1 Mayıs davasından emsal karar çıktı!
Abone olHükümetin 1 Mayıs yasağı konusunda, yargıdan emsal niteliğinde bir karar daha çıktı.
İstanbul’da 2008 yılındaki ‘yasaklı‘ 1
Mayıs’ta gözaltına alınan 30 kişi hakkında altı yıl sonra verilen
takipsizlik kararının gerekçesinde, “Nasıl ki 29 Ekim’de,
asker uğurlamalarında gösteri kanunu uygulanmıyorsa, 1 Mayıs’ta da
uygulanamaz” denildi.
30 ŞÜPHELİYE
TAKİPSİZLİK
İstanbul’da 1 Mayıs 2008’de izinsiz kutlanan ve olayların çıktığı 1
Mayıs İşçi Bayramı’yla ilgili başlatılan soruşturmada karar altı
yıl sonra çıktı. Soruşturmayı yürüten savcı Şenol Dağ, 30 şüpheli
hakkında takipsizlik kararı verdi.
Kararda o gün Taksim ve civarında çok sayıda toplumsal olayın meydana geldiği, güvenlik güçlerine göstericilerin taş ve molotof atarak saldırıda bulundukları nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu anlatıldı.
O KANUN UYGULANAMAZ
6 yıl sonra açıklanan kararda savcı Şenol Dağ, 1 Mayıs’ın dünya
üzerinde birçok ülkede tatil olarak kabul edildiğini, bu tarihte
tören ve kutlamalar yapıldığını vurguladı. Savcı kararının
devamında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri yürüyüşleri kanunun amaç
ve kapsamına da değinerek şu ifadelere yer verdi: “Bu durumda nasıl
ki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları, asker
uğurlamalarında, hacı kafilesi karşılamalarında, açık alanlarda
toplu iftar yemeği verilmesinde, açık alanlarda düğün ve sünnet
töreni yapılmasında, 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri
kanunu uygulanmıyorsa, dünya çapında kutlanan ve ülkemizde 2008
yılı Nisan ayında kabul edilip, 22 Nisan 2009 yılında kanun ile
resmi tatil ilan edilen ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün de 2911
sayılı kanun hükümlerinin uygulanamayacağı sabittir.”
"DEMOKRASİDE SINIRLAMALAR GEREKLİ
DEĞİL"
Savcı kararında 2008 yılında meydana gelen DİSK ve KESK isimli sendikaların 1 Mayıs kutlama taleplerinin valilik tarafından geri çevrilmesi ve bu sendika üyelerinin Taksim’e girmeye çalışırken polisler tarafından engellenmesi ve yine gösterilere valilikçe izin verilmemesi olayı üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulundukları ve AİHM’nin 27 Kasım 2012’de verdiği kararında hak ihlalleri tespit ettiği anlatıldı. Kararda şüphelilerin temsil ettikleri kitle örgütlerinin hak ve özgürlüklerini sağlamak için yasalar çerçevesinde hareket ettikleri ve yapılan sınırlamaların da demokratik bir toplumda gerekli olmadığı belirtildi.