1 Mart'ın faydasını gördü
Abone olTBMM Başkanı Bülent Arınç, 1 Mart'taki ikinci tezkerenin reddinin Türkiye'nin önünü açtığını savundu.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, 1 Mart'taki ikinci tezkerenin
reddinin Türkiye'nin önünde başka kapılar açtığını ve yeni
fırsatlar doğurduğunu ileri sürdü Türkiye ile ilişki kuran herkes
Meclis'i de dikkate alıyor. Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül'ün,
Amerika'da devlet başkanı gibi karşılanışı da 1 Mart'la
bağlantılıdır. TBMM Başkanı Bülent Arınç, 1 Mart'ta reddedilen
Irak'a asker gönderme tezkeresi ile Türkiye'nin önünde yeni kapılar
açıldığını belirterek, örnek olarak Dışişleri Bakanı Abdullah
Gül'ün ABD gezisini gösterdi ve "Gül, ABD'de 1 Mart'ın faydasını
gördü, devlet başkanı gibi karşılandı" dedi. Arınç, Başbakan
Erdoğan'ın attan düşmesini de "İyi ki damdan düşmemiş" diye esprili
bir üslupla yorumladı. Arınç, misafirleri için kullandığı Meclis
Konutu'nun bahçesinde, Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya ve
Parlamento Büro Şefi Şamil Tayyar'ın sorularını yanıtladı. İşte
Arınç'ın gündeme yönelik ilginç açıklamaları * Yolsuzlukları
Araştırma Komisyonu, raporunu size sundu. Nasıl buldunuz? Hiç kimse
araştırma komisyonlarına başka bir fonksiyon veremez. Siyasi bir
sonuç doğurmaz. İcrai bir sonuçtur bu. Bir defa şunu kabul
etmeliyiz. Yargısız infaz yapmak Meclis'in işi değil. Hemen
Soruşturma Komisyonu kurulmuş, hemen kabul edilmiş, hemen
hakkındaki suçlamalar sabit olmuş. Hemen ertesi gün Anayasa
Mahkemesi'ne gidecekmiş gibi hava oluşturmanın doğru olmadığına
inanıyorum. * Şimdi ne yapacaksınız? Görevimiz bu raporları
bastırmak, dağıtmak ve sonra gündeme koyup onun üzerinde görüşme
yapmaktır. En yakın tarih eylül, ekim, kasım aylarıdır. Biz henüz
bastıramadık. Şimdi bu soruşturma komisyonlarıyla bir linç hadisesi
kesinlikle düşünülmemelidir. Biz temiz siyaset isterken şüphesiz
bir hakim, savcı olarak meseleye bakamayız. KİMSENİN İMTİYAZI YOK *
Eski Başbakan Bülent Ecevit'in adının rapora eklenmesi tartışma
yarattı... Hiç kimsenin suç işlemez imtiyazı yoktur, yani masum
kalmış diye peşinen hüküm vermeniz mümkün değil. Benim için de,
başkası için de böyledir. Yeterli deliller, soruşturma için doneler
varsa, böyle bir talebi milletvekilleri uygun görürse, Anayasa'ya
göre tüm başbakan ve bakanlar hakkında soruşturma açılabilir. *
Hükümet, önerileri dikkate alıyor mu? Görüşüyoruz. Geçenlerde ilk
defa benim de bir kanun teklifim kabul edildi. (Teklif, 2002'de
elde kalan 11 bin ton tütünün rayiç fiyatın yüzde 50'sinden az
olmamak üzere TEKEL tarafından alınmasını öngörüyor.) * Kabul
edildi ama Hazine'ye 25 trilyon lira yük getirmiş, IMF bundan
hoşlanmamış... O kadar değil ama sosyal devlet olmanın gereği. O
kadar deliverdik IMF'yi. Tütün üreticisi çok fakir. Mesela
Manisa'da tütüncü vadeli satış yapıyor. Adam mobilya alacak, tütün
zamanı vade veriyor. 1 MART'IN FAYDASINI GÖRDÜK * 1 Mart'ta ikinci
tezkerenin reddinden sonra Türkiye'nin çok büyük fırsatlar
kaçırdığı söylendi hep. Yeni asker talebi, yeni bir fırsat olarak
görülüyor. Sizin bu konuya bakışınız nedir? 1 Mart'ta böyle olduğu
için Türkiye küçülmemiştir. Türkiye'nin meclisi de, hükümeti de
itibar kazanmıştır. Türkiye'nin önünde yeni ufuklar açılmıştır,
hiçbir şey 1 Mart'ta bitmemiştir. Aksine her şey 1 Mart günü
başlamıştır. * Yeni fırsat mı doğdu? Elbette. Türkiye'nin önünde
başka kapılar açtı. Artık Türkiye'ye gelen her yabancı Türkiye'de
ciddi muhataplar buluyor. Türkiye ile ilişki kuran herkes Meclis'i
de dikkate alıyor. Türkiye'de siyasetin güçlü olduğunu görmek,
karşılarında ciddi güçlü muhatap bulmak bizim dışarıdaki
dostlarımızın da arzusudur. Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül'ün
ABD'ye gittiği zaman nasıl karşılandığını, kendisine nasıl muamele
yapıldığını 1 Mart'la bağlantılı olarak görebilirsiniz. Halbuki
ABD'ye gidemeyecek, sırtını döndü dediler. Ne oldu? Halbuki devlet
başkanı, başbakan gibi karşılandı. Neden? Karşısında ciddi bir
muhatap gördünüz. Eski bir atasözümüz var, akılsız dostun
olacağına, akıllı düşmanın olsun. Biz düşman da değiliz, iki
ülkeyiz. Oturacağız karşılıklı menfaatlerimizin uzlaştığı noktada
beraber iş yapacağız. TEZKEREYE BAKIP KARAR VERİRİM * Sonuç olarak
Irak'a asker göndermeye nasıl bakıyorsunuz? Kişisel düşüncelerimi
zamanı gelince söylerim. Bildiğim kadarıyla yakın zamana kadar
Irak'a asker göndermeyle ilgili bir teklif, bir düşünce gelmeyecek.
Zamanı gelince Meclisimiz bunu enine boyuna değerlendirir. Ben
oraya, Türk askerinin ne amaçla gönderileceğini bilmediğim için bir
şey diyemiyorum. * Tezkere şart mı? BM veya NATO şemsiyesi gerekli
mi? Gelecek talebe bağlı. İnsani amaçlarla olursa farklı, askeri
amaçlarla olursa farklı olabilir. * Tezkere ne zaman gündeme gelir?
YAŞ biter, zaten Meclis tatile girdi. Hükümet, Türk Silahlı
Kuvvetleri ile bunu görüşür, gelişmeleri değerlendirirler, acil
talepleri olursa Meclis toplantıya çağrılır. Acil olmazsa Meclis
ekimde açılıyor, buradayız. Buna ihtiyaç da kalmayabilir. İhtiyaç
şekil de değiştirebilir. O zaman bakacağız. Her adım bizi özgürlüğe
yaklaştırıyor * Eşinizin türbanı her zaman tartışma konusu oldu. Ne
zamana kadar davetlere götürmeyeceksiniz? Güçlükleri aşacağız.
Sıkıntılar aşılacak, attığımız her adım bizi özgürlüğe daha çok
yaklaştıracak. Özgürlüğe, demokrasiye her zamankinden daha çok
yakınız. Bunu da elimizden kaçırmaya hiç niyetimiz yok. Bu
parlamento var oldukça, halkımız bu duyguları yaşadıkça, taşıdıkça
inşallah her sahada özgürleşeceğiz. Bizim endişemiz yok. Biz bunu
elimizde tutar gibiyiz. Göreceğiz bunları inşallah. Hiç korkulacak
bir şey yok. Çocuk musun sen, binme * Başbakan Erdoğan'ın attan
düştüğünü duyduğunuzda nasıl tepki gösterdiniz? Şaka yapıyorlar
sandım. Doğru olduğunu öğrenince "atın üzerinde ne işi varmış?"
dedim. İstanbul'da bir şey yapıyorlar ama at binmeyi nereden aklına
getirdi anlayamadım. "İyi ki damdan düşmedi" dedim sonra. Attan
düşüşü de çok kötüydü, Allah korudu bence. Bir defa sırtı kütle
halinde yere çarpıyor. Allah esirgesin büyük bir kaza. Omuriliği
zarar görebilirdi. Verilmiş sadakası varmış. (Bu arada Arınç'ın
Danışmanı Kemal Çelik devreye girerek, 'Sayın Başkanım görevliler
Başbakan'ı zorla ata bindirmiş' dedi.) Huysuzluğu belli olan ata
binilir mi kardeşim. Zor tutuyorlar atı. Ürkmüş hayvancağız. Bana
100 milyar lira versen ben binmem o sırada. Şart da değil.
Afedersin getiriyor birisi at bin diyor. Çocuk musun sen? Binme...
Allah korusun düşecek. Atın durması mümkün değil. Canavar gibi sağa
sola saldırıyor ürkmüş. Allah korumuş. Kaynak: www.sabah.com.tr