CNN TÜRK Ekonomi Müdürü Emin Çapa, Merkez Bankası'nın sert faiz kararının ardından akla gelen soruları yanıtladı: Merkez ne yaptı? Niye bu kadar yüksek faiz artırdı? Doların yükselişi durur mu? Faiz kararı bankadan kredi kullananları nasıl etkiler? Yeni kredi kullanacaklara etkisi ne olur? Bankaların mevduat faizleri yükselir mi? Faiz artışının işsizliğe etkisi ne olur? Faiz artışı sıradan halkı başka nereden etkileyebilir? Faiz artışı şirketleri nasıl etkiler? Faiz kararı bankadan kredi kullananları nasıl etkiler? Daha önceden kredi kullananların faiz oranları değiştirilemez. Onlar bankalarla hangi faiz oranları üzerinden kredi kullandıysa onu ödeyecek. Yani bankalar dönüp tüketiciye "faizi yükseltiyorum" diyemez. Yeni kredi kullanacaklara etkisi ne olur? Bu kararla birlikte bankaların maliyetleri yükseldi. Dolayısıyla bunun kredi faizlerine yansıması olacak. Daha önce Merkez Bankası tarafından ortalama olarak yüzde 7 faizle fonlanan bankalar, artık yüzde 10 üzerinden fonlanacak. Ayrıca mevduat faizleri de bir miktar yükselecektir. Sonuç olarak bankalar kredi faiz oranlarını yükseltecek, bu da yeni açılacak kredilerin maliyetlerini artıracak. Bankaların mevduat faizleri yükselir mi? Bankaların tüketiciye verdiği mevduat faizleri bir miktar yükselecektir. Ancak burada faizler zaten kademeli bir şekilde artmıştı, bir faiz yarışı, ya da 3-4 puanlık bir yükseliş beklememek lazım. Merkez Bankası ne yaptı? Temel faiz oranı olan gösterge faizini yüzde 4.5'tan yüzde 10'a çıkardı. Merkez Bankası'nın piyasayı (bankaları) fonlama faizi ortalama yüzde 7'den yüzde 10'un üzerine çıkacak. Merkez niye bu kadar yüksek faiz artırdı? Merkez Bankası'na yasayla verilen görev olan enflasyon zaten hedeften şaşmıştı, kurlardaki yükselişle iyice kontrolden çıkması olasılığı belirdi. Özellikle 12 ay içinde 163 milyar dolar dış borç ödemesi yapması gereken özel sektörde iflaslar yaşanacak endişesi korkuttu. Kurun geldiği seviye Türkiye'nin makro ekonomik büyüklükleri olan milli gelir, kişi başı milli gelir gibi göstergelerini kötü etkileme riski yaratıyordu. Merkez Bankası, küçük bir faiz artırımının etkisiz kalmasından korktu, tek bir hamleyle bütün endişeleri sert bir şekilde gidermek istedi. Tabii "Merkez Bankası bağımsız mı?" tartışmalarını da bitirip itibarını geri kazanmak istemesi de önemli bir etken. Çünkü Merkez'in en büyük gücü itibarından gelir. İtibarı zedelenmiş bir Merkez Bankası'nın piyasada hiçbir gücü olamaz. Doların yükselişi durur mu? Bu soruya yanıt verebilmek için şu soruya yanıt vermeliyiz: Dolar niye yükseldi? Dolar sadece Türkiye'de değil tüm gelişmekte olan ülkelerde yükseliyor. Aslında doğru açıklama, sadece Türk Lirası değil, tüm gelişmekte olan ülke paraları değer yitiriyor. Çünkü Türkiye dahil cari açığı yüksek ülkelerin (Kırılgan Beşli: Endonezya, Brezilya, Hindistan ve G. Afrika) hepsine dönük yabancı yatırımcı ilgisi düştü. Buna riskten kaçış deniyor. Bu birinci etken. Ancak diğer ülkelerin paraları son bir ayda yüzde 2 civarında değer yitirirken, Türk Lirası yüzde 5 değer yitirdi. Bunun da temel nedeni risk algısının yüksekliği. Yani yaşanan son siyasi olaylar TL ve ekonomi üzerinde ilave bir risk ve baskı yaratıyor. O yüzden bu karar paniği durdursa da, "dolar/euro yükselmez" denilemez. Merkez neden karar değiştirdi? En çok sorulan soru "daha bir hafta önce faiz oranlarını değiştirmeyen Merkez Bankası, bir haftada ne oldu da karar değiştirdi?" Merkez Bankası "kurda aşırı oynaklık oldu" diyor. Aslında söylemek istediği, "basit tedbirlerle (Ek Parasal Sıkılaştırma) bu işi halledebilirim sandım ama, olmadı". Bu da ekonomi yönetiminin dövizdeki yükselişin ekonomiye maliyetini hafife almasının ağır bedelini ödediğimizi gösteriyor. Yani piyasanın ihtiyaç duyduğu tedbirler son 6-7 aydır alınsaydı, bu kadar sert bir tedbir alınmak zorunda kalınmazdı. Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi a) Fed'in dünyaya para saçma politikasından çıkış stratejisini b) Türk ekonomisinin dışa bağımlılığını iyi okuyamadı. Hükümet bu karara nasıl tepki gösterecek? Merkez Bankası yasal olarak bağımsız. Görev süresi içinde Merkez Bankası Başkanı görevden alınamaz. Bu da teorik olarak Merkez Bankası'nın alacağı kararları siyasi etki olmadan almasına olanak sağlıyor. Ancak gelişmiş ülkelerin aksine Türkiye'de siyasiler sürekli olarak Merkez Bankası üzerinde "faiz indir", "faiz artırma" baskısı yaratıyor. Bu davranış hem Merkez'in kararlarını doğru almasını engelliyor, hem de ne karar alsa piyasaların "bağımsız değil" diye düşünmesine neden oluyor. Ancak bu son karar o kadar büyük bir artış içeriyor ki, Hükümet'in onayı olmadan alınma ihtimali yok. Eğer siyasiler Merkez'i hedefe koyar, eleştiri bombardımanına tutarsa, atılan radikal adımın etkisini azaltırlar. Onun için siyasilerin sorumluluk içinde, "Merkez bağımsız" diyerek işin içinden çıkması lazım. Faiz artışının büyümeye etkisi ne olur? Türkiye iki kötü arasında en az kötüsünü seçmek zorunda kaldı. Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi, dövizin aşırı yükselmesinin ekonomiye etkisinin, faizden daha fazla olacağını hesap ettiği için faizi artırdı. Yani en az kötüyü seçti. Önümüzdeki süreçte özellikle yılın ikinci yarısından itibaren bu faiz oranlarının büyümeyi düşürmesini beklemeliyiz. Maliyeti artan bankalara) tüketici ve konut kredilerini b) şirket kredilerini kısacaklardır. Bunlardan tüketici kredilerinin kısılması iç talebi azaltacaktır ki, bu Hükümet'in estediği bir şeydi. Şirket kredilerinin kısılması da yeni yatırımları durduracak. Yani büyüme şu anda tam olarak ölçemediğimiz bir şekilde olumsuz etkilenecek. Neden ölçemiyoruz? Çünkü ekonomi hesabına dahil edemediğimiz bir "siyasi çalkantı" da devam ediyor. Faiz artışının işsizliğe etkisi ne olur? Büyümenin hız kestiği her ortamda işsizlik artar. Türkiye son yıllarda yüksek büyümeden uzaklaştı. 2012 yılında yüzde 2,2 büyüdük. Mart ayında açıklanacak 2013 büyümesi de yüzde 3, 6-4 arasında olacak. 2014 büyümesinin yüzde 3 olması bile zor görünüyor şu anda. Oysa bütün hesaplar övünülen genç nüfus nedeniyle, işsizliği aynı seviyede tutmak için bile büyümenin yüzde 5 olması gerektiğni gösteriyor. İşsizliği azaltmak isteniyorsa en az yüzde 6 büyüme tutturulmalı. Faiz artışı sıradan halkı başka nereden etkileyebilir? Büyüme düşeceği için Hükümet'in hesap ettiği vergi gelirlerine ulaşılması zorlaşabilir. Hem iç tüketim azalacağı için ÖTV ve KDV gelirleri düşecektir, hem de ithalat azalacağı için "ithalden alınan vergiler" düşecektir. Türkiye'nin en önemli dayanağı olan bütçeyi sağlam tutabilmek için Hükümet bazı vergileri artırmak zorunda kalabilir. Çünkü giderleri kontrol altına almak çok daha zor.