Ne yazık ki ülkemizdeki kadın cinayetlerini durduramıyoruz.
Cinayetler, tek tek sayılan abaküs boncukları gibi ardı ardına
artıyor.
***
Yalnız tüm bu cinayetler içerisinde, kamuoyu ve medya nezdinde
son dönemlerin en şok edici kadın ölümü, İstanbul’a turist olarak
gelen “evli ve iki çocuk annesi New York’lu kadın Sarai
Sierra” cinayeti oldu.
İstanbul polisi, günlerce sıkı bir çalışmayla Sierra’ya canlı ya
da cansız ulaşmaya çalıştı.
Ki benzer bir olayı, Gebze’de kaybolan İtalyan sanatçı Pippa
Bacca’da tecrübe etmiştik. Ve aynısını yaşamak istemiyorduk.
Ama ne yazık ki, Bacca’nın yaşadıklarını çağrıştırır bir biçimde
Sierra’da canice katledilmiş bir şekilde bulundu.
Bu tabi ki, kabul edilemez bir durumdur.
Cinayetin arkasındaki şüphelerle dolu kara kutu mutlaka
açılmalıdır.
“İnsan olan düşünemeyen hayvanların” neden
olduğu bu sonuç, bir an önce açığa çıkartılmalıdır.
***
Tüm bunlar nedeniyle, suçsuz günahsız bir insanın katledilmesi,
yüreklerimizi gerçekten burktu.
Fakat bu olayla birlikte dikkatlerin üzerine çekilmesi gereken
başka bir nokta daha var.
O da, kadın cinayetlerinin “eh her gün duyduğumuz
şey…” diye geçiştirildiği ülkemizde, medyanın bu
olayı sahiplenmesinin nedenlerini sorgulamaktır.
Evet, misafire kendi imkânlarımızdan daha fazlasını sunmak,
olabildiğince rahat ettirmek, derdine çare bulmak, yardımcı olmak
kültürümüzün en önemli parçasıdır.
Bu yüzden misafirimiz olan bir ABD’linin öldürülmesi, kadın
cinayetlerinin sıradanlaştığı ülkemizde bir anda haber
bültenlerinin en önemli konusu olmuş olabilir.
Ama maalesef tek sebep bu değil…
Biliyorsunuz ne de olsa, en ehemmiyet verdiğimiz şeylerden biri
“imajımız”dır.
Bundan dolayı, ilgili olayda “ya imajımız zedelenir
de ülkemize gelen turist sayısında azalma olursa?”
endişesi, iç işleri bakanlığına bağlı kolluk kuvvetlerini,
istihbarat teşkilatımızı çok ciddi biçimde harekete geçirdi.
Bürokrasi bu kadar önemseyince, medya da benzer bir içgüdüyle
olaya yoğunlaştı.
Her şey “o kadar” olması gerektiği gibi ve
tıkır tıkır işledi ki, cinayetin üzerinde soru işaretleri kalmış
olsa da, Siera’nın cansız bedenine olabilecek en kısa sürede
ulaşıldı.
Ve dahası şu an, cinayetin aydınlatılması için devlet
imkânlarının tamamı seferber edilmiş durumda…
Ki tabi olması gereken de budur.
Ama gönül isterdi ki, medyanın ve bürokrasinin gösterdiği aynı
özveri ve dikkat,
İlgili tüm devlet yetkililerine koruma isteyerek başvuran ve
kaderine terkedilen Vanlı Gülşah öğretmene,
Daha ölü bedeni bile sımsıcak olan İrem Kahya’ya,
Uşaklı Nermin Şen’e,
Esin Güleç’e
Ve daha binlerce masum kadına da gösterilebilseydi. Gerekli
destekler sağlanabilseydi.
***
Bu nedenle insan sormadan edemiyor.
Adını saydığım ve sayamadığım bu kadınların,
illa “devlet imajını zedelemesi ihtimali”
olan turistler mi olmaları gerekiyordu?
Ya da arkalarında vatandaşına sahip çıkan ABD gibi bir devletin
mi olması gerekiyordu?
Yani siz şimdi bu kadınlara alenen “bir Sierra
değilsiniz ve biz de vatandaşına sahip çıkan bir ABD
değiliz” mi diyorsunuz?
Bu soruların cevapları ne?
Öğrenmemiz lazım!