12 Eylül'ün ardında bıraktığı büyük acı
Abone olBugün 12 Eylül... Demokrasimizin silah zoruyla katledişinin yıldönümü... İşkenceler, sürgünler, ihraçlar, ölümler, kısaca insanlık katliamının yıldönümü...
Bugün 12 Eylül darbesinin 34.
yıldönümü... 12 Eylül 1980’de Türk Silahlı Kuvvetleri, 27 Mayıs
1960 darbesinin ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından cumhuriyet
tarihindeki üçüncü kez demokrasiye müdahale etmiş ve yönetimi
gaspetmişti.
Süleyman Demirel’in Başbakan’ı olduğu hükümet görevden alındı ve
TBMM lağvedildi. Yürürlükteki, 1961 Anayasası tamamen rafa
kaldırıldı. Ülke 1983 seçimlerine kadar Genelkurmay Başkanı Kenan
Evren ve kuvvet komutanlarından oluşan Milli Güvenlik Konseyi
tarafından yönetildi.
Milli Güvenlik Konseyi’nin belirlediği Danışma Meclisi tarafından
hazırlanan Anayasa, 1982 yılındaki halk oylamasında, yüzde 92’lik
“Evet” oyu ile büyük farkla kabul edildi. Aynı halk
oylamasında, Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçildi.
KENDİLERİNE KORUMA ZIRHI
KOYDULAR
Kabul edilen Anayasa’da, generallerin ömür boyu yargılanmasını
engelleyen geçici 15. madde, seçimlerle iktidara gelen hiçbir
hükümet tarafından kaldırılmadı ve 12 Eylül liderlerinin
dokunulmazlığı 2010 yılında yapılan anayasa referandumuna kadar
sürdü. Referandumla 15. madde tarihin çöplüğüne atılırken,
darbecilerin yargılanmasının yolu açıldı.
ZIRH KALTI, EN AĞIR CEZAYI
ALDILAR
Bunun üzerine darbenin hayatta kalan mimarları Kenan Evren ve
Tahsin Şahinkaya yargılandılar ve ömür boyu ağırlaştırılmış hapis
cezasına çarptırıldılar. Evren ve Şahinkaya'nın da araarında
bulunduğu binlerce şüpheli hakkında da işkence soruşturması
sürdürülüyordu.
İŞKENCE SORUŞTURMASI
KAPATILDI
Darbenin ardından Türkiye adeta bir zulüm imparatorluğuna dönüşmüş,
yüzbinlerce insan işkencelerden geçirilmişti. Tam da bu günün
arefesinde, 12 Eylül işkencecileri hakkındaki soruşturma 'zaman
aşımı' gerekçesiyle kapatıldı. Ancak dünya hukukunda işkence suçu
zaman aşımı kapsamına girmiyor. İşkenceciler yargılanmaktan
kurtulurken geride bıraktıkları acı mirasın listesi ise yürek
yakıcı..
1 MİLYON 683 BİN KİŞİ
FİŞLENDİ
- TBMM kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı, siyasi
partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu.
- 650 bin kişi gözaltına alındı.
- 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
230 BİN KİŞİ
YARGILANDI
- Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
- 7 bin kişi için idam cezası istendi.
- 517 kişiye idam cezası verildi.
50 KİŞİ İDAM EDİLDİ
- Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı (18 sol
görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1’i Asala militanı).
- İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e
gönderildi.
- 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden
yargılandı.
- 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılandı.
- 388 bin kişiye pasaport verilmedi.
30 BİN KİŞİ SAKINCALI DİYE İŞTEN
ATILDI
- 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı.
- 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
- 30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitti.
- 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
171 KİŞİ İŞKENCEDE
ÖLDÜRÜLDÜ
- 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi.
- 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı.
- 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
ÖĞRETMEN, ÜNİVERSİTE HOCASI, HAKİM
KIYIMI
- 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi
ve 47 hâkimin işine son verildi.
- 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
- Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
- 31 gazeteci cezaevine girdi.
- 300 gazeteci saldırıya uğradı.
- 3 gazeteci silahla öldürüldü.
- Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
- 13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
- 39 ton gazete ve dergi imha edildi.
CEZAEVLERİNDE 299 KİŞİ
ÖLDÜ
- Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
- 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
- 14 kişi açlık grevinde öldü.
- 16 kişi “kaçarken” vuruldu.
- 95 kişi “çatışmada” öldü.
- 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi.
- 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi.