12 Mart 2012 Basın Özeti
Abone olAfganistan'daki sivil katliamının ardından artan gerilim, Sarkozy'nin 'sağ oyları çekebilmek için' kullandığı söylem, Mısır'daki bekâret muayenesi davası ve Suriye'de kullanılan 'fazla diplomatik' yöntem
İngiltere gazeteleri, Afganistan'ın Kandahar kentinde bir
Amerikan askerinin sivillerin üzerine ateş açıp, dokuzu çocuk ve
üçü kadın 16 kişiyi öldürmesine geniş yer ayırıyor.
Guardian, ilk sayfasından duyurduğu haberde
katliamın, Afganistan'da bıçak sırtı' bir durum yarattığı ve
gerilimi arttırdığını belirtiyor.
Haberde, Afgan yetkililerin, adı açıklanmayan astsubay rütbesindeki askerin katliamdan önce bir sinir krizi geçirdiği iddialarını reddettiği de kaydediliyor.
Guardian'ın görüşlerine yer verdiği Kandahar Valisi Cevad Faysal, "Amerikalılar askerin akıl sağlığının yerinde olmadığını söylerse, bu da çeşitli soruları gündeme getirir. Çünkü akıl sağlığı bozuk olanları Amerikan ordusuna almıyorlar" diyor.
Askerlerin psikolojik değerlendirmesi
Independent da Afganistan'da yaşanan katliamı
ele aldığı sayfalarında Amerikan askerlerinin, silah teslim
edilmeden önce nasıl bir psikolojik değerlendirmeden geçtiğini
inceleyen bir habere yer veriyor.
Haberde, askerlerin iki gün boyunca, görme, duyma ve fiziksel
yeterliliklerini ölçen testlerden geçirildiği belirtiliyor.
Ancak psikolojik durumlarının, "Geçmişte hiç psikolojik destek
aldınız mı?" sorusuyla geçiştirildiği söyleniyor.
Bu soruya "hayır" yanıtı veren askerlerin, acemilik eğitimleri
boyunca psikolojik anlamda dikkat çekecek bir şey yapmadığı sürece,
muharip görevlere gönderildiği kaydediliyor.
Independent, Amerikan askerlerinin akıl sağlığı durumunun 2009'da
ordu psikoloğu Nidal Hasan'ın Fort Hood Askeri Üssü'nde 13 kişiyi
öldürmesiyle yine tartışma konusu olduğunu da hatırlatıyor.
'İçsavaşı önlemek başarı'
Guardian'ın, diplomasi editörü Julian Borger da
Afganistan'daki gelişmeleri ele alan bir yazı kaleme almış dikkat
çeken satırlar şöyle;
"Kandahar'da dün bir Amerikan askerinin Afgan sivilleri toplu
halde katletmesi 10 yıldan fazla süren bu savaşta geçerliliğini hiç
kaybetmeyen bir hakikati hatırlattı. Binlerce kişinin, yıllar süren
çabaları, nefretle çürümüş tek bir kişinin sadece birkaç saniyede
yaptıklarıyla boşa çıkabilir. Bu hakikat, her iki şekilde de
geçerli. NATO askerlerinin, eğittikleri Afganlar tarafından
öldürülmesi de, Kabil ve Batılı destekçileri arasındaki güvene, en
az Amerikan deniz piyadelerinin isyancıların cesetlerinin üzerine
işemesi, ya da bir Amerikan askeri üssünde akılsızca Kuran
yakılması kadar zarar verdi. Washington ve müttefikleri iki yıl
içinde muharip görevlerden çekilip, eğitim ve danışmanlık rolü
üstlenmeyi planlıyor. Afganistan ile her geçen gün büyüyen güven
eksikliği bu stratejinin uygulanabilirliği konusunda ciddi soruları
gündeme getiriyor. Barack Obama ve David Cameron yarın
Washington'da Afganistan'ı konuşmak üzere bir araya geldiklerinde
önlerindeki nahoş gerçekler bunlar. Güvenlik sorumluluğunu Kabil'e
onbinlerin, yüzbinlerin öleceği topyekûn bir iç savaşa yol açmadan
devretmek şu anda başarı sayılacak"
Sarkozy'nin hedefi göç ve ticaret
İngiltere basınının geniş yer verdiği konulardan biri de Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin dünkü seçim mitinginde yaptığı açıklamalar.
Times, Sarkozy'nin sağ oyları çekebilmek için,
Avrupa Birliği kaçak göç konusunda adım atmadığı takdirde, birlik
içinde serbest dolaşım öngören Schengen Anlaşması'ndan çekilme
tehdidinde bulunduğunu yazıyor.
Sarkozy'nin ayrıca, Avrupa Birliği'ne ticaret kısıtlamaları getiren
ülkelere de aynı şekilde karşılık verilmesini de istediği
kaydediliyor.
Fransa Cumhurbaşkanı'nın yabancı şirketlerin kamu ihalelerine
girmesini yasaklayan Washington'a da benzer bir karşılık vermeyi
taahüt ettiği belirtiliyor.
Ancak Times, Sarkozy'nin 2007'deki seçimden önce de aynı sözleri
verdiğini, ancak bu sözleri yerine getirmediğini hatırlatıyor.
Bekâret muayenesi davası
Independent'a geçiyoruz. Gazete, Mısır'da Hüsnü
Mübarek yönetiminin devrilmesinden sonra yapılan gösteriler
sırasında, gözaltına alınan kadın göstericilere zorla bekâret
muayenesi yapmakla suçlanan bir askeri doktorun askeri mahkemede
beraat etmesine geniş yer veriyor.
Bu konuda dava açan ve hukuk mücadelesine girişen tek kadın olan 25
yaşındaki Samira İbrahim'in kendisiyle birlikte, altı kadının daha
zorla soyulup, bekâret muayenesinden geçirildiğini iddia ettiği
belirtiliyor.
Ancak mahkemenin, farklı tanık ifadelerini gerekçe göstererek bu
tür muayenelerin hiç yapılmadığına hükmettiği ve davadaki tek sanık
olan Doktor Ahmed Adil'i akladığı söyleniyor.
Independent, geçen Aralık'ta bir başka mahkemenin bu muayenelerin
yapıldığına hükmetmesine, üst düzey generallerin de hem medya, hem
de Uluslararası Af Örgütü'ne bekâret muayenelerinin yapıldığını
açıklamasına karşın, böyle bir karar alındığına dikkat çekiyor.
Gazete, insan hakları örgütlerinin askeri mahkemenin kararını sert
bir dille kınadığını da belirtiyor.
'Fazla diplomatik'
Independent, başyazılarından birinde de
Suriye'deki gelişmeleri ele alıyor. Gazete, Birleşmiş Milletler
İnsan Hakları Koordinatörü Valerie Amos ve Özel Temsilci Kofi
Annan'ın ziyaretlerinin 'fazla diplomatik' geçtiği ve sonuç
alınamadığı görüşünde. Dikkat çeken satırlar şöyle;
"Annan dün umuttan bahsederken, helikopterlerin isyancıların
güçlü olduğu yerlerden İdlib'te saldırıya giriştiği, Humus'taki top
ateşinin de devam ettiği haberleri geliyordu. İsyancıların tüm
isteklerine karşın, uluslararası askeri müdahale bir seçenek
olamaz. Ancak acilen, görüşmeler ayarlanmalı. Amos ve Annan'ın
Suriye'de süren korkunç şiddeti kınadıkları dil diplomatik kurallar
ölçüsünde bile, yeterince sert değildi. Siyasi baskı şu anki tek
seçenek. Bunun başarıya ulaşması için de kuvvetle uygulanmalı.
İpleri elinde tutan hala Suriye Cumhurbaşkanı Beşar
Esad."