12 Ocak 2011 Basın Özeti
Abone olÇin'e silah ambargosunun AB'de yarattığı tartışma, ETA'nın ateşkesi ilanına tepkiler, euronun fikir babası Issing'ten borç krizi uyarıları ve BBC'de yaş ayrımcılığı tartışması.
İngiltere basını geniş bir yelpazeye yayılan konulara yer
veriyor bugün.
Times'ın manşetinde, Çin'e silah satışının Avrupa Birliği'nde yarattığı sıkıntı yer alıyor.
Avrupa Birliği'nin dış politika temsilcisi Catherine Ashton, birliğin Çin'e 1989'daki Tiananmen olaylarından sonra uygulamaya başladığı ve 20 yılı aşkın süredir yürürlükte olan silah ambargosunu gevşetmesini önerdi dün.
Gazete bu açıklamanın, Çin Başbakan yardımcısının Londra ziyaretine gölge düşürdüğünü, zira İngiltere hükümetini ambargonun devamından yana olduğunu duyurmak zorunda bıraktığını yazıyor.
İngiltere'nin ambargodan yana tavır koymasının gerekçesi, Çin'in
insan hak ve hürriyetleri konusundaki sicili. Çin'in yeni lideri
olması muhtemel görünen Li Kegiang'ın ise, ambargonun gevşetilmesi
için İngiltere'den destek istemek üzere Londra'da olduğu
hatırlatılmış.
Bölgedeki müttefikleri adına kaygılanan Amerika Birleşik Devletleri'nin de buna karşı olduğunu belirten Times, Avrupa Birliği içindeyse fikir ayrılığı olduğunu vurguluyor. Buna göre İngiltere ambargonun devamını savunurken Fransa ve İspanya, kaldırılmasa bile gevşetilmesini talep ediyor.
'Bask sorununun çözümü Batasuna-ETA ilişkisinde'
Guardian başyazısında ETA'nın hafta başındaki kalıcı ateşkes ilanını değerlendiriyor. İspanya hükümeti buna soğuk yaklaşmış, yetersiz bulmuş ve ETA'nın tamamen silah bırakmasını talep etmişti.
ETA'nın geçmişteki ateşkes kararlarına uymadığını hatırlatan
Guardian İspanyol hükümetine bu noktada hak veriyor. İspanyol
hükümeti ile örgüt arasında bir anlaşmadan önce ise, ETA ile siyasi
kanat Batasuna arasındaki ayrımın giderilmesi gerektiğini
savunuyor.
"ETA'nın siyasi ve askeri açıdan güç kaybettiği ortada. Fransa
örgüt için güvenli değil artık. Art arda gelen tutuklama dalgaları
örgüt saflarında büyük gedikler açtı. Bask milliyetçileri de artık
parlamentodaki güç dengesinin anahtarı konumunda değiller. Üstelik
belediyeleri de kaybettiler."
"İki seçenek var önlerinde. Ya ETA şiddeti terk edecek, ya da Batasuna ETA'yı terk edecek. Aksi takdirde ikisi de yaaş yavaş ölmeye mahkum."
"Yasa dışı ilan edilen Batasuna'nın liderleri hapiste. Seçimlere giremiyor. Kuzey İrlanda ve Sinn Fein tecrübesinden yola çıkarak, Batasuna ve ETA arasındaki ayrımın giderilmesinin ve Bask milliyetçilerinin siyasette birleşmelerinin gerektiğini görmek zor değil."
Euronun fikir babasından uyarılar
Financial Times başyazısında euro bölgesinde
derinleşen bütçe açığı krizine yer vermiş. Avrupa para biriminin
fikir babalarından ve Avrupa Merkez Bankası'nın ilk baş ekonomisti
olan Otmar Issing'in uyarılarını aktarıyor gazete. Dikkat çeken
satırlar şöyle:
"Issing Avrupa'nın borç krizine tepkisi ve ülkelerin mantıksız mali
politikalarının değişmemesi durumunda ortak para biriminin
geleceğinin tehlikede olduğu uyarısında bulunuyor."
"İki savı var. Birincisi, Yunanistan ve İrlanda'ya sunulan kurtarma paketlerinin, yüksek borçlu ülkelerin iyi durumda olanlara şantaj yapması gibi bir geleneği yerleştireceğini söylüyor. Buradan doğacak ekonomik ve siyasi gerilimin euronun sonunu getirebileceğini belirtiyor."
"İkincisi, euro bölgesinin anayasası olan istikrar ve büyüme paktının sıkılaştırılması yönündeki girişimlerin işe yaramayacağını düşünüyor. Çünkü 2003'te Fransa, Almanya ve İtalya eski paktı iğdiş ettiğinde yan sandalyede oturduğu için, hükümetlerin yeni düzenlemeye de neler yapabileceğini gayet iyi biliyor Issing."
BBC'de yaş ayrımcılığı tartışması
BBC bir süre önce 53 yaşındaki kadın sunucu Miriam O'Reilly'yi
görevden almış, yerine daha genç bir ismi getirmişti. Yaşı
nedeniyle ayrımcılığa hedef olduğu gerekçesiyle kurumu dava eden
Reilly dün mahkeme tarafından haklı bulundu. Konuyu başyazısında
değerlendiren Independent şu satırlara yer
veriyor:
"BBC bunu daha önce de yaptı. Son yıllarda, üstelik işlerinde son
derece iyi olan ileri yaşlı kadın sunucuları değiştirdi. Bu
yaklaşıma daha çok kadınlar hedef oluyor. Emektar erkek
sunuculardan herhangi birinin bu muameleye maruz kaldığı
görülmedi."
"Ancak kadınlara yönelik bu yaklaşım BBC ile sınırlı olmadığı gibi, kuruluşun karnesinin bu konuda diğerlerinden daha iyi olduğunu da kabul etmek gerekir."
Barclays CEO'su ikramiyeler konusunda meydan okudu
İngiltere hükümeti önceki gün bankacıların yüksek ikramiyelerini sınırlamaktan vazgeçti. Küresel ekonomik krizin ardından krizin sorumlusu olarak görülen bankaların, çalışanlarına her yıl ödediği yüksek ikramiyeler Batı kamuoyunda büyük tepki yaratmıştı ve hükümet bu kararından dolayı tepki görüyor.
Daily Telegraph'ın yer verdiği haber ise bu tepkiyi arttıracak gibi. İngiltere'nin en çok kazanan banka yöneticisinin ikramiyeler konusunda meydan okuduğunu yazıyor gazete.
Barclays'in CEO'Su Bob Diamond'ın dün Avam Kamarası Hazine Komisyonu'na bilgi verirken ikramiyeleri savunduğu aktarılıyor. Diamond bankaların krizdeki sorumluluklarından dolayı özür dileme ve nedamet getirme döneminin sona erdiğini söylüyor.
Gazete Barclays'in krizden hükümet yardımı olmadan çıktığını ve 2007'de 32 milyon dolar kazanan Bob Diamond'ın, 2008 ve 2009'da hassas ortamda ikramiyesinden feragat ettiğini hatırlatıyor.