102 yıllık kanlı mendil buluşması gerçekleşti...
Abone olYeni Zelanda'dan Çanakkale'ye savaşmaya gelen George Thomas Uren'in mendili, can verdiği cephede, Ali adlı bir Türk askeri tarafından bulundu. Silah arkadaşı Yusuf'un yaralarını bu mendille silen Ali, arkadaşı şehit olunca, mendili ailesine getirdi.
102 yıl önce Biga'ya bağlı Koruoba köyünden Çanakkale
Savaşlarına katılan Murad'ın Ali, yani Murad oğlu Ali, Korku
Deresi-Kılıçbayırı mevkiinde ölen ANZAK askerlerini defnetmekle
görevli askerlerin arasındaydı. Çatışmalar esnasında ölen
askerlerin arasında dolaşırken yerde bir beyaz mendil buldu ve
hatıra olarak aldı. Bulduğu mendil, Yeni Zelanda'nın Ortago
kasabasından Çanakkale'ye gelen George Thomas Uren'e, annesinin 28.
yaş günü hediyesiydi.
Elceziretürk'ün özel haberine göre cenazeler defnedildikten, yaralılar cepheden çıkarıldıktan sonra savaş tekrar başladı. Bu esnada, Ali'nin yakın arkadaşı Göç Yusuf, başından ağır yaralandı. Ali, George Thomas Uren'e ait cebindeki mendili çıkarıp, arkadaşının yüzündeki kanı sildi ama Yusuf dafa fazla dayanamadı, şehit oldu. Şehit olmadan önce de arkadaşı Ali'den mendili köye, eşine götürmesini istedi.
Ali, savaş bittikten sonra arkadaşının vasiyetini yerine getirmek için Hacı Pehlivan Köyü'ne gitti ve Göç Yusuf'un eşine hem şahadet haberini hem de kanlı mendili verdi.
'Kanlı Mendil'in hikayesini 100 yıl sonra tarihçi Ömer Aslan'ın araştırmaları ortaya çıkardı.
Çanakkale Savaşları Araştırmacısı Ömer Aslan, 2015 yılında, Biga bölgesinde yaşayan şehit ve gazilerle ilgili bir araştırma yaparken, Hacı Pehlivan köyünde 'bir kanlı mendil' olduğunu duydu ve köye gitti:
"Köye gittiğimde şehidin ikinci kuşak torunu Nazmi Öz'ü buldum, kendisine mendili görmek istediğimi söyledim. Mendil üzerinde dikkatimi ilk çeken köşedeki 'George'a 28. yaş günü hatırası-2/1915-Annen' yazısı oldu. Bu mendilin Yeni Zelandalı bir askere ait olup olmadığını doğrulatmak için Yeni Zelandalı kaynaklarla irtibat kurdum. Mendil üzerinde yazılı tarihten ve soyadından yola çıkıp George Thomas Uren'in, 25 Nisan'da Otago Taburu ile Arı Burnu mevkiine çıktığını ve öldüğü tarih olan 2 Mayıs'a kadar bu bölgede savaştığını öğrendim. Aynı tarihlerde 64. Alay'ın da bu bölgede savaştığı bilgisine ulaştım."
Elde ettiği bilgilerle Yeni Zelandalı askerin ailesini bulmak isteyen Aslan, dokuz ay önce, Uren'in yeğeni, Darilyn Perry Uren'e ulaştığını, kendisinin haberi aldığında ağlamaya başladığını söyledi:
"George Thomas Uren'in, askere giderken bekar olması araştırmalarımı biraz zorlaştırdı. İlk olarak askere giderken kayıtlı olan adres bilgilerine ulaştım. Soybilim sitelerinden Uren'in yakınlarından birinin bilgi aradığını gördüm ve onun üzerinden torunu Darilyn'e ulaştım. Kendisine durumu yazdım. Teyit edip edemeyeceğini sordum, kendisi teyit etti. Telefon konuşmamızda durumu anlattım ve ağlayama başladı."
Bu yıl 102'ncisi düzenlenen Çanakkale Kara Savaşları Anma Törenleri'ne katılmak üzere eşi ve oğlu ile Türkiye'ye gelen Darilyn Perry Uren, gördükleri karşısında çok duygulandığını anlattı:
"Son birkaç gündür en çok kullandığım kelimelerden biri 'heyecan' çünkü hislerimi anlatacak başka bir kelime yok. Gerçekten çok derin bir duygu. Gözyaşlarım sel oldu, duygularım çok yoğun. Fakat aynı zamanda burada olmaktan mutluyum ve bizi buraya getiren hikayeler için minnettarım. Bugün Türkiye ve Yeni Zelanda'nın birbiriyle dost olmasında burada yaşananların da payı var.
New Zealand Herald gazetesinde görevli bir muhabirden bir e-posta aldım. İnternetteki temsili anıt mezarda büyük büyük amcamın adını görmüş ve elinde kendisi ile ilgili bilgiler olabileceğini söyledi. Hemen cevap yazdım, bahsettiği kişinin büyük büyük yeğeni olduğumu söyledim. O kadar heyecanlanmıştım ki muhabirden yanıt gelmesini bekleyemedim. Telefona sarıldım, elindeki bilginin ne olduğunu sordum. Muhabir bana üzerinde George Uren yazan bir mendil olduğunu söyledi. Mendilde kan da varmış ama George'un kanı değilmiş. Her şey böyle başladı."
Dedesi Yusuf'tan hatıra kalan mendili 102 yıldır sakladıklarını söyleyen ikinci kuşak torun Nazmi Öz, mendilin ninesi tarafından babasına, babası tarafından da kendisine emanet edildiğini söyledi:
"Mendili kalbimizde taşıyoruz, gözümüz gibi bakıyoruz. Babam bana mendili emanet ederken 'Üzerinde dedenin kanı var. Bu mendile çok iyi bakacaksınız, sahip çıkacaksınız' diyerek tembihledi. Yeni Zelandalı aile ile buluştuğumuzda çok büyük sevinç yaşadık ama aynı zamanda da hüzünlendik. İlk karşılaştığımızda ikimizin de gözleri yaş doldu. Birbirimize ne diyeceğimizi bilemedik. Onların amcasının mendili üzerinde, bizim dedemizin kanı vardı. 102 yıldır mendili koruduğumuz için bizi tebrik ettiler. Bundan sonra da görüşmeye devam edeceğiz. Onlar bize gelir, biz onlara gideriz."
Nazmi Öz, mendili kimseye vermeyeceklerini, Uren ailesinin de böyle bir talebi olmadığını, sadece mendili görmeye geldiklerini söyledi.