12 asker nasıl şehit oldu?Teröristlerle çıkan çatışmanın detayları belli oldu
Abone olMillî Savunma Bakanlığı kaynakları Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde 12 askerin şehit olduğu saldırı ve sonrasında yaşanan gelişmeleri tüm detaylarıyla paylaştı. 0 kişilik terörist grup değil mağaralarda saklanan küçük gruplar saldırdı. Sisten görüş 5 metreye düşmüş, İHA/SİHA’ların kullanılması imkansızdı. Tabur komutanı yaralanmasına rağmen çatıştı, teröristler asıl emellerine ulaşamadı.
Milli Savunma Bakanlığında basın bilgilendirme toplantısı
yapıldı. Milli Savunma Bakanlığınca (MSB), yurt içinde ve
sınır ötesinde icra edilen operasyonlarla Irak ve Suriye'nin kuzeyi
dahil, son bir haftada 81 teröristin etkisiz hale getirildiği,
böylece yıl içerisinde etkisiz hale getirilen terörist sayısının 2
bin 201'e ulaştığı açıklandı.
Bilgilendirmede Irak'ın kuzeyinde 12 askerin şehit olduğu çatışmanın ayrıntıları da aktarıldı. Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada şu bilgiler verildi:
Teröristle çıkan çatışmanın detayları
“2019 yılından bu yana, Pençe Kilit operasyonları, terör örgütünün nefesini kesen, tekrar canlanmasına engel olacak sınırlı süreli bir operasyon değil, zor hava, zor arazi ve zor şartlar altında dahi milletimizin bekası için, terörü kaynağında yok etmeyi esas alan proaktif güvenlik stratejimiz ile terörün topraklarımıza girmesini engelleme maksadıyla yürütülen bir operasyondur. Eskiden mücadeleyi İkiyaka Dağları’nda, Gabar’da, Derecik’te vermekteydik. Şimdi mücadeleyi Irak’ın kuzeyinde verdiğimiz için Gabar’da petrol rahat rahat çıkartılmakta, İkiyaka Dağları’nda festival gerçekleştirilmekte, Derecik’te tarımsal atılım yapılabilmektedir. PKK terör örgütü ilk olarak 22 Aralık Cuma günü Irak’ın kuzeydoğusunda yer alan Hakurk bölgesindeki Sur Tepe bölgesine sızma düzenlemiş, çıkan ilk çatışma esnasında 6 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuştur.
Hava şartları nedeniyle İHA ve termal kameralar çalışmadı
Ertesi gün (23 Aralık Cumartesi) ise Metina bölgesindeki personelimize sızma girişimi olmuş, orada da çıkan çatışmada 6 Mehmetçik şehit olmuştur.
İki çatışma alanı arası mesafe 100 kilometre
Her iki çatışmada 13 personelimiz yaralanmıştır. Sızma girişimi
olan bölgeler birbirinden kuş uçuşu 100 km. uzaklıktadır. Söz
konusu arazi yüksek rakımlı sarp dağlık, dik yamaçları ve
uçurumları olan bir arazi olup, binlerce mağaranın bulunduğu bir
yerdir. Bölgede kontrol her türlü hava şartında sağlanmak
mecburiyetindedir.
Küçük gruplar halinde saldırı
Sızma girişimi iddia edildiği gibi 50-100 kişiden oluşan gruplarla değil, mağaralarda saklanan küçük gruplar tarafından havanın ağır, yoğun sis ve kar yağışı (tipi) sebebiyle görüşün 5-10 metreye kadar düştüğü, İHA/SİHA’ların ve termal sistemlerin de kullanılmasının imkansız olduğu durumda gerçekleştirilmiştir.
Tabur komutanı yaralanmasına rağmen komutayı bırakmadı
İleri hatta bulunan birliklerimizin kahramanca mevzilerini savunması ve çatışmaya takviye giden komando birliğinin başındaki tabur komutanı yaralanmış olmasına rağmen komutayı bırakmaması sayesinde teröristlerin asıl amacı engellenmiştir. Sızma girişiminde bulunan teröristlerin tamamı etkisiz hale getirilmiştir.
Tahkimatın yetersiz olduğu iddiası
Bölgede yer alan Üs Bölgelerimize sızma veya taciz olabilecek ve ihtiyaç duyulan yerlere emniyet maksadıyla komando kolları çıkarılmakta, ihtiyaç olmayan yerlere çıkarılmamaktadır. Arazi şartları bu şekilde bir harekatı zorunlu kılmakta, personelimiz de buna yönelik eğitim almaktadır. Teröristle mücadelenin doğasında zor şartlar ve kararlılık vardır. TSK, dünyada hiçbir ordunun cesaret bile edemediği operasyonları gerçekleştirmektedir. Operasyona çıkacak birlik hava, arazi ve diğer şartları göz önünde bulundurarak görevin gerektirdiği teçhizatı yanına alarak çıkmaktadır. Ayrıca, personel sürekli olarak aynı yerlerde bulunmamakta, kontrol altına alınacak bölge göz önüne alınarak zamana bağlı kalmaksızın değiştirilmektedir.
Şehitlerin gizlendiği iddiası
Şehit/yaralı işlemleri Şehit ve Gazi İşlem Genelgesi’ne göre; önce gerekli tedbirler alınmak suretiyle ailesine verilmekte, akabinde kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Aileye haber verilmeden ve tedavisi devam edenlerin durumu netleşmeden kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Şehit haberini MSB tarafından yapılacak açıklama öncesinde kamuoyuna açıklamak, yanlış haber olabileceği gibi terör örgütünün toplumda yaratmak isteyeceği algıyı hızlandırmakta, kamuoyunda karamsarlık yaratmaktadır. MSB tarafından yapılan açıklamalar dışında özellikle bireysel kullanıcılar tarafından sosyal medyadan yapılan paylaşımlara itibar edilmemelidir. Şehit haberinin başka kimselerce verilmesi kamuoyunda “Şehit haberinin gizlenmesi” gibi bir algı oluştursa da iletişimin bu kadar hızlı ve kolay olduğu bir çağda, gizlenmesi mümkün değildir ve böyle bir çaba asla olmamıştır. Zira gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktır. 22 Aralık Cuma akşam saat Bazı sosyal medya hesaplarında iddia edildiği gibi Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde açıklananların dışında şehit askerimiz yoktur. Yaralı personelimizin tedavileri devam etmektedir. TSK, hiçbir şehidimizin fotoğrafını ve ismini açıklamadan ve halkımız nezdinde onore etmeden defnetmemiştir. Şehitlerimizin saklandığını iddia etmek terör örgütünün ağzıyla konuşmaktır.
Bölgede görev yapan personel tecrübesiz mi?
Terörle mücadele ile ilgili görev yapan bütün personel profesyonel olup, gerekli tüm eğitimleri aldıktan sonra sorumlu olduğu bölgeye görevlendirilmektedir. Söz konusu personel, tecrübeli personel ile birlikte oryantasyonunu tamamlamayı müteakip görev almakta, seviyesine uygun taktik ve teknik bilgi donanımına sahip olmadıkça görevlendirilmemektedir. Ayrıca, sıralı birlik komutanlıklarınca ve Ordu/Kuvvet Komutanlıkları tarafından zaman zaman denetlemeler yapılmakta, personelin ve birliğin eğitim, atış, spor, vb. konularda yeterlilik seviyesi tespit edilerek raporlanmaktadır. Hâlihazırda üs bölgelerinde ve hudutlarımızda zorlu iklim ve arazi şartlarında kahramanlık ve fedakârlıkla görev yapan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, terörle mücadelesine; artan bir baskı ve yoğun bir tempoda, tüm terör inleri yok edilip tek bir terörist kalmayıncaya kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.
Yaşanan son saldırıda ihmal var mı?
TSK’da meydana gelen olaylar sonrasında derhal idari tahkikat kurularak inceleme yapılır ve sorumluluğu/kusuru olanlar hakkında işlem yapılır. Bu olayda da idari tahkikat ve inceleme başlatılmış olup olay her yönüyle incelenmektedir. TSK’da, meydana gelen olayların akabinde, bir daha yaşanmaması için alınması gereken dersler ile personelin kazanması gereken yetenekleri geliştirmek için Eğitim ve Doktrin Komutanlığımız tarafından “Alınan Dersler Bülteni” yayınlanmakta, eğitimlerde aktif şekilde kullanılması sağlanmaktadır. Sınıf Okulları ve Eğitim Merkezleri ile özellikle Terörle Mücadele Harekatı kurslarında bu ve buna benzer olaylara yönelik uygulamalı eğitim verilmekte, personelin seviyesine uygun taktik ve teknik gelişimi sağlanmaktadır.
Cep telefonu kullanımı zaafiyete neden oluyor mu?
Özellikle akıllı cep telefonlarının günlük hayatta dahi yarattığı güvenlik sorunu herkesçe bilinmektedir. MSB olarak personel ve birlik güvenliği bakımından konu üzerinde bir çalışma yapılmaktadır. Bu konu ile ilgili ciddi tedbirler alınacaktır.
Operasyonlarda taktik hata var mı?
TSK, daha evvel, bu tür arazileri sadece hava şartları müsaade ettiği zamanlarda tutarken, değişen ve gelişen konsept ile kışın da kontrolü altında bulundurmaya devam etmektedir. Nitekim, daha önce “Kış tertiplenmesi” kapsamında bu kontrol noktaları tutulmamakta, bahar aylarında tekrar tutulmaya başlandığında ise EYP ile karşılaşılmakta, bölgenin temizlenmesi daha zor hale gelmekteydi. Bu kapsamda, televizyon/sosyal medya gibi yayın organlarında sıklıkla gösterilen ve “Benim zamanımda / görev yaptığım dönemde” diye başlayan cümlelerin hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. Zira, her şey değişmektedir: şartlar, teknoloji, taktik, insanlar, konsept… Hatta teröristler dahi değişmektedir. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Her eleştireye saygımız var ancak eksik/eski bilgi ve tecrübelerle yapılan yorumlar halkın kafasını karıştırmakta hatta bazı yorumlar terör örgütü tarafından propaganda amaçlı kullanılmaktadır.”
Pençe operasyonları serisindeki bilançoyu da açıklayan Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, “Pençe operasyon serisi ile ‘girilemez’ denilen yerlere girilmiş, ‘ulaşılamaz’ denen yerlere ulaşılarak toplam; Bin 655 bölücü terör örgütü mensubu etkisiz hale getirildi. 4 bin 999 mayın ve el yapımı patlayıcı imha edildi. 2 bin 472 mağara ve sığınak kullanılamaz hale getirildi. 2 bin 934 silah ve yaklaşık 1 milyon 377 bin mühimmat ele geçirildi” açıklamasını yaptı.
Bakanlıkta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında açıklamalarda bulunan Tuğamiral Aktürk, şu bilgileri paylaştı:
71 hedef başarıyla imha edildi
“Kahraman Mehmetçiklerimiz, 22-23 Aralık tarihlerinde bölücü terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen sızma girişimi ve hain saldırılarda bir kez daha göğsünü siper etmiş, bekamıza kasteden hainlere geçit vermemiştir. Hain terör saldırıları sonrası Irak ve Suriye’nin kuzeyinde bulunan terör hedeflerine yönelik icra edilen hava harekâtlarıyla içerisinde sorumlu düzeyde teröristlerin de bulunduğu değerlendirilen mağara, sığınak, barınak, petrol tesisi ve depolardan oluşan toplam 71 hedef başarıyla imha edilmiştir. Şehitlerimizin kanını yerde bırakmayan Kahraman Mehmetçik, çatışmalar, ateş destek vasıtaları ve hava harekâtları ile bölgede toplam 59 teröristi etkisiz hâle getirmiştir. Hedeflerdeki etki kıymetlendirmesi devam etmektedir. Böylece; 81’i son bir haftada olmak üzere yıl içerisinde etkisiz hâle getirilen terörist sayısı 2 bin 201’e ulaşmıştır.
Pençe serisi operasyonları
Tehditleri sınırlarımıza dayanmadan kaynağında bertaraf etmeyi öngören “Terörle Mücadelede Yeni Güvenlik Konsepti” kapsamında Irak’ın kuzeyinde 2019 yılında başlatılan “Pençe Serisi” operasyonlar ile çok sayıda terörist etkisiz hâle getirilirken yine çok sayıda mağara, sığınak, barınak, silah ve mühimmat ele geçirilmiş, terör örgütüne ağır darbe indirilmiştir. Böylece yurt içinde bitme noktasına gelen bölücü terör örgütünün Irak’ın kuzeyinden ülkemize yönelik saldırıları engellenmiştir. PKK/KCK terör örgütünün kullandığı sığınak/barınak ve lojistik tesisleri imha etmek, teröristleri etkisiz hale getirmek ve bölgede alan hâkimiyeti tesis ederek hudut emniyetini ileriden sağlamak maksadıyla icra edilen Pençe Operasyonları kapsamında; 27 Mayıs 2019’da Hakurk'a başlatılan Pençe-1, 12 Temmuz 2019’da Pençe-2 ile genişletilmiş, sağlanan alan hâkimiyetinin artırılması maksadıyla Haftanin'e 23 Ağustos 2019’da Pençe-3 ve 16 Haziran 2020’de Pençe-Kaplan, 23 Nisan 2021’de Avaşin-Basyan ve Metina bölgelerine yönelik eş zamanlı olarak başlatılan Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım ile terör örgütü üzerindeki baskı daha da artırılmış, 17 Nisan 2022’de Zap, Metina ve Avaşin bölgelerine başlatılan Pençe Kilit operasyonu ile toplamda 2.453 kilometrekarelik alan kontrol edilerek kilit kapatılmış ve Irak hududumuzun ileriden kontrolü tamamen sağlanmış, alan hâkimiyeti genişletilmiş ve terör örgütünün hareket serbestisi ile eylem kabiliyeti büyük ölçüde engellenmiştir. Bahse konu operasyon serisi ile ‘girilemez’ denilen yerlere girilmiş, ‘ulaşılamaz’ denen yerlere ulaşılarak toplam; Bin 655 bölücü terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiş, 4 bin 999 mayın ve el yapımı patlayıcı imha edilmiş, 2 bin 472 mağara ve sığınak kullanılamaz hale getirilmiş, 2.934 silah ve yaklaşık 1 milyon 377 bin mühimmat ele geçirilmiştir. Bu operasyonlara ilave olarak planlı ve ani hava harekâtları ile gece, gündüz ve her türlü hava şartında sınırlarımızdan yaklaşık 150 km derinlikte bulunan Asos ve Kandil gibi terör yuvalarına harekât icra edilmekte ve teröristlerin barınakları yerle bir edilmektedir. Böylece teröristlere ağır bir darbe indirilerek sınırlarımızın ve vatandaşlarımızın güvenliği sağlanmış, bir gece ansızın terör inlerini yerle bir etme kararlılığımız gösterilmiştir.
Bir kez daha hatırlatıyoruz ki, Suriye ve Irak’taki tüm operasyonlarımız; Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda Komşularımızın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak, Masum sivillerin, dost unsurların, tarihî ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınarak icra edilmektedir. Tek hedefimiz teröristlerdir ve PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ’ın Suriye ve Irak’taki tüm unsurları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meşru hedefimizdir. Son dönemde, bazı basın-yayın organları ve sosyal medyada yapılan haber ve paylaşımlarda; yaşanan olaylarla ilgili bilgilerin resmî açıklama yapılmadan, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde, eksik veya yanlış paylaşıldığı ve yayıldığı gözlemlenmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, şehit ve yaralı personel olması durumunda olay ve durumun tüm boyutlarını dikkate alarak ve yürürlükteki mevzuat kapsamında hareket etmektedir. Bu kapsamda aileler; olay hakkında sağlıklı bilgilendirme yapmak ve ailenin içinde bulunacağı ruhsal durum sonucu ortaya çıkabilecek olumsuzlukları engellemek adına içerisinde sağlık personelinin de bulunduğu bir heyet tarafından bilgilendirilmektedir. Şehit yakınlarının, haberi bu amaçla kurulan heyetten öğrenmesi, haberin farklı adreslerde veya illerde ikamet eden yakınlarına aynı anda ve mutlaka ailenin evinde yüz yüze görüşülerek verilmesi, ailesine haber verilene kadar şehidin kimlik bilgileri ve olay içeriği hakkındaki bilgilerin basın veya ilgisi olmayan kişi ve kurumlarla paylaşılmaması esastır. Olayın meydana gelişi, değerlendirilmesi, otopsi işlemleri ve ailelerin bilgilendirilmesi dâhil tüm süreç tamamlandıktan sonra kamuoyuna resmî açıklama yapılmaktadır. Dolayısıyla, başta asker ailelerimiz olmak üzere milletimiz için oldukça önemli, hayati ve hassas olan bu konuda henüz ailelere haber verilmeden ve resmî açıklama yapılmadan bilgi, haber ve görsel paylaşılmamalıdır.
Kara propaganda uyarısı
Millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik terör tehdidinin bir diğer boyutu da; bilgi kirliliği oluşturarak kara propaganda ile başta Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere güvenlik güçlerimizin ve halkımızın moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemeye yöneliktir. Bazı yorum, paylaşım ve değerlendirmelerle terör örgütünün kara propagandasına ve dezenformasyonuna alet olunduğu gözlenmektedir. Bu konuda tüm kesimler; bilinçli ve sorumlu hareket etmeli, teröristlere ve teröre müzahir gruplara fayda sağlayacak tutum ve davranışlardan uzak durmalı ve yalnızca resmî açıklamalara itibar etmelidir.
Suriye'deki operasyonlar
Suriye’de, harekât alanlarımızda oluşturulan güvenlik ve huzur ortamını bozmaya yönelik taciz ve saldırı girişimleri de devam etmektedir. Nitekim, yıl içerisinde birliklerimize yönelik gerçekleştirilen 496 taciz ve saldırıya gerekli karşılık verilerek 27’si son bir haftada olmak üzere 1.502 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Bölgede; Güvenlik ve istikrarın sürdürülmesi için gerekli tüm tedbirler alınmakta, Suriyelilerin emniyetli bir ortama geri dönüşlerinin sağlanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir.
Hudut güvenliği
Cumhuriyet tarihimizin en yoğun ve etkin tedbirleri ile korunan hudutlarımızda; Son bir haftada yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 138 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 5’i FETÖ, 1’i PKK/YPG ve 1’i DEAŞ’lı olmak üzere, 7’si terör örgütü mensubudur. 3.321 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Böylece, yıl içerisinde hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 13.640’a yükselmiştir. Bu şahıslardan 420’si FETÖ mensubu olmak üzere toplam 605 terör örgütü mensubu kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Hududu geçemeden engellenen kişi sayısı da 207.289 olmuştur. Yine, son bir hafta içerisinde yapılan operasyonlarda yaklaşık 34 kilogram uyuşturucu ele geçirilmiştir.
Filistin İsrail çatışması
Gazze ile ilgili ilk günden bu yana sergilediğimiz insani ve adaletli tutumumuzu bugün de sürdürüyoruz. Filistinli kardeşlerimizin daima yanlarında olduk, önümüzdeki dönemde de yanlarında olmaya devam edeceğiz. En kısa zamanda kalıcı bir ateşkes ilan edilmesi temennisiyle Filistin meselesi adil bir sonuca kavuşturulmadan bölgemizde kalıcı bir barışın mümkün olmayacağını bir kez daha vurguluyoruz. İsrail’in işgali son bulmadan sorunun çözülemeyeceğini; egemen ve bağımsız Filistin devletinin bir an önce kurulması gerektiğini tekrar ifade ediyoruz.”