TEKİRDAĞ'da iş insanı İsmail Beyan, çocukluğunda eline geçen delikli bir kuruş ile antika eşya toplamaya başladı. Aradan geçen 40 yılda teraziden çömleklere kadar yaklaşık 10 bin eşya biriktiren Beyan, evinin yanı sıra iş yerini de sergi alanı yaptı.Beyan, antikaya nasıl merak saldığıyla ilgili şöyle dedi: Henüz 10 yaşındayken delikli parayı buldum ve antika eşya biriktirmeye başladım. Daha sonraki yıllarda komşularımızdan, arkadaşlarımızdan alarak geliştirdim. İstanbul'da Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi'nde okuyordum."100 kilograma yakın topladım: Kadıköy'de Beyazıt Meydanı'ndan tezgahlar kuruluyordu. Oradan aldıklarımla koleksiyonumu geliştirdim. İnternet ortamında ulaşmak daha kolay olduğu için bu yolla 100 kilograma yakın bozuk para topladım"Çocukluk yıllarına topladığı eşyaların kendisinde farklı bir yeri bulunduğu ifade eden Beyan, "Bunlar amatörce. 40 yıldır topladıklarımın tasnif edilip, kalibrasyonlarının yapılıp, sıralanması gerekmekte. Mesleğimden yola çıkarak tartı aletlerine yöneldim." dedi. Koleksiyonda yok yok Beyan, "Çoğunlukla posta terazilerimiz, pazarcı terazilerimiz, eczacı terazilerimiz, sarraf terazilerimiz, ölçü aletlerimiz, kronometreler, mikrometreler, gemicilikle ilgili pusulalarımız, Osmanlı döneminde kullanılan uzunluk ölçü birimi arşın, endaze, sarrafların kullanmış olduğu seyyar teraziler, ağırlık topları olarak kantarlar, kantar topuzları, dirhemler gibi eşyaların kolleksiyonunu yaptım" diye konuştu.İsmail Beyan, koleksiyonunu evine sığmadığı için iş yerine taşıdığını belirterek şöyle devam etti: Bunları daha çok kişiye ulaşabilmesi için bir müze ortamında, olabileceğini düşünüyorum."Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt ve Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız İzzet Volkan ile istişarelerde bulunduk. İnşallah Çorlu'muza güzel bir müze kazandırmak istiyoruz" Yeni nesle sitem: "Nereden geldiğimizi unutmayalım. Yeni neslin, fazla merakı yok. Evden ve internetten dışarıya çıkmıyorlar. Eskiden bir mektubun çok önemi vardı. " "Gurbetteki bir baba eşine, çocuğuna mektup yazardı, mektup dört gözle beklenirdi. Bir askerin, sevgilisine, ailesine yazdığı mektup dört gözle beklenirdi. Mektup üzerine yazılmış bir çok türkü, birçok şarkı var. Bunları unutmamamız gerekiyor. ""Çocukluğumuzda cep telefonlarımız yoktu. Jetonlu telefonlar kullanıyorduk. Daha sonra kartlı telefonlar çıktı ardından da günümüz teknolojisine değin geldik. Bunların unutulmaması için müze ortamına taşınması gerekiyor."" İşyerimize gelenler sergilediğimiz eserlere bakarak geçmişe gidiyorlar. 'Ben bununla tartılmıştım', 'Ben bununla bir şey almıştım', 'Çocukluğumda bunu kullanmıştım', 'Babamdan şöyle mektup gelirdi', 'Ben şu mektubu göndermiştim' şeklinde geriye dönük duygusal paylaşımlar yaşanıyor"