Tüm zamanların en sevilen dizisi “Aşk-ı Memnu”nun ilk bölümü 2008 yılında Kanal D’de yayınlandı. Halit Ziya Uşaklıgil’in romanından uyarlanan dizi, sadece iki sezon ekranda kaldı. 2010 yılındaki finaliyse Türk televizyon tarihinin en çok izlenen ikinci yapımı oldu. Dizi onlarca ülkeye ihraç edildi ve tekrarları hâlâ seyircisini ekrana çekmeyi başarıyor. Ziyagil Yalısı’ndaki en kilit rollerden Beşir’i canlandıran Baran Akbulut, Hürriyet'e konuştu. Baran Akbulut, İTÜ’de Makine Mühendisliği bölümünden oyunculuğa giden yolu "En başından beri oyuncu olacağımı biliyordum. Ama fen lisesi vesaire derken üniversite sınavında son tercih olarak yazdığım İTÜ Makine Mühendisliği’ni kazandım ve kaydoldum." sözleriyle anlattı. Okulu bırakma sürecini Akbulut "İTÜ’nün tiyatro toplulukları çok aktifti, onlara dahil olmuştum. Orada eğleniyordum ama ‘Madem oyuncu olacağım, ne işim var burada’ diye de düşünmeye başladım. Yol yakınken ikinci sene okulu bıraktım." diyerek ifade etti. Tiyatro sürecini anlatan Akbulut "O yıl geometri öğretmenliği, festival rehberliği, devlet tiyatrolarında figüranlık yaptım. Sonra Eskişehir’e ailemin yanına döndüm ve Devlet Konservatuvarı oyunculuk bölümüne başladım." dedi. Oyunculuk merakıyla ilgili Akbulut "En başa dönersek oyunculuğa kardeşim Bahar’ı güldürmek için başladım diyebilirim. İlk seyircim de ilk oyun ortağım da o." ifadelerini kullandı. Etkilendiği filmle ilgili Akbulut "Küçük Korku Dükkanı’ filmi ilk etkilendiğim yapım. Bu filmin kötü adamı, uzaydan dünyayı ele geçirmeye gelen bir saksı bitkisidir. Bir tiyatro oyunu uyarlaması. Filmdeki Steve Martin, etkilendiğim ilk oyuncu olabilir." dedi. “Ailenizin mühendisliği bırakmanıza yaklaşımı nasıl oldu?” sorusuna Akbulut "İTÜ’yü bırakacağımı söylediğimde hiç sigara içmeyen annem, elleri titreyerek ocaktan sigara yakmıştı." diye konuştu. "Bana bir bakışı vardı, içim parçalanmıştı" diyen Akbulut "Ama çocuklarına ne yapmak istiyorlarsa yapabilecekleri konusunda yeterli özgüveni vermiş öğretmen ebeveynlere sahibiz. Her zaman kardeşim Bahar’a ve bana tam destek oldular. Hâlâ da oluyorlar." şeklinde konuştu. Konservatuvarı bitirmesine bir hafta kala bir gençlik dizisi için İstanbul’a çağrılan Akbulut bu süreci "Kamera önünde nasıl olduğumu merak ettikleri için İstanbul’a davet ettiler. Atladım trene geldim. İlk cast görüşmemdi." dedi."Toprak ağalarının yer aldığı bir dizinin senaryosunu elime verdiler" diyen Akbulut "Sahnenin başında ‘düşman aile çocukları’ yazıyordu. Metinde, isimleri sert ve erkeksi olan karakterler, birbirlerine meydan okuyordu. " diye konuştu.Akbulut deneyimiyle ilgili "Karşımdakine kafa atacak gibi, sert bir şekilde oynadım. ‘Çok teatral oldu, biraz kısalım oyunculuğu’ dediler. Ben de ‘Eyvah, yapamayacağım herhalde bu işi’ düşüncesine kapıldım." ifadelerini kullandı.Seçmelerin kötü bittiğini belirten Akbulut "Meğer karşımdaki düşman ailenin oğlu değil, büyük aşk yaşadığım, atarlı giderli kızıymış. O sahnede aslında cilvele-şiyormuşuz (gülüyor). Bende bir sorun olduğunu düşünerek, seçmelerden uğurladılar." dedi."Ama iyi ki o iş olmadı" diyen Akbulut "Çünkü bir ay sonra ‘Aşk-ı Memnu’ dizisinin seçmelerine girdim ve o, ilk kez rol aldığım yapım oldu." diye konuştu. Ünlü oyuncu, profesyonel oyuncu olarak ilk yer aldığı dizi “Aşk-ı Memnu”yu "2 ay önce üniversiteden mezun olmuştum, setin işleyişi konusunda hiçbir fikrim yoktu. Orayı merak ettiğim birçok şeyi deneyimleyeceğim bir yer olarak gördüm." diyerek anlattı.Fayda gördüğü tavsiyeyle ilgili Akbulut "Bir oyuncu abim, ‘Her sahneyi ‘iyi oynayacağım’ diye uğraşma. Bir an ve bir yer belirle, ona yoğunlaş’ dedi. Bu tavsiye çok işime yaradı." ifadelerini kullandı.Akbulut, ‘Beşir’ rolünün hayatında bir kırılma noktası olduğunu doğruluyor ve "Sette dizinin büyük bir şey olduğunun farkındaydım. Çünkü kadrosundaki oyuncularının ne kadar büyük yetenekler olduğu ortadaydı. Böyle bir kadronun bir araya gelmesi benim için zaten büyük bir olaydı." dedi."Dizinin hâlâ dalga dalga geri dönüşleri oluyor" diyen Akbulut "Çok farklı ülkelerde, farklı dublajlarla yeniden yeniden izleniyor. Dizi hâlâ yaşıyor." sözlerini ekledi.“Diziden görüştüğünüz kişiler var mı?” sorusuna ünlü oyuncu, “Ara sıra ikili görüşmeler sürüyor. Hazal’ın (Kaya) düğününde yıllar sonra yeniden bir araya geldik. Toparlansak kahkahalarla anacağımız fazla anı var.” dedi. Dizideki cenazeyi anlatan Akbulut "Beşir rolüyle vedalaşalı 11 yıl oldu. ‘Aşk-ı Memnu’ setinin son günü Bebek Cami’de Beşir’in cenaze sahneleri çekilecekti. İşim olmadığı halde sete gittim. Caminin yanındaki çay bahçesine oturup izledim." diye konuştu. Yaşadıklarını anlatan Akbulut "Beşir’in cenazesi kalktı, gitti. Bazen Boğaz’da yürüyüş yaparken aynı noktada çay molası verip, o rolle vedalaştığım anı hatırlarım. Fakat o kadar basit değil tabii, vedalaşmak. Her mahallede bir Beşir vardır. Herkesin kendini Beşir gibi hissettiği zamanlar da…" ifadelerini kullandı."Beşir’lerle hepimizin içinde bağlar var" diyen Akbulut "O yüzden böyle hikayelerle karşılaşmak içimizde karışık duygular uyandırıyor. Bazen kızgınlık, bazen acıma, bazen sempati, antipati... Ben de birçok izleyici gibi bu duyguları hissettim Beşir’e karşı. Hem oynarken hem izlerken..." diye konuştu. Aşk-ı Memnu final yaptıktan sonra Viyana’ya gidip bir tiyatro grubuyla 2 ay çalışmalar yaptı. Akbulut bu süreci "Dizi bittikten sonra biraz dünyayı gezdim. Eskişehir’de sinema doktorasına başladım. Devamlı ve her sezon televizyonda olayım gibi bir derdim yok. Ara ara çalışıp, dünyayı gezmek amacım." sözleriyle anlattı.Kariyerine birçok dizi ve film sığdıran 37 yaşındaki oyuncu, son olarak 2019 yılında “Kuzgun” dizisiyle ekrana geldi. Akbulut, “Birkaç ay önce sosyal medyada paylaştığınız bir fotoğraf sonrası çok değiştiğiniz vurgulandı. Peki siz, oyunculuk anlamında kendinizde nasıl bir değişim görüyorsunuz?” sorusunu yanıtladı."Çok değişti dedikleri gözlük taktım sadece" diyen Akbulut "Setteki gömlekle eve gidip 10 yıl oturdum sanıyorlar. Oyunculukta aralar verdiğim için beni görünce şaşırıyorlar. Yeni projeler için görüşmelerim sürüyor, yakında belli olur." dedi. Sözlerini sürdüren Akbulut "Nasıl ki Instagram’a fotoğraf koyduğumda insanlar, ‘A çok değişmiş’ diyorlarsa, farklı bir rolle göründüğüm zaman da ‘A çok değişmiş’ demelerini isterim. Bunu her oyuncu ister. Ruhundan, farklı ve beklenmedik parçalar yansıtabilmeyi..." diye konuştu. "Oyunculuğa daha derin bakmaya başladığımı hissediyorum" diyen Akbulut "Çok dikkat çekmeyen, mekanın doğal dokusuna ait yaşamları görünür kılan oyunculuklar eskisinden de çok heyecanlandırıyor beni." ifadelerini kullandı. İdeallerini açıklayan Akbulut "Özellikle ustalarla beraber bir tiyatro oyununda çalışmayı çok isterim. Zamanında devlet tiyatrosunda figüranlık yapmak bile beni mutlu eden bir şeydi." dedi.Sözlerinin sonunda Akbulut "Bazı oyuncuları aynı sahnenin üzerinden izlemek, veya sahnedeki konuşmalarını kulisten dinlemek bende meditatif bir etki yaratıyor. Her akşam farklı ve yeni tepkiler geliştirdikleri için onları yakından incelemek heyecan verici." diye konuştu.