12 Ağustos İngiltere basın özeti
Abone olDaily Telegraph gazetesi yazarı Con Coughlin, "Türkiye'nin Kürtlerle savaşı sadece IŞİD'e yarayacak" başlıklı yazısında "Türkiye'nin yeni bir iç savaşa sürüklendiğini" öne sürüyor.
Daily Telegraph gazetesi yazarı Con Coughlin, "Türkiye'nin Kürtlerle savaşı sadece IŞİD'e yarayacak" başlıklı yazısında "Türkiye'nin yeni bir iç savaşa sürüklendiğini" öne sürüyor.
Coughlin yazısında özetle şöyle diyor:
"Türkiye'nin IŞİD karşıtı koalisyona, bir yıl sonra İncirlik üssünü açması kutlanması gereken bir gelişme. Geçen sene bu zamanlar, ABD, Suriye ve Irak'taki IŞİD mevzilerini bombalamaya başladığında, en büyük handikapı, Türk askeri üslerine erişimi olmamasıydı. Erdoğan, koalisyona destek verme konusunda gönülsüz davrandı."
"Erdoğan'ın önceliği Suriye lideri Esad'ın devrilmesiydi. Onun bakış açısından IŞİD, Esad'ı yenilgiye uğratma ihtimali en fazla olan güçtü. Türkiye bu nedenle, Amerika'nın IŞİD'e karşı çabalarını desteklemeye gerek görmedi."
"Geçen ay Suruç'ta 32 kişinin öldüğü intihar saldırısından sonra Erdoğan fikir değiştirdi. Saldırıdan sonraki bir kaç gün içinde, Türk savaş uçakları Suriye'deki IŞİD hedeflerini bombalarken, Ankara nihayet Amerikan jetlerine izin verdi.
"Koalisyonun IŞİD'e karşı çabalarının başarısız olduğu yolundaki kaygıların artmakta olduğu bir dönemde, hafta sonunda İncirlik'e 6 Amerikan uçağının gelişi bir dönüm noktasının habercisi olarak görülebilirdi. Son istihbarat raporlarına göre, IŞİD, ABD'nin geçen Ağustos'ta hava operasyonlarına başlamasından sonra Irak ve Suriye'de hâkimiyetindeki toprakları genişletti."
"Ancak Türkiye'nin, koalisyonun hava saldırılarına gecikmiş desteğinin oyun değiştirici olabileceğine ilişkin umutlar, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Kürtlerle savaşı yeniden başlatma kararıyla ciddi ölçüde sekteye uğradı."
Türklerle Kürtler 1984-2013 yılları arasında savaştı ve 40 bin kadar insan öldü. Şimdi her şey Türkiye'nin yeni bir iç savaşa sürüklenmekte olduğuna işaret ediyor ve bunun koalisyonun IŞİD'le mücadelesine olumsuz etkileri olacak."
Suriye'de üç savaş
"Türkiye'nin müdahalesinden önce, Suriye'de iki savaş vardı. Biri Esad rejimine karşı, biri de IŞİD'e karşı. Türkiye'nin Kürtler'e saldırısı üçüncü bir savaş ve zaten şaşırtıcı derecede karmaşık olan bir savaş arenasında yeni bir komplikasyon."
"Batı ve müttefikleri açısından Türklerin Kürtlerle savaşının yeniden başlaması birkaç nedenle fayda sağlamayan bir şey. Kürt gruplar içindeki en savaşçı örgüt olan PKK, ABD ve diğer batılı güçler tarafından haklı bir şekilde terör örgütü olarak niteleniyor. Ancak PKK, IŞİD'e karşı en etkili savaşçılar olan Suriye merkezli gruplarla yakın ilişki içinde. Yeni gelen Amerikan uçaklarının Suriye'de IŞİD'e karşı savaşan Kürtlere destek sağlaması bekleniyor. PKK bu yüzden, Ankara'yı IŞİD'deki müttefiklerini korumak için Kürt mevzilerini bombalamakla suçluyor."
Guardian muhabirinin Şemdinli izlenimleri
Guardian muhabiri Constanze Letsch, Şemdinli izlenimlerinde bölge halkının, yaşananları seçim sonuçlarıyla ilişkilendirdiklerini söylüyor.
Letsch'in yazısı özetle şöyle:
"Makineli tüfek sesleri, akşam sessizliğini deliyor. Füzelerin ormanları ve tarlaları yaktığı dağlardan dumanlar yükseliyor. Türk devletiyle yasa dışı PKK arasında onlarca yıldır devam eden kanlı savaşın cephe hattında yaşayan Kürtler için bunlar, alışıldık ancak 2012'de başlayan barış görüşmeleriyle son bulabilir diye umdukları, sesler ve görüntüler."
"Adının yazılmamasını isteyen yerel bir gazeteci, 'Tekrar başa dönmüş gibiyiz. Ancak halk bu kez sadece düş kırıklığına uğramış ve korkmuş değil aynı zamanda öfkeli. Tekrar savaş olursa, topyekûn bir iç savaş olacak' diyor.
"PKK'nın 1984'te Türk güvenlik güçlerine savaşı başlattığı Şemdinli'de barış umutları pamuk ipliğine bağlı. Karanlık çökünce ilçe ıssızlığa bürünüyor. Dükkanlar kapalı. Sadece birkaç kahve açık ama onlar da neredeyse boş. HDP'nin yerel kadın kollarından Pınar Yılmaz, 'İnsanlar kaygılı, saldırı korkusu yaşıyor. Her an her şey olabilir' diyor.
"Gerilim, bölge halkının HDP'nin seçim zaferini kutladığı iki ay öncesine göre radikal bir değişikliği yansıtıyor. 16 yaşındaki Avaşin (gerçek adı değil) 'Üç gün üç gece kutladık. Çok sevindik. Kürtler olarak nihayet haklarımızı alabileceğiz, sonunda barış olacak diye düşündük. Ama AKP'nin ikisiyle ilgilenmediği ortaya çıktı. Bizden kurtulmak istiyorlar' diyor.
Yeniden başlayan savaşın iç politikayla ilgili olduğunu düşünen tek kişi Avaşin değil. 2002'de iktidara gelen AKP, 7 Haziran seçimlerinde ilk kez meclis çoğunluğunu kaybetti. Özellikle HDP'nin başarısı nedeniyle. Erdoğan'ın başkanlık sistemi umutları yıkıldı. Yerel HDP örgütünde çalışan 55 yaşındaki Fikri Elmas, Erdoğan'ın Kürtlere yönelik yeni baskısını yanlış oy kullananları cezalandırma yöntemi olarak niteliyor."
"Elmas, 'Partimize karşı topyekun bir karalama kampanyası başlattılar. Söyledikleri yalanlar karşısında ağzımız açık kalıyor. Biz yasal bir partiyiz. Ve herkesin haklarını savunmak istiyoruz. Bu yüzden halk bize oy verdi. Oyu verenlerin birçoğu Kürt değil. Biz iddia ettikleri gibi terörist değiliz' diyor."
"Şemdinli'nin ana caddesinde berberlik yapan 25 yaşındaki İhsan Özcan Er ise "Bu Türklerle Kürtler arasında bir savaş değil. Hatta orduyla PKK arasında bir savaş değil. Tek sorun AKP'nin çoğunluğu kaybetmesi ve Erdoğan'ın başkanlığı alamaması. İktidarını kaybederse, yargılanacağını biliyor. Kendini kurtarmak için tüm ülkeyi ateşe atıyor' diye konuşuyor."
"Komşu ilçe Yüksekova'da asker bazı meraları geçici güvenli bölge ilan etti. Köylülere buraları terk etmeleri aksi halde PKK'yı hedef alan hava saldırılarında hayvanları ve kendi canlarını kaybedebilecekleri söylendi. Bir çiftçi, 'Yıllarca ormanlarımızı yaktılar. Bizi topraklarımızdan, köylerimizden sürdüler. Ama bu sefer bizi öldürseler de kalacağız' diyor."
Şemdinli'deki dağ köylerinde gözle görülür bir gerginlik var. Avaşin, Temmuz sonunda PKK'yı hedef alan ilk saldırılarda köylerdeki annelerin ağladığını söylüyor. Birçok ailenin çocuğu PKK saflarında savaşıyor. Avaşin, Uçakların gürültüsünü, dağları bombalamasını duyduğumuzda 'Bu sefer hepsini öldürecekler diye düşündük. İhanete uğradığımızı düşündük. Yeniden.' diyor. Avaşin'in iki kardeşi geçen yıl PKK'ya katılmış."
'Cihatçılara ilham veren çay ocağı'
Times gazetesi, "Cihatçılara ilham veren çay ocağı" başlıklı haberinde 'Türkiye'nin IŞİD ve PKK'ya karşı yeni savaşının çıkış noktasının Adıyaman'daki bir çay ocağı olduğunu' yazıyor.
Haberde şu ifadelere yer veriliyor:
"Bu çay ocağı, sahibinin kardeşi; 20 yaşındaki Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün Suruç'ta 32 kişinin öldüğü intihar saldırısını gerçekleştirmesinden haftalar önce kapatıldı. Burası aynı zamanda Adıyaman'ın adını IŞİD'in saflarına adam toplayan bir yer olarak çıkardı. İslam Kafe'nin yeni sahibi burayı bir matbaaya dönüştürüyor ve burasının eski sahipleri hakkında konuşmak istemiyor."
"Ancak karşı kaldırımda çay içen bir grup gençler gördüklerini anlatıyorlar. Köşedeki terzide çalışan Murat, ‘Bazen Cuma namazı için burada 150 kişi olurdu. Bazıları sakallıydı ve tuhaf giysileri vardı' Bazen oraya giderdik çünkü bedava internet vardı. Bize gerçek İslam'a uymadığımızı söylüyorlardı' diyor."
"Buradaki çocuklar, Şubat'ta buradan 15 kişinin IŞİD'e katıldığını söylüyor. İkisi Murat'ın bir arkadaşının komşularıymış. 'Suriye'ye gittiler, Alman kadınlarla evlendiler. Sonra buraya gelip daha fazla adam toplayıp yine gittiler' diyor. Adıyaman'dan kaç kişinin IŞİD'e katıldığı belli değil. Belediye başkanı sadece 30 ancak Kürt kökenli muhalif partiye göre bu sayı 800'e yakın."
"Herkes Suriye'ye giden birini tanıyor. Çoğu bunun nedenleri konusunda hemfikir. Adıyaman'da gençler arasındaki işsizlik oranı, Türkiye ortalamasının iki katı. Bu gençlerin çoğu, son 10 yıl içinde açılan onlarca Kuran kursunda zaman geçiriyor."
"Adıyaman nüfusunun yüzde 80'i Kürt. Ancak bölgedeki diğer kentlerin aksine burada PKK'ya çok az destek var. Sünni Müslümanların yanı sıra Hristiyanlar ve Aleviler de var burada. Haziran'daki seçimlerden iki gün önce HDP mitinginde dört kişinin ölümüne yol açan bombayı yerleştirmekle suçlanan 19 yaşındaki Orhan Gönder 19 yaşında bir Alevi. Annesi Hatice Gönder, oğlunun nasıl radikal İslamcı olduğunu hala anlayamamış. Annesi, 'Şiire meraklıydı. Üniversiteye gidip edebiyat okuyacaktı. Bir gün bir rüya gördüğünü söyleyip namaza başladı' diyor."
"Orhan sakal bırakmış ve futbol kulübünde yeni arkadaşlar edinmiş. Annesi Orhan'ın arkadaşlarının IŞİD'çi olduğunu öğrenmiş. Orhan ailesini namaz kılmaları için ikna etmeye çalışmış. 10 ay sonra da ortadan kaybolmuş. Annesi, '2,5 ay sonra beni aradı. Nerede olduğunu söylemedi. Ama polis sinyallerini takip ediyormuş' diyor.
"Hatice Gönder'in durumundaki annelerin birçoğu oğullarının nereye gittiğini söylemek istemiyor. YPG saflarına savaşıp ölenlerin kentte kahraman olarak gömülmüş. Ama çocukları IŞİD'e katılan aileler sessiz. Hatice Gönder, oğlunu son kez Ankara'da hapishanede camın arkasında görmüş. 'Ağlıyordu. O daha çocuk. Neden benim oğlumu seçtiler. Bence hem Kürt hem Alevi olduğu için. Çünkü aramızda sorun yaratmak istiyorlar' di konuşuyor."