11 Ekim 2012 Basın Özeti
Abone olSuriye yolcu uçağının Türkiye'de durdurulması, AB'den Türkiye'ye basın özgürlüğü eleştirisi ve İngiltere ve Avrupa arasındaki savunma işbirliği anlaşmasının çökmesi İngiltere gazetelerinde öne çıkan haberler arasında.
İngiltere ve Avrupa arasındaki savunma işbirliği siyasi anlaşmazlıklara takıldı
Guardian gazetesi, İngiltere savunma sanayi sistemleri ve Avrupa Havacılık ve Uzay Savunma şirketi arasında yapılması planlanan 35 milyar dolar değerindeki anlaşmanın iptal edilmesini taşımış baş sayfasına.
İngiltere yetkilileri tarafından yapılan tüm girişimlere rağmen anlaşmanın Almanya Başbakanı Angela Merkel'in karşı çıkması nedeniyle çöktüğü aktaran haber, Merkel'in savunma işinin sivil havacılık şirketi ile birleştirilmesi fikrine karşı olduğunu belirtiyor.
Anlaşmanın çökmesinin temel nedenleri arasında, Almanya'nın Fransa'nın alacağı hisse oranına verdiği tepki, şirketin genelmerkezinin nerede kurulacağı mevzuu ve İngiltere'nin ortakların savunma şirketinin yürütme kurulunda olmasını istememesi. Gazeteye göre, bu durumda İngiliz savunma şirketine ABD şirketleri gibi diğer alıcılardan talep gelebilir.
Gazetenin iç sayfalarında da geniş yer ayırdığı haber tarafların anlaşmanın yapılması konusunda başta çok umutlu olduğu ancak Merkel'ın müzakerelerin devam etmesine bile izin vermeden karşı çıkmasına şaşırdıklarını yazıyor.
Suriye yolcu uçağı Ankara'da inişe zorlandı
Kargosunda silah taşıdığı gerekçesiyle bir Suriye yolcu uçağının F16lar ile Ankara'ya inmeye zorlanması haberi, İngiltere gazetelerinin dünya haberleri sayfalarında işleniyor.
Financial Times gazetesi bu son olayla iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gerildiğini belirtiyor. Putin'in gelecek hafta yapacağı Türkiye ziyaretini iptal ettiğini aktaran gazete, son yaşanan olayın Türkiye'nin Rusya ile ilişkisine de yansıyabileceğini söylüyor.
Suriye hakkında Çin ve Rusya'nın vetosu nedeniyle BM silah ambargosu bulunmadığını belirten gazete, Rusya'nın Suriye'ye silah desteği yapmakla eleştirildiğini ifade ediyor.
Times gazetesi ise Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin geçtiğimiz hafat savaş noktasına geldiğini ve Türkiye ordusunun sınırdaki etkinliğini artırdığını yazıyor. Gazete hükümetin Suriye politikasının eleştirilmeye başlandığını ve kamuoyu yoklamalarının halkın büyük çoğunluğunun savaşa karşı olduğunu gösterdiğini söylüyor.
AB ilerleme raporunda ifade özgürlüğü eleştirisi
Financial Times gazetesinde göze çarpan bir diğer Türkiye haberi ise AB ilerleme raporunda Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik eleştiriler.
Raporda Türkiye'ye yönelik çok sert eleştirilerin olduğunu belirten gazete, önde gelen eleştirilerin gazetecilerin yargılanması, medya üzerindeki sansür ve internet sitelerinin kapatılması olduğunu aktarıyor.
Haberde uzman Henri Barkey'in sözleri aktarılıyor: Barkey şöyle diyor: "Türk adalet sisteminin adalet ile ilişkisi, ordu müziğinin müzikle ilişkisi gibi birşey. Görünürde yasalar, kurallar ve bir sistem var, ancak bu gerçek bir hukuk düzeni değil".
Türkiye'nin AB'ye katılma arzusunun giderek azaldığını belirten gazete, AB Bakanı Egemen Bağışın AB'yi objektif olmamakla suçladığını söylüyor.
ABD ve İngiltere'den Ürdün'de Suriye önlemi
Times gazetesi dünya haberleri sayfasında İngiltere ve ABD ordusunun Ürdün'e asker göndermesi konusunu işliyor.
Amerikan ordusunun Ürdün'ün başkenti Amman'ın kuzeyinde bir üs kurduğunu aktaran haber, bunun amacının Suriye'deki savaşın bölgeye yayılmasını önlemek ve Suriye'nin kimyasal silah stokunu kontrol etmek olduğunu vurguluyor.
Habere göre, "Washington ve Whitehall'ın temel kaygılarından biri, Esad'ın kimyasal silah başlıklarının rejime karşı savaşan aşırı İslamcı grupların eline geçmesi".
Bunun yanısıra Ürdün'ün istikrarının rejim karşıtı gösterilerle sarsıldığını ve Suriye'deki iç savaşın ve mülteci sorununun ülkenin istikrarını daha da sarsabileceği belirtiliyor.
David Cameron: 'Amacım ayrıcalığı savunmak değil bunu yaymak'
Daily Telegraph gazetesi başsayfasına İngiltere Başbakanı David Cameron'un Muhafazakar Parti Kongresinde yaptığı konuşmayı taşımış.
Ayrıcalıklı geçmişi nedeniyle sıradan insanlara ve toplumun büyük çoğunluğuna uzak olmakla eleştirilen Cameron'ın herkesi kucaklayan bir konuşma yaptığı belirtiliyor.
Haberde Cameron'un şu sözlerine yer veriliyor: amacım ayrıcalığı savunmak değil bunu yaymak.
Cameron'ın konuşmasında partisinin gelecek seçimlerde yapacağı kampanya konularını da sıraladığını aktaran gazete, bunların eğitimde ve devlet yardımları sisteminde reform ve ekonomik krizle mücadele olduğunu söylüyor. Muhafazakar Parti'nin geleneksel kampanya konuları suç ve göç ise Cameron'ın konuşmasında geçmiyor.
Gazete başyazısında Cameron'ın retoriğe sığınmak yerine samimi bir şekilde ülkedeki sorunları teslim eden ama yanı zamanda da umut içeren bir konuşma yaptığını söylüyor. Yazıda Cameron'ın Muhafazakar Parti'nin değerlerini adalet ve merhamet öğeleri ile birlikte verebildiği söyleniyor.
İngiltere Facebook'u az vergi ödemekle eleştiriyor
Independent gazetesinin manşeti 'anti sosyal iletişim ağı'.
Gazete, yapılan inceleme sonucunda Facebook'un İngiltere'de geçen seneki 175 milyon sterlin gelirine karşılık sadece 238,000 sterlin vergi ödediğinin ortaya çıktığını yazıyor. Haberde, Facebook'un Avrupa genel merkezinin İrlanda'da olduğu ve işlemlerinin çoğunu İrlanda üzerinden yaparak İngiltere'de çok az vergi ödediği belirtiliyor.
İncelenen hesaplara göre Facebook'un İngiltere'de 20.4 milyon sterlin geliri var ancak bağımsız bir araştırma firması şirketin İngiltere'deki gelirinin 175 milyon sterlin civarında olduğunu söylüyor.
Gazete, Facebook gibi birçok şirketin Avrupa işlemlerini vergilerin düşük olduğu İrlanda gibi yerlere yönlendirdiğini ve bu şekilde İngiltere'ye çok az vergi ödediğini söylüyor.
Amazon ya da Google gibi şirketlerin uyguladığı bu sistemin yasalara aykırı olmadığı ancak bu şirketlerin İngiltere'de bu kadar kazanmasına rağmen az vergi ödemelerinin özellikle kriz döneminde doğru olmadığı belirtiliyor.
Haberde İşçi Partisi'nden John Mann'ın sözleri aktarılmış. Mann şöyle diyor: "Bu kadar kar yapan şirketlerin kar yaptıkları ülkeye yeterince vergi ödememesi ahlaki değil. Bu ülkenin internet altyapısından yararlanıyorlar ancak bunu finanse etmek için hiç birşey yapmıyorlar".