10. yıl Marşı millete faşizanlık
Abone olFatih Üniversitesi’nde konuşan eski Anayasa Raportörü Can marşın sözlerini tam bir ırk ayrımı olarak niteledi.
Anayasa Mahkemesi eski raportörü Doç. Dr. Osman Can, 10. Yıl
Marşı ile millete faşizanlığın dayatıldığını savunarak,
“‘Türk’üz, bütün başlardan üstün olan başlarız; Tarihten
önce vardık, tarihten sonra varız. İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış
bir kütleyiz’ sözleri tam bir ırk ayrımı değil de nedir?”
dedi.
Fatih Üniversitesi’nden yapılan açıklamaya göre, Osman Can üniversitenin Hukuk Kulübü tarafından düzenlenen “Referandum Sonrası ve Nasıl Bir Anayasa Olmalı?” konulu bir konferansa katıldı. Can, Türkiye’nin mevcut anayasalarının karargâhta hazırlandığını ve bu hazırlıkların, ekonomiden siyasete, özel yaşamdan kamusal alana kadar her yeri etkisi altına aldığını söyledi.
Türkiye’de hukukçuların mevcut statükolarını korumakla
uğraştıklarını ve bu zihniyete sahip hukukçuların mümtaz hukukçular
olarak gösterildiğini savunan Can, “Hukukçularımız muhafazakârdır.
Otuz yıl önce hazırlanmış bir metne bakarak, bakın anayasa böyle
diyor şeklinde yaklaşabiliyorlar olaya. Biz de, bu anayasayı
muhafaza etmek istediklerini anlıyoruz” diye konuştu.
Parlamentoculuk oyunu
Can, mevcut anayasaların hükümetlere manevra alanı tanımadığını,
gücün devlette olduğunu söyledi. Can, “1920’li yıllarda üretilen
anayasamız oldukça moderndi! Dünyada faşizanlığın yükselişe geçtiği
dönemlerde üretilen bir anayasaydı. 1961 anayasası demokratik ve
özgürlük anayasası diye öğretilir. İnsan hakları, özgürlükler gibi
sözler çokça kullanılır ama hiçbir ilgisi yoktur kullanılan
ifadelerle. Bu anayasalar ile bürokratik kurumlar anayasal düzene
kavuşturuldu. Yapılan anayasalar parlamentoculuk oynamamıza izin
verdi sadece. Devlet yine bildiğini okudu” dedi.
Bozkurt ve hukuk
Türkiye anayasasının
temellerini hazırlayanlar hakkında ithamlarda bulunan Can, 1924’te
kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye Anayasası hazırlayanlar arasında
yer alan Mahmut Esat Bozkurt’un faşist bir zihniyete sahip
olduğunu, bu ismin hukuk ve adalet kavramlarıyla yan yana
gelmesinin bir trajedi olduğunu söyledi.