'12 Mart Muhtırası' adı verilen müdahale, 12 Mart 1971 tarihinde Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri komutanı Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri komutanı Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri komutanı Muhsin Batur'un imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra vererek hükûmetin istifaya zorlandığı askeri müdahaledir. Ve Cumhuriyet tarihinde meydana gelen dördüncü; başarılı olmuş ikinci; ve emir-komuta zinciri içerisinde yapılmış ilk askeri darbedir. TRT haber bültenlerinden okunan muhtıra ile Ordu, "Silahlı Kuvvetler İç Hizmet Talimatı"nın Anayasa'dan daha üstün bir belge olduğunu göstererek Süleyman Demirel'in AP hükümetini düşürdü. Süleyman Demirel'in bir ordu müdahalesiyle devrilmesi aylardır bekleniyordu ancak hükümetten yana olduğu bilinen Genel Kurmay Başkanı Memduh Tağmaç'ın müdahalenin başında bulunacağı umulmuyordu. 12 Mart öncesinde ve sıkıyönetimin ilan edildiği 26 Nisan 1971'e kadar geçen süre içinde mücadeleler, silahlı eylemler, ve saldırılar devam etti. Onlardan biri de 16 Şubat 1969 tarihinde İstanbul Beyazıt meydanında ABD'nin 6. Filo'sunu protesto etmek için 76 gençlik örgütünün toplandığı eylemlerdi. Olaylar sırasında Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan adlı gençler bıçaklanarak öldüruldu. 20 Mart 1971'de Batman'da üç bin köylü kent meydanında biraraya gelerek "açız" diye haykırdılar. Jandarmanın zor kullanmasına karşın dağılmayarak sopa ve taşlarla karşılık verdiler. 24 Mart'ta İstanbul'da bin tekstil işçisi Enboy fabrikasında direnişe geçtikten sonra haklarını savunmayan Teksif merkezi ve şubelerini işgal ettiler. 25 Mart'ta Samsun'un Alaçam ilçesinde tütün üreticilerinin Tekel'in tütün satmasını engelleyerek gerçekleştirdikleri direnişte dört öğretmen ve dört üretici tutuklandı. 29 Mart'ta Ankara'da Kurtuluş Lisesi önündeki çatışmada üç devrimci öğrenci kurşunlandı. İstanbul'da Işık mühendislik ve Mimarlık Akademisini işgal edenler uzun saçlı erkek öğrencilerin saçlarını kesmeye başladılar. 31 Mart'ta İTÜ olaylar çıkacağı gerekçesiyle kapatıldı, 1 Nisan'da Robert Kolej kapatıldı 10 Nisan'da İstanbul'da Balıkesir Öğrenci Yurdu'na açılan ateşle yaralanan Niyazi Tekin hastanede öldü. 26 Nisan'da Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Hatay ve Diyarbakır'da Sıkıyönetim ilan edildi. Bu muhtıra, pek çok araştırmacı ve akademisyen tarafından, 1961 anayasasının getirmiş olduğu özgürlüklere yapılan kısıtlayıcı bir müdahale olarak kabul edilmektedir. 12 Mart sonrasında yapılan anayasa değişikleri ise, yürütme erkinin meclis karşısında gücünü artıran 'kanun hükmünde kararname' çıkarma yetkisinin hükümete verilmesi ve 'Devlet Güvenlik Mahkemelerinin' kurulması nedeniyle, siyasi tarihçiler tarafından 1961 anayasasının demokratik niteliğini azaltan gelişmeler olarak algılanmıştır. 12 Mart döneminin Başbakanı Nihat Erim, 12 Mart Anıları kitabında, parlamenter sistemin sağlıklı işleyebilmesi için gerekli reformları gerçekleştirmek gereğiyle, tüm eleştirileri göğüsleyerek hükümet kurma görevini kabul ettiğini anlatıyor. Kendi dönemine yapılan eleştirilerin en başında gelen bir başka konuya, tutuklamalara ve işkenceye de değiniyor. Söz konusu olaylar için, hiçbir kişiye hiçbir talimat verilmediği ve hükümetin yapılanlardan habersiz olduğu konusunda bir savunma öne sürüyor. Muhtıra sonrası hükümetinin kurulmasının ardından Balyoz Harekatına geçildi. İsrail Başkonsolosu'nun Türkiye Halk Kurtuluş Partisi - Cephesi tarafından kaçırılıp öldürülmesinden sonra İstanbul'da 12 Mart döneminde sol görüşlü yasak yayınların toplanması için sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve birçok tutuklama gerçekleşti. TİP ve DİSK kapatıltı. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edildi...