi yönetmek değil, yargılanmaktan kaçmak için başbakanlıkta kalmak' diyor.

Gazete, Fini'nin böylece Berlusconi'nin solcu karşıtlarının yıllardır söylediği bir şeyi dile getirdiğini de vurguluyor.


'Berlusconi'nin vakti dolmalı'

Financial Times da başyazılarından birini Berlusconi'ye ayırıyor. 'Berlusconi'nin vakti dolmalı' başlıklı yazıda dikkat çeken satırlar şöyle;

'Güvenoylaması, İtalyan milletvekillerine sorumluluklarına sahip çıkıp Berlusconi'ye kapıyı gösterme şansı sunuyor. Böylece siyasiler, en azından başbakanın siyasi ve ekonomik çıkarlarına tam bağımlı olmayanları, sonunda milyarder medya patronunun 17 yıllık siyasi kariyerinde İtalyan kamu yaşamına verdiği zararı takdir edebilir. Bir siyasetçi ve İtalyan medyasındaki başlıca güç olmasından kaynaklanan çıkar çatışmasını hiç bir zaman tatmin edici bir şekilde halletmedi. Kendisine dokunulmazlık sağlayan yasalar çıkartarak, şahsi çıkarları için görevini kullandı. Kendisini vizyon sahibi bir işadamı gibi sunmasına karşın, İtalya'nın rekabet gücünü artıracak yapısal ekonomik reformları yapma fırsatlarını boşa harcadı. İtalya'nın enerji çıkarlarını garanti altına alma arzusu adına Rusya Başbakanı Vladimir Putin ile fazla yakınlaştı. Bu hatalarına kıyasla, 70'lik Berlusconi'nin cinsel yaşamındaki acayipliklerle ilgili hikâyeler çok önemsiz'

'Thatcherizm yükselişte'


Independent, bugün neredeyse tüm İngiliz basınında yer bulan bir araştırmayı taşıyor sayfalarına.

İngiltere'deki Ulusal Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin çalışmasına göre, halk sosyal yardımlardan faydalanan yoksul kesimleri artık pek hoş görmüyor.

Çalışmaya katılanların sadece yüzde 27'si hükümetin sosyal yardım harcamalarını artırması gerektiğini düşünüyor. Katılımcıların yarısı da 'Devletin herkese makul yaşam koşulları sunması gerektiğine' inanıyor.

Sosyal Araştırmalar Merkezi Başkanı Penny Young, 'Margaret Thatcher iktidardan ayrılalı 20 yıl oldu. Ancak şimdi kamuoyunun eğilimleri şu anda Thatcher'ın temel inançlarına çok daha yakın' diyor.

3 bin kişinin katıldığı araştırmada, eğitim ve sağlık hizmetlerinden memnun olanların oranıysa şimdiye kadarki en yüksek düzeyde.

Gazete, İşçi Partisi'nin iktidara geldiği 1997'de halkın sadece üçte birinin sağlık hizmetlerinden memnun olduğunu da hatırlatıyor.

Aştiyani'yi bırakın çağrısı

Times, İran'da kocasını öldürdüğü suçlamasıyla idama çarptırılan Sakine Aştiyani'nin serbest bırakılması için İran yönetimine yazılan bir mektubu birinci sayfasına taşıyor.

80'den fazla siyasi ve dini liderle, ünlü oyuncunun imzaladığı mektupta, 'Aştiyani şimdiye dek yeterince acı çekti. Sakine Aştiyani, oğlu ve avukatının vakit kaybedilmeden salıverilmesi çağrısında bulunuyoruz' deniyor.

Mektupta imzası bulunanlar arasında, Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, İngiliz İşçi Partisi lideri Ed Miliband, kardeşi eski Dışişleri Bakanı David Miliband, ünlü oyuncular Robert Redford, Robert De Niro ve Juliette Binoche gibi isimler var.

Mona Lisa'nın gizemi

Daily Telegraph'ta Leonardo Da Vinci'nin en meşhur çalışmalarından Mona Lisa'da yeni gizemler olabileceği belirtiliyor.

Habere göre, Mona Lisa'nın gözlerine büyüteçlerle bakıldığında, bazı harfler ve rakamlar görülüyor.

Uzmanlar, sağ gözde 'LV' harfleri olduğunu ve bunun Da Vinci'nin isminin baş harfleri olabileceğini söylüyor. Sol gözdeki harflerinse biraz silik olduğunu belirten uzmanlar, bu harflerin 'CE' ya da 'B' olabileceğini kaydediyorlar.

Mihriban Aliyeva'nın 'ifadesiz yüzü'

Guardian, Wikileaks internet sitesinin yayımladığı Amerikan diplomatlarına ait yeni yazışmalara yer veriyor.

Yazışmalarda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in eşi, Mihriban Aliyeva'dan bahsediliyor.

Diplomatlar, 46 yaşındaki Aliyeva'nın çok sayıda estetik ameliyat geçirdiğinden bahsediyor ve bu nedenle 'televizyonda, fotoğraflarda ve bire bir görüşmelerde yüzünde tüm mimikler görülemiyor sanki' diyor.

Günün Önemli Haberleri