1 milyar dolarlık basın toplantısı
Abone olİş Bankası ve CHP'den 1 milyar dolar isteyen Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin oğlu Ahmet Kemal Doğançay, eleştirilere cevap verdi.
Doğançay'ın Avukatı Haluk Bozovalı, eleştirilere "Bu 1
milyar dolarlık bir talep değil, TL cinsinden 1 milyar 778 milyon
TL'lik bir talebimiz olmuştur" diye cevap verdi.
Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin oğlu Ahmet Kemal Doğançay,
8 avukatıyla basın toplantısı düzenleyenerek, annesinin İş Bankası
ve CHP'den gereken mirası alamadıkları gerekçesiyle çektikleri
ihtarnameye ilişkin basın toplantısı düzenledi. Adatepe?nin
çocukları Ahmet Kemal Doğançay ve Ali Kemal Doğançay avukatı Haluk
Bozovalı ihbarnamenin muhataplara tebliğ edildiğini belirtti.
Atatürk'ün sevdiği ve ailesi olarak gördüğü 6 hanımefendi
olduğunu bunlardan birinin de Ülkü Adatepe olduğunu söyleyen Avukat
Bozovalı, "Atatürk'ün vefatından sonra mağdur olmamaları için
vasiyetnamelerinde belirli oranlarda İşbankası'nda ki hem
hesabından hem hisse senetlerinden nemalandırılarak
değerlendirilmesi için şartlı bir vasiyetnamede bulunmuştur.
Vasiyetnamede yerine getirilmesi gereken sorumluluklar yerine
getirilmemiştir. Biz bununla ilgili ihbarnamemizi çektik. Basında
geçtiği gibi bu 1 milyar dolarlık bir talep değil, TL cinsinden 1
milyar 778 milyon TL'lik bir talebimiz olmuştur. Burada CHP Genel
Başkan Yardımcısı ölümle bu sorumluluğun bittiğini belirtmekte.
Tabi ki ölümle sorumluluk bitiyor ancak 1938 -2012 yılına kadar
vefat tarihine kadar yerine getirilmesi gereken 73 -74 yıllık bir
sorumluluk var. Bu yerine getirilmemiştir. Biz bunun için hukuk
çalışması yaptık ve bu ihbarnamemizi hazırladık. Burada ne CHP'yi
ne de İş Bankası'nı sıkıntıya sokmak derdimiz değil. Ancak
Atatürk'ün son vasiyetnamesinde belirttiği hükümlerin yerine
getirilmesini son arzularının yerine getirilmesini istemekteyiz.
İhbarnamemizin sonunda ilgili kurumlara 15 gün süre tanıdık.
Onlarda bunları değerlendirecekler. Atatürk'ün son arzusunun ne
demek olduğunu çok iyi yorumlayacaklar. Biz karşılıklı görüşmeye
hazırız. Bunu da bekliyoruz. Görüşmeden bir sonuç çıkmazsa dava
hazırlıklarımızı da yaptık. Dava da açacağız " diye konuştu.
"GAYE KİMSEYE DÜŞMANLIK YAPMAK DEĞİL"
Ahmet Kemal Doğançay "Anneme dedim 'Senin hakkın var. Senin
senelerdir verilmemiş bir paran var'. O da 'Evladım sen bilmezsin
burada da üstüme gelirler para istiyor derler' dedi. Bir de korktu
'Paramı keserler' dedi. Ne verirsen o hale gelmiş kadın. Paran
varsa alacaksın. Haksız bir şey istiyorsan utan. Neye utanıyorsun.
Haklı yapılan şey için utanılmaz. Karşı tarafın söylediği biz
paranızı verdik. Onlar haklıysa paraları vermişlerse hiçbir şey
yok. Atatürk'ün bu memlekete getirdiği şey haktır. 'Annem git yine
konuş evladım, basına falan şey yapma. Ben öldükten sonra söylersin
annem böyle böyle yapamadı utandı, isteyemedi, onla konuş' dedi ve
vasiyet etti. Kılıçdaroğlu'na telefon ettim. 'Gel buluşalım annemin
evi kalmış, bütün eşyaları kalmış Atatürk'ten kalan şeyler var.
Gelin bir sahip çıkın ben vereyim size. Zaten müzelere verdik'
bunları söyledim. 'Ahmet Bey tabi gelirim' dedi. Bu olaylar
olduğunda adam doğmamıştı bile. İnsanı eski bir şeyden dolayı
suçlayamazsınız. Yani bir kurumun size yaptığını ve bunlar kurumlar
yani başına kim gelirse bu adam doğmamıştı bile bu olaylar olduğu
zaman. Gaye kimseye düşmanlık yapmak değil. Herşey konuşularak
halledilebilir. Yeter ki haklı olun. Hukuk, hakka dayanmıyorsa
hukuk değildir. Orada bir sorun vardır" dedi.
"VASİYETNAME GAYET AÇIK BİZ BUNU TARTIŞMAYA
HAZIRIZ"
Avukat Osman Ersin Kozanhan ise vasiyetnamenin gayet açık olduğunu
belirterek, "Gayet çok güzel bir dille yazılmış. Vasiyetnamede der
ki; "Her seneki nemadan bana nispetleri şerefi muhfuz kaldıkça
yaşadıkları müddetçe makbuleye ayda bin, Afet'e 800, Sabiha
Gökçen'e 600, Ülkü'ye 200 lira ve Rukiye ve Nebileye şimdiki yani
1938 yılının şartlarında 100'er lira verilecektir' deniliyor. Bu
Ülkü Hanım'a verilmesi gereken 200 lira maalesef ülkemizde geçimini
sağlayabilecek bir rakam olarak algılanıyor. Atatürk'ün burada
anlatmak istediği ailesinin geriye kalan evlatlarının huzur ve
refah içerisinde yaşamasını sağlamak. 1974 yılına kadar bu 200
liralık rakam üzerinde neredeyse hiçbir artış yapılmamış gibi bir
ödeme yapılıyor. En son 2006 yılında bizim duyduğuz 5 bin 500 TL
bir rakama çıkarılıyor, 2012 yılında da maalesef ölümünden 6 ay
önce 15 bin lira gibi bir rakam..Vasiyetname gayet açık biz bunu
tartışmaya hazırız" şeklinde konuştu.
"MAĞDURİYET SADECE ÜLKÜ HANIM İÇİN GEÇERLİ
DEĞİL"
"Mağduriyet sadece Ülkü Hanım için bir geçerli?" sorusu üzerine
Avukat Kozanhan, "Mağduriyet Ülkü Hanım için geçerli değil.
Mağduriyet Makbule Hanım, Sabiha Gökçen, Türk Dil Kurumu ve Türk
Tarih Kurumu. Türk Dil ve Tarih Kurumu'nun açmış olduğu ülkemizde
çok önemli davalar var. İş Bankası'ndan ciddi rakamları Türk Dil ve
Türk Tarih Kurumu geri aldı" dedi. Avukat Kozanhan "Sabiha
Gökçen'in 1970'li yıllarda açılmış bir davası var. Maalesef Sabiha
Gökçen'in aleyhine bir karar verildi" diye konuştu. "Bu karar sizin
için emsal olabilir mi?" sorusu üzerine Kozanhan, "Hayır bu karar
bizim için emsal olamaz" şeklinde cevap verdi.
"HERKES GÖRÜYOR HAKSIZLIK YAPILDIĞINI"
"Ülkü Hanım'a 2012 yılında neden 15 bin TL verilmiş" sorusu üzerine
Avukat Bozovalı, "İlk vasiyetname yazıldığında 200 Lira olan rakam
1970'li yıllara kadar zaten hep dondurulmuş. Çok cüzi olarak
verilmemiş, hiç verilmemiş, arttırılmamış. Zaten attırılmayacaksa
niye arttılmış o zaman. Herkes görüyor haksızlık yapıldığını"
şeklinde konuştu. Doğançay, İş Bankası'nın, annesinin vefatından
ardından kendilerine borç çıkardığını sözlerine ekledi.