11 Nisan 2013 Basın Özeti
Abone olMargaret Thacther'ın ardından yapılan parlamento toplantısı ve eski Almanya Başbakanı Kohl ile Thatcher söyleşisi, Mısır Ordusu'na cinayet ve işkence suçlaması, 'ABD insansız uçak saldırılarında kimi vurduğunu bilmiyor' ve Hollande'ın devesi 'yenilendi'.
İngiltere basını, Pazartesi günü ölen eski Başbakan Margaret
Thatcher'a bu kez, parlamentoda yapılan özel anma toplantısını öne
çıkartarak geniş yer veriyor.
Başta Başbakan David Cameron olmak üzere, özellikle Muhafakâr
siyasetçilerin Thatcher'a saygılarını sunmak için sıraya girdiğini
yazan İngiliz basını, bazı İşçi Partililer'in ise, 'zaman kaybı' ve
'parlamentonun kötüye kullanılması' olarak tanımladıkları
toplantıya katılmadıklarını söylüyor.
Times'ın manşetinde ise, Thatcher'ın İngiltere
Başbakanı olduğu dönemde Almanya Başbakanlığı yapan Helmut Kohl ile
yapılmış bir söyleşi var. Thatcher'ın cesaretini ve dürüstlüğünü
öven Kohl, iktidarı döneminde sık sık görüş ayrılıkları yaşadığı
Thatcher'a çeşitli eleştiriler de yöneltiyor.
Kohl Thathcer'ın Avrupa Birliği konusundaki tutumunun bugün hala
İngiltere'nin Brüksel ile ilişkilerinde güvensizliğe neden olduğunu
savunuyor.
Kohl, "Avrupayı istiyordu. Ama benden ve çoğu Avrupalı
mevkidaşından farklı bir Avrupa istiyordu. Bizce bu husumet bugün
bile İngiltere'nin Avrupa politikasını belirliyor" diyor.
'Küstah bir ırkçıydı'
Independent ise, Thacther için "küstah bir
ırkçıydı" diyen Avustralya Dışişleri Bakanı Bob Carr'ın sözlerine
geniş yer ayırıyor.
Carr, siyaseti bırakmasından sonra ettiği bir sohbet sırasında
Thatcher'ın kendisini Avustralya'ya 'Asyalı göçü' konusunda
uyardığını söylüyor.
Carr, "Bana çok fazla Asyalı göçüne izin verirsek, Avrupalı
yerleşimcilerin sayısını geçeceklerini söyledi. Hintli göçmenlerin
ada nüfusunu geçtiği Fiji örneğini verdi. Söylediklerine
inanamadım. Evet, devletin rolü ve komünizmin şeytani doğası gibi
büyük sorunlarda haklı olmasına karşın, sonunda partisinin
kendisini dışlamasına neden olan eski kafalı, gerçeklerden kopuk
bir yanı da vardı" diyor.
Mısır ordusuna suçlamalar
Guardian'da Mısır'da iki yıl önce Hüsnü
Mübarek'in devrilmesiyle sonuçlanan ayaklanmada ordunun ülke
çapındaki kayıplar, işkence ve cinayetlerde rol oynadığını söyleyen
rapora geniş yer ayırılıyor.
Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin kendi atadığı bir komisyon
tarafından hazırlanan raporun, geçen Ocak ayında Mursi'ye
sunulduğu, ancak kamuoyuna açıklanmadığı belirtiliyor.
Raporun bir kısmını ele geçirdiğini belirten gazete, metinde
ordunun sivillere karşı suçlarla itham edildiğini söylüyor.
Raporda ayrıca, hükümete kimlerin sorumlu olduğunu bulmak için en
üst düzeydeki askerlerin soruşturulması tavsiye ediliyor.
Raporun Guardian'ın ele geçirdiği kısmında dile getirilen olaylar
arasında, Kahire'nin güneyinde bilinmeyen sayıda sivilin gözaltına
alındığı ve bu kişilerin bir daha hiç görülmedikleri
belirtiliyor.
Mısır Müzesi'ndeki protestocuların askeri hapishanelerde işkence
görmesi, en az bir kişinin öldürülmesi, dört ay sonra kimsesizler
mezarlığına gömülen ve eski mahkumlara ait olduğuna inanılan 11
cesedin hükümet yetkililerine teslim edilmesi de, raporda
bahsedilen suçlamalar arasında.
'ABD kimi vurduğunu bilmiyor'
Independent'ın dünya haberleri sayfalarında,
Amerikan Ordusu'nun düzenlediği insansız uçak saldırılarında
kimlerin hedef alındığını aslında bilmediği belirtiliyor.
Gazete, Amerikan Başkanı Barack Obama'nın insansız uçak
saldırılarında sadece Amerika'ya karşı saldırı planladığından
şüphelenilenlerin hedef alındığı yönündeki taahhüdüne
hatırlatıyor.
Ancak Independent, sadece bir yıllık döneme ait gizli belgelerde,
bu saldırılarda öldürülenlerin yarısının 'bilinmeyen aşırılık
yanlıları' diye tanımlandığını söylüyor.
Amerikan Haber Ajansı McClatchy'nin ele geçirdiği gizli resmi
belgelerde ayrıca, Pakistan hükümeti saldırıları kınarken, Pakistan
istihbarat örgütünün Amerika Birleşik Devletleri'yle işbirliği
yaptığı görülüyor.
Amerikan Senatosu'ndaki bir dinleme skandalı bir kaç gazetenin
geniş yer verdiği haberlerden biri bu sabah.
ABD Senatosu'nda ses kaydı
Times, Senato'da cumhuriyetçilerin liderliğini
yapan Mitch McConnel'ın kurmaylarıyla toplantısında yapılan
kayıtta, ünlü aktris Ashley Judd'ın hedef alındığını yazıyor.
Yasadışı yapıldığı belirtilen ses kaydında, o dönem senato üyeliği
yarışında McConnel'a rakip olması beklenen, ama sonra yarıştan
çekilen Judd'ın nasıl durdurulacağı tartışılıyor.
McConnel'ın kurmayları, Judd'ın 1990'larda geçirdiği depresyonun
kendisine karşı kullanılmasını ve 'duygusal açıdan dengesiz' biri
olarak gösterilmesini tavsiye ediyor.
FBI'ın ise kaydın nasıl yapıldığını araştırdığı belirtiliyor.
BBC Genel Müdürüne yasak
Daily Telegraph'ta BBC'nin, yeni genel müdürü
Tonny Hall'la yaptığı sözleşme haberleştirilmiş.
Habere göre BBC, Hall'a BBC'den görevden alınması, ya da
ayrılmasından sonra iki yıl kurum hakkında konuşma yasağı
getiriyor.
Hall ayrıca, yılda 450 bin sterlin, 1 milyon 200 bin liradan fazla
ücret aldığı sözleşme uyarınca, önceden izin almadan BBC hakkında
konuşmamayı ve siyasi faaliyetlere girmemeyi taahhüt ediyor.
Hollande'ın devesi 'yenilendi'
Independent'ta ise 'Sonunda Fransa Cumhurbaşkanı
Francois Hollande'a iyi bir haber' diyerek başlanan bir haber
dikkat çekiyor. Ama bu iyi haber, ekonomi ya da kamuoyu
yoklamalarından değil, Mali'den.
Malili liderlerin, Timbuktu'da Hollande'a hediye edilen, ama daha
sonra emanet edildiği aile tarafından yenilen devenin yerine
yenisini verdiği belirtiliyor.
Haberde Malili bir hükümet yetkilisinin "Devenin yendiğini duyar
duymaz, yerine daha büyük ve daha iyi görünenini aldık. Yeni deve
Paris'e yollanacak. Bir önceki deveye olanlardan utanç duyuyoruz.
Bu kaderi hak eden bir hediye değildi" şeklinde konuştuğu
belirtiliyor.