1 el arabası kömür bizden değerliydi
Abone olMaden ocağında hayatını kaybeden 19 işçiyi göçük altından çıkaran ekipte yer alan Başkurt'un psikolojisi bozuldu.
Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde meydana gelen maden ocağı
faciasında 19 arkadaşının cesedinin çıkarılması çalışmasına katılan
Hamza Başkurt, günlerdir uyuyamadığını, ilaçlarla ayakta kaldığını
söyledi.
Yaşadığı sorunlar sebebiyle psikologa gittiğini belirten Başkurt,
kazaya, ihmaller zincirinin sebep olduğu görüşünde. Bir gece önce
kendisinin madende bulunduğunu anlatan Hamza Başkurt, ocakta gaz
birikmesi olmasına rağmen ilgililerin duyarsız kaldığını
savundu.
Başkurt, bir el arabası kadar kömürün işçiden değerli tutulması
sebebiyle grizu patlamasının yaşandığını dile getirdi.
19 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan maden ocağı faciasının
ardındaki ihmaller gün yüzüne çıkıyor. Göçükteki kurtarma
çalışmalarına 'usta' olarak katılan Hamza Başkurt, yaşadıklarını
anlattı. Olay günü 00.00-08.00 mesaisine gitmek için evinde
istirahat ettiğini söyleyen Başkurt, şunları söyledi:
OTURUR VAZİYYETTE
"Telefonum çaldı ve acı haberi aldık. Kurtarma çalışmaları için
ocağa gittim. Aşağıya indik. Uzun süren tüneli onardık. Sonra
arkadaşlarımıza kendi aramızda seslendiğimiz şekilde bağırdık.
Diğer kurtarma ekipleri bize 'Arkadaşlar artık bağırmayın, bunlar
öldü' dedi. İleriye doğru gittik. Önce Ali Kazan ile birlikte İzzet
Kuşoğlu'na ulaştık. Uzun zaman sürdü çıkarmamız. Göçükte takibat
yaparak 8 arkadaşımıza ulaştık. Sonraki gün ise diğerlerinin
cesedini bulduk."
Bazı cesetlerin tanınmayacak hale geldiğini dile getiren tecrübeli
maden işçisi, "Yusuf Karaca'nın elinde direk vardı. Dinamitçimiz
Ramazan Baştepe, üçüncü patlamayı yapacağı zaman makine
kendiliğinden patladı, öyle tahmin ediyoruz. Bir arkadaşım ayağını
uzatmış oturur vaziyetteyken ölmüş, ağzına burnuna kömür dolmuş.
Bazı arkadaşlarımın parçalara dağılmış cesedini topladık."
dedi.
BİR GÜN ÖNCE ÇAVUYA SÖYLEDİK
Kurtarma çalışmaları için madene girdiklerinde gaz kokusunun insanı
etkileyecek kadar fazla olduğunu aktaran Başkurt, şu bilgileri
verdi: "Hayatımda sigara, içki içmedim. Kolay kolay yorulmam. Ama
dam sökümü yaparken kesildim, bittim. Bir gece önceden gaz
birikmesi vardı. Başımızda yetkili vardı, çavuş vardı. Çavuşumuza
da söyledik, hava yetersizdi. O akşam da çekilmedi. Demek ki gündüz
vardiyası devam etti. Daha sonra 16.00-24.00 vardiyasında olay
patlak verdi, hepsinin canı yandı."
BİR EL ARABASI KÖMÜR BİZDEN DEĞERLİYDİ
Bazı vardiyalarda detektör görmediğini kaydeden Hamza Başkurt,
genellikle işçilerin gazı ölçtüğünü söyledi. 'Ramazan Baştepe'nin
işi bilen bir dinamitçi olduğunu vurgulayan Başkurt, ihmal
nedeniyle arkadaşlarının öldüğünü ileri sürdü.
Başkurt, "Güvenlik önlemleri yetersizdi. Gaz maskesi bile yoktu. Pis havayı alıp tekrar çalıştığımız yere veriyordu makine. Her zaman pis havayı soluyorduk. Havalandırma bacaları yetersiz. Nefesin olduğu yerler çok uzun yerler. Bir yırtık olsa onarılmıyordu, yeniden yenisi çekilmiyordu. Kömür diye diye arkadaşları öldürdüler. Bir el arabası kömür bizden değerliydi, Kimse konuşamıyordu, çünkü işten atılma korkusu vardı." diye konuştu.
Kendisinin de daha önce iki kez göçük altında kaldığı bilgisini veren Başkurt, sözlerini şöyle tamamladı: "Arkadaşlar beni kurtardı. Ama bu kez çok acı oldu. Yıllarca birlikte çalıştığımız arkadaşların cesedine ulaştık, onu yaşayan bilir. Şu anda bir şey düşünemiyorum, uyuyamıyorum. Dün psikologa gittim, sakinleştirici hap verdiler. Kendi kendime ağlamaya başlıyorum. Çocuklarımı sevemiyorum."