’’10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimi...’’
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati, “10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimi Türk demokrasi tarihinde önemli dönemeçlerden biridir...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati, “10 Ağustos
cumhurbaşkanlığı seçimi Türk demokrasi tarihinde önemli
dönemeçlerden biridir" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati, Müstakil ve
Sanayici İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Isparta Şubesi’nin açılışına
katıldı. MÜSİAD’ın İstanbul Caddesi üzerindeki açılışından sonra
gala yemeği düzenlendi. Yemeğe AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Nurettin Nebati’nin yanı sıra Isparta Valisi Vahdettin Özkan,
Burdur Valisi Hasan Kürklü, AK Parti Isparta Milletvekili Recep
Özel, Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, MÜSİAD Genel Başkanı Nail
Olpak, işadamları, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin
temsilcileri katıldı.Yemekte konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Nail
Olpak, Merkez Bankası’nın faiz indiriminde gereğinden fazla
ihtiyatlı davrandığını, daha radikal bir indirime gitmesi
gerektiğini belirtti. Olpak şöyle konuştu:
"Biliyorsunuz büyümeyi son iki çeyrektir olumlu yönde etkileyen
özel sektör yatırımları, 2014’ün ilk çeyreğinde yüzde 1,3 düştü.
Bunun sebebinin, Merkez Bankası’nın Ocak ayında aldığı radikal faiz
artırım kararının özel sektör yatırımları üzerindeki olumsuz etkisi
olduğunu düşünüyoruz. Diğer taraftan Merkez Bankası’nın son 2 ayda
politika faizinde toplamda yüzde 1,25’lik bir indirim yapması
olumlu bir gelişme, fakat ekonominin genel gidişatını
değerlendirdiğimizde Merkez Bankası’nın faiz indiriminde gereğinden
fazla ihtiyatlı davrandığını ve önümüzdeki dönemde daha radikal bir
indirime gitmesini bekliyoruz."
“MERKEZ BANKASI REEL SEKTÖRE KULAK VERMELİ”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati ise, siyasetin de,
bürokrasinin de özellikle Türkiye’de amacının sadece kar değil
ülkeye ’ne katkı sağlayabilirim’ diyen bir kuruluşun ekonomiye
yönelik düşüncelerini dikkate alması gerektiğini ifade etti.
MÜİAD’ın faiz oranları hakkında uzun süredir dile getirdiği
taleplere değinen Nebati, "Türkiye’de hiçbir kurumun bazı çevrelere
göre karar verme ve bu kararlar neticesinde Türkiye’yi yönlendirme
hakkı AK Parti iktidarıyla bitmiştir. AK Parti milletle beraber
yürür, milletin taleplerini yerine getirir. Eğer özellikle MÜSİAD
gibi KOBİ’leri önemseyen bir kuruluş, ’Faiz oranları yüksektir’
diyorsa bu kanaat Türkiye’nin tamamı tarafındandır. Reeli temsil
eden bir kuruluş faiz oranları Ocak ayında çok yükseldi, bu
ekonomiyi rahatsız edecektir dediği zaman başta Merkez Bankası
olmak üzere her türlü kararın gözden geçirilmesi gerekir diye
düşünüyorum. İki hamleyle önce 0.75, sonra 0. 50 faiz oranı
indirilmesi iş alemini rahatlatan bir rakam değildir. Bu indirimin
kademeli olacağı anlaşılıyor. Ancak iş alemi kademeli yapılacak
olan bu faiz indiriminin kademe sürelerinin en aza indirilip,
rakamların da acilen düşürülmesi gerekiyor. Çünkü rakamlar net.
Türkiye’de ihracat büyümeyi etkileyen en önemli lokomotiflerden
biri. Türkiye’nin etrafı ateş çemberi. Bizim işadamlarımızın rahat
bir şekilde ihracatta bulunması için bu döviz fiyatlarının daha
aşağılara inmemesi gerekiyor. Bunun için de faiz oranlarının aşağı
çekilmesi gerekiyor. Türkiye’nin ekonomik gerçekliği açısından bu
bir gerekliliktir. Faiz oranlarının düşürülmesi ve ihracatın da
artırılması için gerekli tedbirlerin alınması gerekir ki bu gün
Türkiye rahat şekilde rakamlarını artırabilsin. Bu anlamda Merkez
Bankası’nın faiz oranlarının düşürülmesi konusunda reel sektöre
kulak vermesi ve adımlarını ona göre atması elzemdir" diye
konuştu.
“HER ŞEYİN SİYASETE ODAKLANDIĞI DÖNEM GERİDE KALDI”
Ahlaki değerlerin ötekileştirildiği ve her şeyin siyasete
odaklandığı dönemin geride kaldığını belirten Nebati, "12 yıl
içinde gerek ekonomik, gerek siyasal, gerekse sosyal yönde önemli
adımlar attık. Bu adımları atarken hep güzeli hedefledik.
Türkiye’de 77 milyon insanın kendisini ayrı, öteki, yalnız
hissetmediği, eşit ve birinci sınıf vatandaş olduğuna ilişkin her
türlü çalışmayı yerine getirdik. Bunu yaparken darbe girişimleri
ile karışlaştık. Parti kapatma davalarıyla karşılaştık. 2007’de
Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 garabetiyle karşılaştık. Bazen
suikast girişimlerinde bulunma hazırlıkları yapılabildi. Gezi
olaylarında kışkırtmalarla Türkiye’yi ayaklandırmaya gayret
ettiler. Yetmedi, 17-25 Aralık darbe girişimleriyle AK Parti’nin
önü kapatılmaya çalışıldı. Ancak bunlar tamamen bertaraf edildi.
Neden? Çünkü AK Parti milletle hareket eden millete rağmen her
türlü oluşumun üzerine giden ve önemli bir duruş sergiliyor. Bu
duruşun karşılığını da her seçimde alıyor. Millet kendisi gibi
düşünen, yaşayan bir patiye ve bu partinin genel başkanına sahip
çıkmaya devam ediyor" dedi.
“10 AĞUSTOS DEMOKRASİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR DÖNEMEÇ”
Türkiye’nin 10 Ağustos’ta yeni bir ufka yelken açacağını kaydeden
Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ufuk bugüne kadar yapılmamış olan seçimin gerçekleştirilmesiyle
sağlanacak. Türkiye ilk defa milletin kendi iradesiyle kendi
değerlerine yatkın kim varsa onu Cumhurbaşkanı seçeceği güne doğru
gidiyor. 10 Ağustos Cumhurbaşkanının millet tarafından nasıl
seçildiğini ortaya koyması açısından çok önemli bir dönüm noktası.
Bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı seçimleri kendisini güç olarak
atfeden birlerinin bir masa etrafında toplanarak biz bunu seçtik,
milletin temsilcileri de bunu seçecek dediği dönem bitmiş olacak.
Birileri masa başında karar verdi. TBMM’de maalesef o gelen kişiyi
seçer ve Cumhurbaşkanı yapardı. 2007’de AK Parti bu oyunu bozdu. Bu
oyunun en iyi şekilde bozulduğunun kanıtı ve Türkiye’deki 77 milyon
insanın geleceğini düzgün yerlere taşıyacak olan kararı 10
Ağustos’ta milletin kendisinin ’evet’ diyerek gerçekleştireceği
seçimle sağlanmış olacak. 10 Ağustos Türk demokrasi tarihinde
önemli dönemeçlerden biridir. Biz 12 yılda demokrasiyi uygun bir
şekilde geliştirdik. Demokrasinin bu millete güzel, uygun bir
yöntem olduğunun ve bunun nasıl yaşanması gerektiğinin ortaya
konulması açısından dünyaya örnek bir ülke haline getirdik.
Türkiye’yi örnek alıp, bunu yaşamaya çalışan ülkeleri gördük. Onun
için Türkiye bulunduğu coğrafyada örnekliğini göstermeye devam
edecek. 10 Ağustos’tan sonra 29 Ağustos, Türkiye’nin millet
tarafından seçilmiş ilk cumhurbaşkanıyla tanıştığı ve milletin
artık hiçbir şekilde kendisini hiçbir vesayet gücün
yönetemeyeceğini ortaya koyması açısından önemli bir gün."
(İHA)