12 Haziran'dan sonraki en önemli soru
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ilk sayfasında 'Halkın Adamı' olarak nitelendiren Financial Times gazetesi, AKP'nin genel seçimleri ulusal refah düzeyi hızla ve rekor oranda arttığı için kazanacağını yazdı.
Türkiye'de iki gün sonra yapılacak genel seçimlere geniş
yer veren Financial Times gazetesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı
"Halkın Adamı" olarak nitelendirdi.
Gazete yazısında 12 Haziran sonrası en büyük sorunun
parlamenter sistemin mi yoksa başkanlık sisteminin mi tartışmasında
yattığını dile getirdi.
Financial Times, "Erdoğan yeni bir ulusal uzlaşmanın mimarı olabilir mi?" diye sordu.
İlk sayfadaki bu ifade dışında Financial Times'ın analiz sayfasında da David Gardner imzalı bir yazı var.
Yazının başlığı, "Gözler daha büyük
ödülde".
David Gardner, yeni İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi'nin üçüncü kez iktidara geleceğini söylüyor.
Gardner'a göre bunun nedeni, ulusal refah düzeyinin hızla ve rekor oranda artması.
Financial Times yazarı, AKP'nin anayasada değişiklikler yapmak istediğini, bu nedenle ne oranda bir çoğunlukla seçimi kazanacağının hayati önemde olacağını belirtiyor.
Türkiye'nin sosyal dönüşümünün tedirginliğe yol açtığından, yeni AKP elitlerinin kapitalizmi daha saygıdeğer kıldıklarından ancak Türkiye ekonomisinin aşırı ısındığı yolunda işaretler olduğundan söz ediyor David Gardner...
Yazısını şöyle sürdürüyor:
"Şimdi gündemdeki soru şu: Sayın Erdoğan, yeni bir ulusal uzlaşmanın mimarı olabilir mi? Yoksa zaferini, yürütme yetkileri olmasını hedeflediği bir cumhurbaşkanı olmadan önce, şekillendireceği bir anayasa hazırlamaya çalışmak için mi kullanacak? Bu konuda sinyaller karışık."
David Gardner, yeni hükümetin gündeminin en üst sırasında Kürtlerin şikayetleri olacağını söylüyor.
Gardner ayrıca ordunun da hala Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca siyasete karışma hakkı olduğunu belirtiyor.
Financial Times yazarı bu boyutta sorunlarla mücadele için parlamenter sistemin mi yoksa başkanlık sisteminin mi daha uygun olduğunun tartışılacağını vurguluyor.
Yazı şöyle noktalanmış:
"Türkiye'nin dönüşümünün ilk aşamalarında köprü vazifesi gören Avrupa Birliği ise üyelik müzakerelerinin yavaşlaması ile baskı gücünü kaybetmiş durumda. Avrupalı bir büyükelçinin de gözlemlediği gibi, Sadece motor çalıştığında, reformun motoru olabilirsiniz.".