11 Temmuz 2012 Basın Özeti
Abone olLordlar Kamarası reformunun hükümeti zor durumda bırakan gelişmeleri öne çıkarılan haberler arasında bulunuyor.
İngiltere'de koalisyonun küçük ortağı Liberal Demokratlar'ın
temel politika ürünü olan ve Lordlar Kamarası üyelerinin seçimle
belirlenmesini öngören yasa tasarısının oylamasının ertelenmek
zorunda kalması gazetelerin öne çıkardığı haberler arasında.
Tasarı, kilise liderleri ile Krariçe'nin atadığı lordların da bulunduğu bu ikinci kamaranın üye sayısının 450'ye indirilmesini ve kilise temsilcileri dışındaki üyelerin seçimle belirlenmesini öngörüyordu.
Londra'da Thames Nehri kıyısındaki parlamento binasının Avam Kamarası'nda olan şeyi, gazeteler "İsyancı Muhafazakarlar" üzerinden de görüyor.
Gelen haberlerden anlaşıldığı kadarıyla Başbakan Cameron meclis grubunu dizginleyemeyeceğini anladığı için görüşme takvimine ilişkin oylamayı iptal ettirdi; böylece tasarı da yeniden görüşülmek üzere yaz arasının bitmesini beklemek zorunda kalacak.
Hepsi mahşette olmasa da haberle ilgili başlıklar şöyle:
Guardian: Koalisyon, isyan ardından Lord depremini durdurdu
Daily Telegraph: Hükümet yasayı kurtarmak için oylamayı iptal etti
Independent: Koalisyon kargaşadan yaralı çıktı
Financial Times: Lordlar Reformu Kargaşası
Guardian haberinden sıfatlı bölümlere bakıyoruz.
"Zafer" diyor gazete, ama zafer hükümetin reform talebini istemeyen Muhafazakar Partili isyancılar için.
Guardian'ın baş politika muhabirine göre, başbakanın otoritesine meydan okundu ve bu iptal, koalisyonun en zor dönemlerinden birine girmesine neden olacak.
Parlamentonun deneyimli bir üyesi, isyancı vekiller için "sayıları fazlaydı ama cesurdular" diyor.
Gazetenin baş politika muhabiri Liberal Demokrat bir kaynağın sözlerini aktarıyor.
Koalisyon anlaşmasının iki taraflı olduğunu, kendilerinin anlaşmanın gereğini yerine getirdiğini aynı şeyi büyük ortaktan beklediklerini söylüyor ve başka bir konuda daha önce verdikleri desteği geri çekmeyi değerlendireceklerini ekliyor.
Nick Clegg başbakanı "doğruyor"
Guardian'ın Lordlar'daki reform haberiyle ilgili iç sayflarında verdiği karikatürde kızgınlıktan ya da yenilginin utancından mıdır bilinmez, kıpkırmızı ve deforme olan takım elbiselilerin solda olanı Liberal Demokratların lideri Nick Clegg... Öfkeyle olsa gerek, Clegg’in başından tutup kağıt doğrayıcısından geçirmeye başladığı kartondan karakter de bizzat Başbakan David Cameron. Karikatür Steve Bell'e ait.
İş dünyasında cinayet mi?
Zenginlik, uyuşturucu geçmişi ve aile dramını biraraya getiren bir ölüm, gazetelerin öne çıkardığı bir diğer konu.
Milyarlık Tetra Pak şirketinin varislerinden Hans Kristian Rausing'in karısı dün Londra'daki evlerinde ölü bulundu.
48 yaşındaki Bayan Rausing ABD'de Pepsi şirketinin üst düzey yöneticisinin kızı olarak dünyaya gelmişti.
Daily Mail gazetesi, çiftin son dönemde sokakta berduşlar gibi göründükleri fotoğrafın altına, polisin Hans Kristian Rausing'i cinayet şüphesiyle gözaltına aldığını yazıyor.
Guardian gazetesi de zengin çiftin genç yaşlarda dört çocuğu olduğunu ve 1980'lerde uyuşturucu tedavisi sırasında tanıştıklarını aktarıyor.
Gazete, çiftin uyuşturucu kullandığına işaret eden daha yakın olaylardan birini de hatırlatıyor.
Dün Londra'daki milyarlık evlerinde ölü bulunan Bayan Rausing ve kocası evde eroin ve kokain bulundurdukları suçlamasıyla cezavine konmaktan 2008 yılında son anda kurtulmuşlar.
Beşiktaş'a İskoç kaleci
Daily Mail gazetesi Glasgow Rangers'ın teklifine rağmen kalecisi Allan McGregor'un büyük bir transfer ücretini kabul ederek Beşiktaş'a gitmeyi tercih ettiğini yazıyor.
Beşiktaş'ın internet sitesinde transfer haberini duyurduğunu aktaran gazete, İskoç milli takımının da kalecilerinden olan McGregor'un 30 yaşında olduğunu aktarıyor.
Çatıdaki füze savunma sistemi
Yaşadıkları aparmanın çatısına, baz istasyonu değil ama füze savunma sistemi yerleştirilmesine karşı çıkan bir grup mahallelinin itiraz başvurusu yapmaya hakkı olmadığı sonucuna varıldı.
Olimpiyat ve şehrin genel güvenliği söz konusu olduğunda, dün bu sonuca varan Yüksek Mahkeme'nin bir yargıcı oldu.
Guardian’ın haberine gore, füze sisteminin kendilerini hedef haline getireceğini söyleyen mahalleliler haklarına ölçüsüz bir şekilde müdahale edilmiş olduğu savını öne sürmüşlerdi.