1 Nisan şakası gibi geliyor!
Abone olBasına getirdiği kısıtlamalarla sürekli tartışılan Yeni TCK'nın terör örgütlerine verdiği cezanın çok az olması, Ekrem Dumanlı'yı hayretlere düşürdü.
Zaman Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Yeni TCK'yı gibi buldu.
Yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) yarın yürürlüğe giriyor. Böyle tarihî
bir adımın olumlu bir hava meydana getirmesi gerekiyor. Ne var ki
TCK, alkıştan çok tenkit alıyor.
Emniyet güçleri yeni ceza kanununa endişeyle yaklaşıyor. Yasanın
yürürlüğe girmesiyle “suç patlaması” yaşanacağını iddia eden
güvenlik mensuplarının itiraz ettiği somut konular var. Suçla
mücadeleye yönelik bütün sistemin savcılık üzerine bina edilmesini
doğru bulmuyorlar. Görünen o ki yasa, olay yeri incelemeden üst
aramaya kadar hemen her safhayı savcılık aracılığıyla çözmeyi şart
koşuyor...
Hadisenin teknik boyutunu uzmanlar bilir. Ancak kamuoyunun merak
ettiği bir konu var: Ceza kanunu gibi hayatî bir değişimde devletin
birimleri arasında bir uzlaşma noktası bulunamaz mıydı? Değil
sadece iki birim ya da bakanlık arasında ortak kanaat
oluşturulması, yasaya sivil toplum desteği de sağlanmalıydı...
Sebep ne olursa olsun, güvenlik güçleri yasaya şüpheyle bakıyor;
çünkü yasanın kendilerine kuşkuyla baktığına inanıyor. Suiistimal
söz konusu olduğunda emniyet mensuplarına karşı yargı kapısının
açık olduğunu gündeme getirerek yetki istiyor. Bu yetkiyi yeni
yasada bulamayınca, muhtemel olaylar karşısında acze düşeceğine
inanıyor. Böyle bir risk var mı bilemiyorum; ancak endişelerin
ortadan kaldırılması gerektiği çok açık.
TCK’ya getirilen en büyük eleştiri, “terör suçu”nun diğer suçlarla
aynı işleme tabi tutulması. Silahlı örgütlerin etkili olduğu, büyük
bir gizlilik içinde çalıştığı biliniyor. Bu yasanın terör
örgütlerine yarar sağlayacağından endişe duyuluyor. Son aylarda
terör örgütlerinin eylemlerinde düşüş gözleniyor. Bunu, örgütlerin
“1 Nisan’ı bekleyin” talimatına bağlayanlar bile var...
Bu arada Süleyman Demirel, Sabah’a ilginç açıklamalar yapıyor.
“Derin devlet zaaf sever” manşetinin altına düşülen şu cümleyi bir
kenara yazın: “Rejimde istikrarsızlık getiren büyük şehirlerdir...
Bu konu dün çeşitli şekillerdeydi... Bugün tamamen halkın
huzursuzluğuna döndü... Halk çok rahatsız.”
Sokakların dilini, istikrarsızlığın ruhunu en derin noktasına kadar
analiz edecek tecrübeye sahip Demirel ne demek istiyor acaba? Merak
ettim, Demirel’in her cümlesinden sonra konan üç nokta ne anlama
geliyor? O boşlukları okur mu dolduracak; yoksa bazı cümleler
metinden mi çıkarılmış...
“Kim haklı?” sorusunun artık anlamı yok. Adalet Bakanlığı’nın
kendini savunmak için ortaya koyduğu düşünceler de yabana atılır
cinsten değil; ancak yeni yasanın devreye girmesiyle gözler “büyük
şehirler”de “istikrar” arayacak. İddia edildiği gibi bir “suç
patlaması” görülürse, yasa hazırlayıcıları ağır eleştiriler
bekliyor demektir. Bu eleştiriler sadece bir bakanlığı değil,
hükümeti de sıkıntıya sokabilir...
TCK’ya en büyük eleştiri, basından geliyor. Sebebi çok açık: Basın
Yasası’nın mürekkebi bile kurumadan TCK çalışmaları başlamıştı.
Basın Yasası vesilesiyle “Artık bu ülkede gazeteciler hapis
yatmayacak” denmişti. TCK’nın pek çok maddesinde “bu suç basın
yoluyla işlenirse” denmekte ve basına ağır cezalar
getirilmekte.
Önceki gün Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi “Gafil avlandık” dedi.
Doğrudur. Taslak metninde bile yer almayan “zina” konusu, adeta
medyanın basiretini bağladı. O günlerde Zaman’ın yazdıkları da
gündem değiştirme gibi algılandı. Şimdi Adalet Bakanı Cemil Çiçek
basın yöneticilerine diyor ki: “Kendi aranızda bile
anlaşamıyorsunuz.” Bakan haklı. Kendisini ziyarete gelen
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç’e “Beraber gelin,
konuşalım.” deyince, Başkan “Diğer meslek kuruluşunun başkanıyla
birlikte görünmek istemiyorum.” demiş. Durumun vahameti ortada!
TCK, 1 Nisan şakasına benziyor; hem de soğuk bir şakaya. Göze
batan, müthiş bir kafa dağınıklığı, irtibatsızlık ve tabii ki
belirsizlik. Sanırım bu duruma Bakan Çiçek el koyacak; yasa
yürürlüğe girmiş bile olsa, yanlışlar tashih edilecek. Aksi
takdirde TCK, Türk siyasi tarihine “en soğuk 1 Nisan şakası” olarak
geçebilir.
YAZI:Ekrem DUMANLI
ZAMAN