Bu günü saymazsak, seçimlere ‘BİR’ var…
Anketlere göre seçim sonuçlarının anahtarı kararsızların
elinde.
Bir bakıma onlar ne derse o olacak.
Bu yazıda bahsimiz siyaset değil!
O kadar abimiz ve usta kalemler varken bana da laf düşmez
zaten…
Mevzubahsimiz ekonomi, lakin siyasetsiz ekonomi, ekonomisiz
siyaset de mümkün değil!
Şöyle bir vaatlere baktığınızda dahi, ekonominin ne denli
siyasetin içinde olduğu rahatlıkla anlaşılabiliyor.
Lakin bu yazıda olayımız vaatlerin değerlendirilmesi de
değil!
Bu yazının ana teması ‘Yeter’!
Bu artık öyle bir kelime halini aldı ki, bohçayı getirin içine
ne atarsanız atın…
O kadar ağırlaştı ki bu bohça…
Kaldırabilene, taşıyabilene aşk olsun.
‘Yeter’ diyerek, bu bohçanın ‘dolduğunu’ söylüyoruz…
İstiyoruz ki, bu seçimle bu bohça boşaltılabilsin.
Değerli okurlar,
Ekonomik anlamda küresel karışıklık ve tansiyon fazlasıyla
yüksek!
Dünya ekonomisindeki ‘gelgitler’,
FED, Çin, Yunanistan, İngiltere, iran derken dünya
piyasalarındaki balonlar, büyümeler, yavaşlamalar, karmaşık
beklentiler…
Bitmeyen döviz savaşları, altın piyasalarındaki enteresan
gelişmeler,
AB-Çin yakınlaşması, Merkel’in Çin sevdası, Rusya’nın İran’la
ikili ilişkileri…
Ortadoğu, Uzakdoğu meseleleri…
Paradigmalardaki değişim ve doğunun batıya karşı ekonomik
anti-tepkileri,
Yeni dünya düzeni, petrodolara rakip sistem teşkili
hazırlıkları, eksen kayması…
Saydıkça sayarız!
Kısacası Türkiye ekonomisini etkilemesi beklenen onlarca faktör
ve geleceğe yönelik biriken riskler ve fırsatlar…
Konuşulması gereken tonla husus var!
Ne var ki Türkiye, ardı ardına yaşadığı seçimler ve bu
seçimlerde oluşan içsel rekabet nedeniyle küresel ekonomik
meselelere ve dönüşüm süreçlerine bir türlü konsantre olamadı. Daha
doğrusu, riskleri ve fırsatları analiz ederek yönetecek, strateji
oluşturup uygulayabilecek stabiliteye ve buna bağlı hızlı tepki
verebilme kabiliyetine ulaşamadı.
İşte bu nedenle artık ‘yeter’ deme zamanı geldi.
Zira Türkiye’nin kısa-orta vadede kaldırabileceği bir yeni seçim
daha yok.
Olmamalı!
Birikmiş o kadar çok konu var ki, ekonominin hızlıca siyaset
güdümünden çıkarak yönetilmesi gerekiyor.
Değerli okurlar,
Ekonomik başarı her şeyden önce hak ve özgürlüklerle
alakalıdır.
Diğer bir deyişle piyasaların işlerliğinin temel ayaklarından
bir tanesi demokrasidir.
Tarihi itibariyle ülkemiz Cumhuriyet kazanımını yeterince test
edebilmiş bir geçmişe sahip. 92’inci yılını da coşkuyla kutladık.
Seçim tecrübesi ve millet egemenliğine vakıf bir toplumuz…
Şimdiler de temel husus, ülkemizin demokrasi anlayışını da
pekiştirmek…
Diğer bir deyişle seçim birikimlerimizin üzerine, ister azınlık
ister çoğunluk olsun beşeri ve sosyal ‘hakların’ korunması
anlayışının ve adaletin üstünlüğünün eklenmesi.
Kısacası demokrasinin bileşenlerinin içselleştirilmesi…
Tabi ki bu öyle kolay değil.
Sadece bizde değil, hiçbir ülkede de kolay olmamış…
Hatalar ve hatalardan çıkarılan dersler,
Ödenen bedeller ve bedellerden ortaya çıkmış ilkeler var…
Bunun ilk aşaması ise,
Bu seçimle birlikte:
O’cu Bu’cu olmayı,
Bu çok iyidir veya bu rezildir demeyi,
Dün başkasına yaptığında sorun yokken kendine yapılınca ‘Tüh!’
‘Püh’… demeyi,
‘Gri’ kişiliği,
Bardağın dolusuna bakmadan çıkara göre davranmayı
bırakmaktır!
Bu benim için de, sizin için de geçerli!
Seçimlerden sonra kalkınmaya, eksiklikleri gidermeye
bakmalıyız…
Düşmanımın düşmanı dostum ya da,
‘Bizden değil’ davranışını bir yana bırakıp temelde ‘Bir’
olmalıyız.
Fikirsel ayrılıklarımızı ‘temele’ koymamalıyız.
Bu seçimden sonra,
Kimler olacaksa hükümeti kuracaklar, savaşır gibi değil(!),
Yol gösterir ve alternatif çözüm sunar muhalefeti yaratarak,
Yönetenleri başarıya sevk edici şekilde gözlem, takip ve
eleştiri yapmalıyız!
Muhalefet değilsek şayet, muhalefeti yerin dibine sokmak
yerine,
Onların dediklerine kulak vererek en iyisini yapmak için
çalışmalıyız…
Kısacası bu seçimden sonra kaba, ayrı ve düşman olmaya ‘Yeter’
demeliyiz!
Niye mi?
Kalkınacak bir Türkiye için…
Niye mi?
İyi bir ‘ekonomi’ için…
Niye mi?
Biz birbirimizi yerken, etrafımız boş durmadığı için…
Niye mi?
Seçimden sonra elde var ‘BİR’ demek için!
Twitter: @sonergokten