12 Eylül'e ilk kazma vuruluyor!
Abone olAfşin Savcısı Mehmet Kuş, bir ağabeyin suç duyurusunu işleme koydu, 12 Eylül sonrası 'işkence'de ölen öğretmenin mezarı açılıyor.
12 Eylül askeri darbesinin gizli kalmış yönleri
ağabeyini kaybeden bir kişinin müracatı tarihi bir adımı
beraberinde getirdi. Afşin Savcısı Mehmet Kuş, o ağabeyin suç
duyurusunu işleme koydu, 12 Eylül sonrası 'işkence'de ölen bir
öğretmenin mezarının açılmasına karar verdi.
Mezarın açılarak, işkencenin izlerinin aranması 12 Eylül'e ilişkin süreçte yaşanan bir ilk olacak. Eğer dava kabul edilirse 12 Eylül'e hesaplaşmanın önü açılacak. Soruşturmada hedefteki isim Tümgeneral Yusuf Haznedaroğlu..
Radikal'in haberine göre, Afşin’de, 1981 yılında işkenceyle öldürüldüğü iddia edilen öğretmen Ali Ekber Yürek’in mezarı, Savcı Mehmet Kuş’un başlattığı soruşturma sonucu, 30 yıl sonra açılacak. Ekber’in kemikleri işkence izi olup olmadığını belirlemek için adli tıbba yollanacak. İki tanığın ifadesini alan savcının şüpheliler hanesinde, dönemin Kahramanmaraş Sıkıyönetim Komutanı Tümgeneral Yusuf Haznedaroğlu da var.
İKİ HAFTA İŞKENCE GÖRDÜ
TKP / ML adlı yasadışı sol örgütün yöneticisi olduğu ve
‘Musa’ kod adını kullandığı iddia edilen öğretmen
Ali Ekber Yürek 7 Mayıs 1981’de Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde
gözaltına alındı. Yanında arkadaşı Kalender Hışır da vardı.
Hışır’ın iddiasına göre, Afşin’de sorgu merkezi olarak tahsis
edilen Yol Su Elektrik İdaresi’ne, daha sonra da Yatılı Bölge
Okulu’na götürüldüler. Yürek burada iki hafta işkence
gördü.
PARKASININ İPİYLE ASTIĞI SÖYLENDİ AMA
Ağabeyi Mehmet Yürek, 25 Mayıs 1981’de İstanbul’dan Afşin’e
çağrıldı ve kendisine 24 yaşındaki kardeşinin cesedi teslim edildi.
Ağabeyine göre Ali Ekber Yürek’in dudakları, dişleri, el ve ayak
parmakları, cinsel organı yanık ve çürükler içindeydi. Sol kolu,
kaburgaları ve omuzu kırıktı. Sırtı ve göğsü siyah-mor
renkteydi.
HÜCRENİN YÜKSEKLİĞİ 1 METREYDİ
Yürek’e, kardeşinin ‘parkasının ipiyle kendisini astığı’ söylendi.
Fakat hücrenin yüksekliği bir metreydi. Birlikte yakalandığı
Kalender Hışır, genç öğretmenin iki hafta işkence gördüğünü,
üzerine yüksekten kum torbaları atılarak öldürüldüğünü ileri sürdü.
O tarihte, bu ölümü soruşturan Savcı Hüseyin Türker, doktorun
‘solunum yetmezliği’ teşhisine dayanarak takipsizlik verdi.
ŞÜPHELİ TÜMGENERAL
Geçen yılki 12 Eylül referandumuna iki gün kala ağabey Yürek,
kardeşinin ölümüyle ilgili şikâyetçi oldu. Kenan Evren’in yanı sıra
Tümgeneral Yusuf Haznedaroğlu ile ilçedeki diğer sorumlular
hakkında suç duyurusunda bulundu.
MEZARI 1 HAZİRAN'A KADAR AÇILACAK
Malatya Özel Yetkili Başsavcılığı, evrakı ayırdı. Darbeciler
hakkındaki suçlama, 2011/150 soruşturma numarasıyla Ankara Özel
Yetkili Başsavcılığı’nca yürütüldüğü için buraya gönderildi. Ali
Ekber’in işkencede ölümüyle ilgili evraksa Afşin Başsavcılığı’na
iletildi. Dosya, 30 yaşındaki Savcı Mehmet Kuş’a düştü. Savcı,
2010/2459 sayılı dosyayı açtı. Önce ağabeyin, ardından Yürek’le
aynı tarihte gözaltına alınan Ali Kepez ve Akif Keçeli’nin 6
Nisan’da ifadesini aldırdı. Savcı Kuş, ifadeleri aldıktan sonra,
ceset üzerinde kemik kırığı ve işkence izi olup olmadığını saptamak
için mezarın açılması kararını verdi, mezarın olduğu Ovacık
Savcılığı’na talimat yazdı. Mezarın önümüzdeki en geç 1 Haziran’a
kadar açılması bekleniyor. Afşin Başsavcılığı, Elazığ Adli Tıp
Şubesi’nden bir uzman da istedi. Kemikler inceleme için adli tıbba
gönderilecek.
15. MADDE KAPSAMINA GİRİP GİRMEDİĞİ SORULACAK
Savcı Kuş ayrıca dönemin Kahramanmaraş Sıkıyönetim Komutanı
Haznedaroğlu ile o yıllarda Savcı Hüseyin Türker, Dr. Nevzat Özcan
ve ilçede görevli askerler ve polislerin adres tespitini de
başlattı. Bu suçun kaldırılan Geçici 15. Madde kapsamına girip
girmediği konusunda Ankara Özel Yetkili Savcılığıdan görüş
alınmasının planlandığı öğrenildi. Yürek’in hiyerarjik bir
silsileyle öldürüldüğü yönünde görüş belirtilirse Kuş, dosyayı
Ankara ile birleştirebilecek.
YARGI VESAYETİ BİTTİ Mİ GÖRECEĞİZ
Ağabey Mehmet Yürek, bu soruşturmayla 12 Eylül’deki referandum
sonucunun sınanacağı görüşünde:
“Yargı vesayeti bitti mi, el değiştirdi mi, göreceğiz. Bu
savcıyı görevden alırlar ya da dosyayı alırlarsa, vesayet el
değiştirdi demektir.”
TANIKLAR ANLATIYOR
Akif Keçeli: Mayıs 1981’de gözaltına alındım ve
120 gün kaldım. Musa diye bildiğimiz kişi ile beni yüzleştirmek
üzere Afşin’e götürdüklerinde önce sağlıklı olarak gördüğüm Musa,
15 gün sonra ağzı kaymış, işkence görmüş, bitkin haldeydi.
Konuşamıyordu. Ali Ekber’le yüzleşirken gözümü açtıklarında Yusuf
Haznedaroğlu’nu bizzat gördüm. Onun komutasında işkencede ölenler
olduğunu duyuyordum.
Ali Kepez: 105 gün gözaltında kaldım. 15 günüm
Afşin’de geçti. Musa ve bazı kişilere işkence yapıldığını
biliyorum. İşkenceyi birebir duydum. Afşin’de kaldığımın üçüncü
günü görevliler Musa’yı ‘Hiçbir şeyin kalmasın,
dönmeyebiliriz’ diyerek götürdü. Bizzat duydum. Daha sonra
Afşin’den Maraş’a sorguya götürüldüğümüzde görevliler Musa’nın
cesedini gösterip ‘Konuşmazsan sonun Musa gibi
olur’ diyerek işkence yaptılar. Sigara söndürme olayının
halen izini taşırım.