1 Mart tezkeresinin perde arkası

Abone ol

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, 1 Mart tezkeresinin perde arkasını anlattı. Tezkere Türk-ABD ilişkilerine darbe vurmuştu. Gönül, bunun bir hata olduğunu söyledi.

Tezkereyi geçirmedik 4300 uçağa izin verdik

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül Türk-ABD ilişkilerinde deprem yaratan 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin perde arkasını Hürriyet’e anlattı.

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’le ABD’yle ilişkilerde son 30 yılın en büyük depremine yol açan 1 Mart tezkeresinin perde arkasını ve ABD’ye İncirlik’te lojistik destek sağlayan yeni anlaşmayı konuştuk. Gönül ilk kez ‘1 Mart tezkeresini reddederek hata yaptık’ dedi.

37 OLUMSUZ SENARYO

TBMM 1 Mart 2003’te ABD askerlerinin Türkiye’de konuşlanmasını reddetmişti. İncirlik’i açmaya karar verdiniz. Meclis’ten izin gerekmiyor mu?

Hayır. 1 Mart tezkeresinde Silahlı Kuvvetler’in tamamının bütün ağırlıklarıyla geçmesi söz konusuydu. Şimdi böyle değil. Yeni anlaşmayla daha önce BM kararı çerçevesinde verilen bir imkanı uzattık.

Tezkere reddedilip, Irak’taki Türk subaylarının başına çuval geçirilince büyük sarsıntı yaşadık. Yeni anlaşmayla bunları aştık mı?

HAYAL KIRIKLIĞI OLDU


1 Mart tezkeresi sonrası ABD’de bir hayal kırıklığı olduğu doğru. Ama bunun için ne bakanlığımızın ne de hükümetin yapabileceği bir şey vardı. Karar Meclis’ten çıkmıştı. Demokrasi ve parlamenter rejimde anlaşılabilecek bir şey. Ben tezkere geçsin diye grupta lehinde konuştum. Hatta geçerse ne olur, geçmezse ne olur diye anlattım. Geçmezse 37 husus ortaya çıkar. Geçerse 8 husus ortaya çıkar, dedim. Yani geçmesi geçmemesine göre çok daha avantajlı olacaktı. Menfi noktaları çok daha azdı. Bunu gruba anlatmaya çalıştım ama grup müteredditti, bu sebeple MGK kararı beklendi. MGK kararı çıksın sonra Meclis’e gidelim dendi ve tarih ertelendi. MGK’da da herhangi bir şey söylenmeyince pek çok milletvekili tereddüdünü oyuna yansıttı. Çekimser kalan çok oldu. Çekimserler aleyhte yorumlandığı için karar menfi çıktı. Bir Anayasa Mahkemesi kararı gereğince. Yoksa 1 Mart tezkeresine oy verenler karşı çıkanlardan daha fazlaydı.

37 olumsuz senaryo neydi?

Artık bunlar tarihe mal oldu.

28 MİLYARDA YANILDIM

Sarsıntı hálá tamamen durmuş gibi görünmüyor.

37 senaryodan 30’u belki tahakkuk etti ama ben belki bazı meseleleri abartmışım. Mali bakımdan çok önemli bir problemle karşılaşmadık. Tezkere geçerse Türkiye 28 milyar dolar alacaktı. Alamazsak Türkiye sıkıntıya düşer demiştim ama bunda çok haklı çıkmadım. Böyle bir para gelmediği halde Türkiye mali bakımdan önemli bir sıkıntı yaşamadı.

AMBARGOYU UNUTTUK

Olay ilişkilerde ciddi bir çatlak yarattı değil mi?

Onu aşmaya çalıştık. Sonra overflight’ı (uçuş iznini) Meclis’ten geçirdik. Sayesinde ABD Türkiye üzerinden 4300 uçuş yapabildi. Bu az bir şey değil.

Çuval krizini ne kadar aştık?

Beklemediğimiz ve üzüldüğümüz bir olay. Ama üstünde durmaktansa yeni ufuklara bakmak çok daha iyidir diye düşünüyorum. Müşterek menfaatlerimiz o kadar çok ki, biz Kıbrıs ambargosunu bile unuttuk. Ümit ederim Amerikalılar da 1 Mart tezkeresini unuturlar.

ABD gemileri İskenderun limanına gelip karaya çıkmak için beklemeseydi şok bu kadar fazla olmaz mıydı acaba?

Kuzey’den girileceği kanaatiyle belli bir mesafede alındı. Amerika için hem zaman, hem malzeme, hem para kaybı olabilir. Zaten böyle şeyler hayal kırıklığı demeyecektim. Bunları mazide bırakmak daha iyi.

IRAK’TA BÜYÜK HAREKAT

Son lojistik destekle ABD Irak operasyonunda ne kadar rahatlayacak?

ABD Irak’ta fevkalade büyük bir askeri harekat yapıyor. İncirlik’in bunun içinde çok fazla bir yer tuttuğunu zannetmiyorum. Türkiye’nin önemli bir tavır alışı, yaklaşımıdır ama ABD’nin orada karşılaştığı problemlerle İncirlik çözüldü diye karşılaşmayacağını düşünmek yanlış olur.

İzmir’den ya da başka limandan destek istiyor mu?

Hayır sadece İncirlik.

İNSANİ YARDIM YAPILIYOR

Kuzey’e gidecek malzeme için rahatlık olacak herhalde?

İncirlik’i NATO üssü olarak uzun zamandır kullanıyorlar. Orada uçak, insan, malzeme bulundurma imkanları var. Bunu BM karar vermişken Irak için de kullanmak istediler. Meseleye böyle bakmak lazım. İnsani yardım bakımından elimizden geleni yapıyoruz. Karayolu aracılığıyla giden TIR’lar oraya insani malzeme, inşaat malzemesi, ilaç taşıyorlar. İncirlik’ten de taşınmasında hiçbir mahzur yok.

PERSONEL NAKLİ DE VAR

Üste genişletme çalışması yapılacak mı? Lojistik destek ne zaman başlayacak?

Ayrıntılarını ve uygulanmasını Genelkurmay ABD’yle görüşüyor. Personel, yiyecek, giyecek her şey olacak. Personel nakli daha önce de yapılıyordu. Bunlara beşeri ilişkilerin bir parçası olarak izin veriyoruz. Ama anlaşma silahı ihtiva etmiyor.

1658’deki TVRCICVM IMPERİVM

yani Türk İmparatorluğu

BAKAN Gönül’ün odasının duvarında yeni bir harita var. Altında ‘1658 Johannes Janssonius hazırladı. Halen Viyana’daki Avusturya Kütüphanesi’nde bulunuyor’ diye yazıyor. 7 yaşında tahta çıkıp 39 yıl tahta kalan Avcı Mehmet dönemi. IV. Murad’ı kendine model alan Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa’nın Kanuni devrini yeniden yaşattığı dönem olarak anılıyor.

Gönül ‘Bu haritayı Viyana’da buldum. İstedim’ diyor.

Atlasın metin bölümünü okuyorum. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarını ayrıntılarıyla veriyor ve ‘İstisnasız sadece Türk’ü efendisi olarak tanır. Onun genişliği o kadar büyük ve güçlüdür ki, eskiden Romalıların hakim olduğu dünyaya Türkler hakimdir ve onlar yönetirler’ diye yazıyor. Haritanın en üstünde ise Türkçe ‘Türk İmparatorluğu’ yazısı var. Şaşırıyorum. ‘Neden Osmanlı İmparatorluğu yazmadınız?’ diye soruyorum. Gönül alt köşede Osmanlı Padişahı’nın tahtının altındaki ‘TVRCICVM IMPERİVM’ yazısını gösteriyor.

Gerçekten de Avusturyalı haritacı ‘Türk İmparatorluğu’ diye yazmış.

Telefonların şifreleri

SAVUNMA Bakanı’nın masasında birkaç telefon duruyor. Biri siyah, diğerleri ise gri.

Gönül, ‘Siyah telefon doğrudan Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a bağlı. Allah muhtaç etmesin bir savaş anında kullanmak için’ diye gösteriyor. Gözüm, Yunan Savunma Bakanı’yla sonunda bağlanan meşhur kırmızı telefonu arıyor. Gönül ‘Kırmızı değil’ diye gülüyor ve masasının üstündeki gri telefonu alıyor, ‘İşte buradan Yunan Savunma Bakanı’nı arayabilirim’ diyor.

‘Eski Bakan Yannos Papandoniu’yla kurduk ve kullandık. Beni son kez aradığı zaman Ege’deki uçuşlardan şikayet etti. Yeni Savunma Bakanı’yla hiç konuşmadık’ diye anlatıyor. ‘Ege’de yine Türk ve Yunan savaş uçakları arasında it dalaşı var mı?’ diye soruyorum. Gönül, ‘Olmaması için iki taraf da hassasiyet gösteriyor’ diyor ama belli ki kaygılı.

Haber : Nur Batur
Kaynak :
www.hurriyetim.com.tr
Günün Önemli Haberleri