10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ne demek?

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Bugün, çağdaş insan hakları belgelerinin anayasası olarak kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabulünün 75. yıldönümünü kutluyoruz.

İnsan Hakları Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından Haziran 1948'de hazırlandı ve 10 Aralık 1948'de Genel Kurulun Paris'te yapılan oturumunda kabul edildi.

II. Dünya Savaşından sonra dünyadaki devletler bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleştiler. İnsan Hakları Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından Haziran 1948'de hazırlandı ve 10 Aralık 1948'de Genel Kurulun Paris'te yapılan oturumunda kabul edildi.

Oturumda, 6 sosyalist ülke bu ilkelerin bazılarının "Burjuva sınıfından olan insanların sınıf çıkarını koruduğu ve işçi sınıfının egemen sınıflarla uzlaşmak zorunda bırakacağı" gerekçesiyle çekimser kaldı.

Bildiri, bu çekimser ülkeler ile Suudi Arabistan ve Güney Afrika Birliği dışında kalan ülkelerin oylarıyla kabul edildi.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 1. maddesinde bulunan “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” ve 17. maddesinde bulunan “Kimse mülkiyetinden keyfi olarak yoksun bırakılamaz.”  Dünyamıza bakıldığında bu görüşü savunanların içi boştur ve sadece göstermeliktir. Bir taraftan ne kadar insan haklarına saygılı olduğunu belirterek kitleleri insan haklarından yana olduğuna inandırmaya çalışırken, diğer taraftan yoksulluk verici politikalarına, gözaltında kayıplara, hak ve özgürlük taleplerine saldırılarına hatta bir yaşındaki bebeği öldürmekten geri durmayan katil devlet İsrail ve yandaşı ABD…

Bizler çoğu kez insan hakları üzerine konuşuyoruz.

Ama insanların hakları üzerine konuşmalıyız.

Bir kısım insan lüks otomobillere binebilsin diye neden bir kısım insan çıplak ayaklarıyla yürümek zorunda kalsın?

Bir kısım insan 80 yıl yaşasın diye neden bir kısım insan 40 yıl yaşamak zorunda kalsın?

Bir kısım insan zengin olsun diye neden bir kısım insan bir dilim ekmeğe mahkum bırakılsın, yoksulluk çukurunda yaşamak zorunda kalsın?

Ben, bir dilim ekmeğe bile sahip olamayan dünya çocuklarının adına konuşuyorum.

Ben, Filistin'de öldürülen sayıları milyonları bulan masum insanlar ve çocuklar adına konuşuyorum.

Ben, Filistin’de henüz 1 yaşını doldurmamış 133 bebek, henüz 3 yaşındayken öldürülen 444 bebek adına konuşuyorum.

Göstermelik, şov amaçlı Dünya İnsan Hakları Günü ilan edenlerin katliamlara karşı sessiz duruşlarının geldiği noktadır yukarıdaki yürek dağlayan kare.