10 Şubat 2012 Basın Özeti
Abone olSuriye krizinin çözümü Türkiye sınırında bir tampon bölgeden mi geçiyor?, İngiltere Merkez Bankası piyasaya 50 milyar sterlin daha pompaladı, MİT Başkanı Fidan ve Türkiye'nin 'iktidar kavgası', İspanya'nın meşhur yargıcına meslekten men cezası.
Suriye'de 'katliam'
Guardian'ın manşetinde Suriye'de süregiden
şiddet var. Humus yakınlarından bildiren Guardian muhabiri,
isyancıların artık ölümüne bir savaşın içinde olduklarını
yazıyor.
Humus kentinde ordunun yoğun taarruzuna hedef olan Baba Amr semtinin dış dünyayla ilişkisinin kesildiğini bildiren gazete, ilaç, içme suyu ve gıda sıkıntısının hızla arttığını, yaralıların ve çocukların tahliyesinin bile mümkün olmadığını belirtiyor.
Independent, uluslararası alanda diplomasinin başarısızlığa uğradığını, bu arada Esad'a bağlı kuvvetlerin ise gazetenin ifadesiyle Humus'taki ''katliama'' devam ettiğini aktarıyor.
Independent'taki habere, 10 yaşında olduğu ve güvenlik güçleri ile isyancılar arasındaki çatışmada öldüğü söylenen bir çocuğun dün kaldırılan cenazesinin fotoğrafı eşlik ediyor.
Bugün çıkan haftalık Economist dergisi, Suriye
krizinin çözümünde Türkiye'nin sınırda bir tampon bölge
oluşturmasının gerekli olduğunu savunuyor.
Tampon bölge
Dergi, Suriye'nin kuzey batısında Türkiye sınırı boyunca oluşturulacak güvenlikli bölgede, Özgür Suriye Ordusu'nun savaşçılarının eğitilebileceğini ve Esad muhalefetinin dişe dokunur güç haline geleceğini yazıyor.
Türkiye'nin, Batı'dan destek alması kaydıyla, tampon bölgeyi oluşturmaya istekli göründüğü kaydediliyor.
Fakat Economist, bu senaryoda Suriye muhalefetinin şu anki bölünmüşlüğünün aşılması ve tek bir güç haline getirilmesinin kilit önem taşıdığına vurgu yapıyor.
Dergiye göre tampon bölgenin taşıdığı riskler var; ama bunun nedeni Esad muhaliflerinin şu an bölük pörçük oluşundan kaynaklanıyor.
Economist, Suriye içinde bir iç savaşa dahil olmaktan ya da Beşar Esad'ın kendi halkını öldürmesine seyirci kalmaktansa, tampon bölge seçeneğini kullanmanın daha az kan dökülmesine yol açacağını düşünüyor.
Nicel gevşeme
Financial Times gazetesinin ön sayfasında yer verdiği bir gelişme, İngiltere Merkez Bankası'nın ekonomiye 50 milyar sterlin, yani yaklaşık 80 milyar dolar ilave para pompalanacağını açıklaması.
Gazete, kararın hayata geçirilmesiyle nicel gevşeme adıyla anılan program kapsamında İngiltere ekonomisini canlandırmak için piyasaya pompalanan paranın toplam miktarının 325 milyar sterline (yaklaşık 515 milyar dolara) ulaşacağını belirtiyor.
İngiltere Merkez Bankası 2009'da uygulamaya başladığı bu program uyarınca daha çok bankalardan hazine bonosu satın alıyor. Böylece bankaların kredi verme kapasitelerinin artırılması hedefleniyor.
Financial Times'ın görüş aldığı bir ekonomist, enflasyonun düşük ve ekonomik canlanmanın zayıf olması nedeniyle Merkez Bankası'nın piyasaya para enjekte etme politikasının daha devamının geleceğini, önümüzdeki bir-iki yıl içinde pomplanan paranın toplam 600 bin sterline, yani neredeyse 1 trilyon dolara yakın bir miktara ulaşacağını tahmin ediyor.
Türkiye'de iktidar kavgası
Financial Times iç sayfalarında kısa bir haberle Türkiye'de MİT Başkanı Hakan Fidan'ın Pkk ile hükümet arasındaki görüşmelere ilişkin savcılık tarafından ifade vermeye çağrılmasını bildiriyor.
Gazete, daha önce eşi benzeri görülmedik bu gelişmenin Türkiye'de devlet içindeki iktidar kavgasını gözler önüne serdiği inancında.
Financial Times, Hakan Fidan'ın faaliyetlerinin savcılığın yetkisi dışında kaldığı sonucuna varılsa dahi, bu gelişmenin ileride Pkk ile pazarlık masasına oturma olasılığına ciddi bir darbe indirdiği yorumuna yer veriyor.
Financial Times'ın görüş aldığı gazeteci Yavuz Baydar, Türkiye'de milliyetçi kanadın hükümete açık bir mesaj veriğini ve Pkk ile müzakere girişimine yeniden başlanmaması uyarısının iletildiğini söylüyor.
Gazete, MİT Başkanı'nın ifade vermeye çağrılışı karşısında Erdoğan hükümetinin şaşkınlık içinde kaldığını ve hükümetin, İstanbul emniyetinin soruşturmayı yürüten iki amirini görevden alarak karşılık verdiğini bildiriyor.
İspanyol yargıca men cezası
Daily Telegprah, en çok insan hakları soruşturmalarıyla tanınan İspanyol yargıç Baltasar Garzon'un kendisinin sanık sandalyesinde oturduğu davada görevini kötüye kullanmaktan suçlu bulunarak meslekten 11 yıllığına men edildiğini yazıyor.
İspanya Yüksek Mahkemesi'nin verdiği bu kararı temyiz etme hakkı olmadığını kaydeden Daily Telegraph, Baltasar Garzon'un bazı tutuklularla avukatları arasında geçen telefon konuşmalarını gizlice dinletmekten suçlu bulunduğunu aktarıyor.
İspanyol yargıç, eski Şili diktatörü Augusto Pinochet'nin Madrid'de yargılanması için, Pinochet'nin Londra ziyareti sırasında tutuklanmasını sağlamış ve İspanya'ya iade edilmesi için mücadele vermişti.
Daily Telegraph, uluslararası şöhrete sahip soruşturma yargıcı hakkında ülkesi İspanya'da kamuoyunun ikiye bölündüğünü yazıyor. Gazeteye göre 56 yaşındaki yargıç, kimilerinin gözünde bir kahraman. Siyasi bir karalama kampanyasının kurbanı olduğunu iddia ediyorlar. Kimileri ise haddini aşan ve yetkilerinin sınırını tanımayan bir hukukçu olduğu kanısında. Adaletten ziyade, şahsi şöhret peşinde koştuğunu düşünüyorlar.
Garzon 2008 yılında, Franco dönemindeki kayıp kişilerin soruşturulması emrini vererek İspanya'yı karıştırmıştı. Bu talebin İspanya'da General Franco döneminde işlenen suçlar için çıkarılan affın hükümleriyle çeliştiği belirtiliyor ve tartışmalı yargıç hakkında yetkilerini aştığı gerekçesiyle bu konuda açılmış bir dava da var.
İspanyol iç savaşı ve bunu izleyen faşist diktatörlük döneminde 114 bin kişinin kaybolduğunu yazan Daily Telegraph, bu dava ile ilgili kararın da önümüzdeki günlerde açıklanacağını bildiriyor.