Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi, Ortodokslar arasında teolojik konular, kurallar ve ibadet şekli açısından birlik sağlamak amacıyla Heybeliada’da 1 Ekim 1844 tarihinde Patrikhane'ye bağlı olarak Heybeliada Ruhban Okulu'nu öğretime açmıştır. Bu okulda; * 1844-1919 tarihleri arasında dört yıl ortaokul ve üç yıl teoloji eğitimi, * 1919-1923 tarihleri arasında orta öğretimsiz beş yıllık teoloji eğitimi yapılmış, * 1923-1951 tarihleri arasında birinci dönemdeki uygulamaya dönülmüş, * 1951-1971 tarihleri arasında ise dört yıl lise ve üç yıl teoloji eğitimi yapılmıştır. Heybeliada Ruhban Okulu, 127 yıl içinde 930 mezun vermiş, bunlardan 343’ü piskoposluğa 12’si de patriklik makamına yükselmiştir. 930 öğrencinin 225’i, 1950-1969 yılları arasında mezun olmuştur. Bunların da sadece 38’i Rum asıllı Türk vatandaşı (Azınlık)’dır. Bu dönemde 162’si Yunan uyruklu olmak üzere toplam 187 yabancı okulu bitirmiştir. Ortodokslar için önemi nedir? Ruhban Okulu, Ortodoks âleminde, Atina Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden sonra kurulan akademi düzeyindeki ilk okul olma özelliği taşıyordu. Tüm Ortodoksların okulu olduğu için ayrı bir anlamı vardı. Hangi statüde eğitim veriyordu? Heybeliada Ruhban Okulu açılışından 1923 yılına kadar Yüksek Ortodoks Teoloji Okulu adını taşıdı. 1844-1915 yılları arasında yedi sınıflıydı. Bunların dördünde lise, üçünde teoloji eğitimi veriliyordu 1915 -1918 yılları arasında Birinci Dünya Savaşı nedeniyle burada da eğitime ara verildi. 1918 -1923 yılları arasında ortaöğretimsiz beş yıllık yüksek okul statüsüne yükseltildi. 1923 -1951 yılları arasında dört yıl ortaokul ve üç yıl teoloji eğitimi, 1951-1971 yıllarında dört yıl lise ve üç yıl teoloji eğitimi verildi. Okula, yabancı öğretmen ve öğrenci kabul ediliyor muydu? Okul, Demokrat Parti iktidarının izniyle, 1950- 1964 yıllarında başta Balkan ülkeleri olmak üzere, Mısır, Etyopya, Suriye ve Britanya’dan gelen yabancı öğrencileri kabul etti. Ancak 1964’te güvenlik gerekçesiyle, yabancı öğrenci yasaklandı. Kaç mezun verdi? 127 yılda 1000’e yakın mezun verdi. Mezunlardan 12’si sonradan İstanbul Ortodoks Patriği oldu, ikisi İskenderiye Patriği, üçü Antakya Patriği, dördü Otosefal Atina Başpiskoposu, biri ise Otosefal Arnavutluk Başpiskoposu seçildi. Sadece din adamı mı yetişiyordu? Okulun amacı din adamı yetiştirmekti ancak mezunlarının sadece din adamı olacağı yönünde kesin bir sınır yoktu. Mezunları arasında öğretmen, akademisyen, diş hekimi gibi meslekleri tercih eden çok kişi vardı. Ne zaman ve neden kapandı? 1971’de Anayasa Mahkemesi tarafından bütün özel yükseköğretim kurumlarının bir devlet üniversitesine bağlanması kararlaştırıldı. Heybeliada Ruhban Okulu da ‘özel yüksekokul’ statüsünde değerlendirildi. Okulun varlığını sürdürebilmesinin ancak Türk üniversitelerinden birisine veya bir ilahiyat fakültesine bağlanarak mümkün olabileceği belirtildi. Patrikhane’nin, okulun Türk üniversitelerine bağlanmasını istememesi üzerine Heybeliada Ruhban Okulu kapatıldı. Patrikhane, okulun bir üniversiteye bağlanmasına niye karşı çıkıyor? Patrikhane, okulun ruhani papaz yetiştirmek üzere yatılı bir okul olarak kurulduğunu belirtiyor. Herhangi bir üniversiteye bağlı normal bir tedrisatta, öğrenciler derslerini gördükten sonra okuldan ayrılırsa Ruhban Okulu’nun amacına ulaşamayacağı düşünülüyor. Ruhban Okulu’nda yalnız Ortodoks ilahiyatı okunuyordu. Okulun bir üniversite bünyesine alınması sonucunda Protestanlar, Ermeniler, Katolikler, Süryanilerin de eğitime katılabileceği ve okulda sadece Ortodoks teolojisi verilemeyeceğine yönelik endişeler bulunuyor. Bu nedenle, Patrikhane, hiçbir üniversiteye bağlı olmadan okulun MEB denetiminde açılmasını ve okula yabancı öğretmen-öğrenci alınmasına da izin verilmesini istiyor. MEB ve YÖK’ün yaklaşımı nasıl? Ruhban Okulu, hükümetin, AB üyeliği çerçevesinde konuyu gündeme getirdiği 2003 yılından itibaren MEB ile YÖK arasında gerginliğe neden oldu. MEB, “Okul, YÖK’e bağlanmalı. Bunun için de 2547 sayılı YÖK Yasası değiştirilmeli. Bizim okulu denetlememiz zor olur” derken dönemin YÖK Başkanı “YÖK Yasası’nın Atatürk ilkelerine bağlılık gibi temel hükümleri var. Ruhban Okulu’nun bu ilkelere uymasını nasıl sağlayacağız?” itirazıyla, okul üzerinde YÖK otoritesinin kurulamayacağını öne sürmüştü. Bugüne dek ne formüller düşünüldü? 2004 yılında hükümet tarafından, Ruhban Okulu’nun Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde, vakıf bünyesinde iki yıllık önlisans programı şeklinde eğitim verebileceğine ilişkin bir formül geliştirildi. Bunun için yasa değişikliği öngörüldü ancak bir sonuca bağlanamadı. 2005 yılında ise Dişişleri Bakanlığı daha somut bir formül üzerinde durdu. Vakıf bünyesinde ve MEB denetiminde açılması öngörülen okul için Bakanlar Kurulu’nda özel karar alınacaktı. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ‘karşılıklılık’ ilkesine göre alınacak karar gereğince, okulun açılması için Yunanistan’a ‘Gümülcine Celal Bayar Lisesi’ndeki Türk öğretmen sayısını artırın’ koşulu sunulacaktı. Ancak bu formül de tutmadı.