12 Şubat 2012 Basın Özeti

Independent on Sunday yazarı Patrick Cocburn, Suriye'deki bütün gelişmelerin mezheplerin odağında yer aldıkları bir iç savaşa işaret ettiğini kaydediyor.

Libya deneyiminin dış güçlerin Suriye'de Esad rejimini hafife almalarına neden olduğunu, ABD, İsrail ve Ürdün yetkililerinin Suriye liderinin kısa bir süre içinde gideceği tahminlerini dile getirdiklerini anımsatan Cockburn, bunun gerçekleşmediğini, Esad'ın daha bir kaç yıl ülkenin başında kalabileceğini belirtiyor.

Independent on Sunday yazarı, ülkedeki iç savaş riskinin altını çizerken, Sünni muhalefetin hedeflerini mercek altına alıyor.

Hükümetin karşıtlarının büyük bölümünün zihinlerinde iktidarı toplumlararasında daha eşit paylaştırmaktan daha kökten değişimler olduğuna dikkat çeken Cockburn, şöyle devam ediyor:

''Sünnilerin büyük bölümünü oluşturduğu isyancıların arasındaki bazı gruplar, Alevileri, Şiileri ve Hıristiyanları ortadan kaldırılması gereken kafirler olarak görüyor. Televizyonlar ve yazılı basının büyük bölümü, gelişmeleri şeytani bir hükümetin kahraman insanları baskı altında tuttuğu biçiminde gösterme eğiliminde. Ancak başka güçlerin faaliyette olduğuna ilişkin kanıtlar gözardı ediliyor.''

Bu kanıtlara örnek olarak da Halep'teki intihar saldırılarını gösteren Cockburn, El Kaide'ye bağlı Sünni intihar bombacılarının Irak savaşında Şii güvenlik güçlerine düzenledikleri saldırıların benzerlerini Suriye'de gerçekleştiriyor olabileceklerine dikkat çekiyor.

Cockburn, muhaliflerin ise ılımlı görüntülerinin lekelenmemesi için suçu rejimin üzerine attıklarını belirtirken, muhalefetin sorumluluğu üstlenmediği haberlerine eleştirel yaklaşmadıkları gerekçesiyle aralarında BBC ve El Cezire'nin de bulunduğu uluslararası yayın kuruluşlarını eleştiriyor.

Independent on Sunday yazarı, çatışmanın mezhep boyutunun hafife alındığının altını çizerken, Suriye'nin ülkenin toplumlarını paramparça edecek bir çatışmaya doğru başaşağı sürüklendiği uyarısında bulunuyor.

Bin Ladin'in çocuklarına vasiyeti

El Kaide'nin geçen yıl mayıs ayında öldürülen Usame bin Ladin'in çocuklarına, ''Benim izimden gitmeyin, Amerika Birleşik Devletleri'ne gidin, huzur içinde yaşayın'' vasiyetinde bulunduğu iddiaları Sunday Times'ın manşetinde.

Beşinci eşi Emel'in kardeşinin gazetede yer alan açıklamalarına göre, El Kaide lideri çocuklarının cihad mücadelesi vermemelerinde son derece kararlıydı.

Zekeriya el Sadah, operasyonun düzenlendiği gece evde bulunan bin Ladin'in üç eşi ve dokuz çocuğunun aylarca Pakistan istihbaratının kontrolünde İslamabad'da üç odalı bir evde tutulduklarını aktarıyor.

Sadah, kendisine önce kızkardeşi ve yeğenlerini İslamabad'dan Yemen'e götürebileceğinin bildirildiğini, şimdi ise kendisine kızkardeşinin bin Ladin'in Abbutabat'ta nasıl gelip yerleştiğine ilişkin bilgileri gizlediği suçlamasıyla yargılanacağının söylendiğini kaydediyor.

Sun'a polise rüşvet baskını

Observer, medya devi Rupert Murdoch'un sahip olduğu Sun gazetesine dün düzenlenen polis baskınını manşetinde taşımış.

Aralarında gazetenin genel yayın yönetmeni yardımcısının da bulunduğu beş gazeteci polise ve diğer yetkililere rüşvet verdikleri iddiasıyla gözaltına alınmışlardı.

News of the World gazetesinin kapanmasıyla derinleşen telefon dinleme skandalının genişleyerek Murdoch'un medya imparatorluğunu sardığını kaydeden Observer, gazeteyi bünyesinde bulunduran News Corp'un New York merkezli olduğunu hatırlatarak Amerikan Adalet Bakanlığı'nın da devreye girebileceğine dikkat çekiyor.

Gözaltına alınanlar arasında savunma bakanlığından bir yetkiliyle bir eski bir silahlı kuvvetler mensubunun da olduğu bildiriliyor.

Observer, Murdoch'un grubunun Sun gazetesinin de kapatılabileceği söylentileri arasında krizi yönetmek üzere bu hafta İngiltere'ye geleceğini de aktarıyor.

Sunday Telegraph ise, Murdoch grubunun kapatma ya da satma seçenekleriyle karşı karşıya olduğunu ancak yönetimden gazetenin kapatılmasının gündemde olmadığını açıklamasının geldiğini kaydediyor.