09 Kasım 2011 Basın Özeti
Abone olGuardian: Berlusconi'nin hakkından euro geldi. Times: İtalya'yı bunga-buna cumhuriyetine dönüştürdü.
''Sonunda hakkından gelen euro oldu: Berlusconi, ayrılmak zorunda kaldı.''
Guardian, İtalya Başbakanı'nın istifa edeceği açıklamasını bu başlıkla manşetinden duyuruyor okurlarına.
Independent, İtalya'nın Berlusconi sonrası bir hayata uyandığını kaydederken, Times da, ''İmparator Neron Roma yanarken keman çalıyordu, Berlusoni ise Bunga bunga yapıyordu'' diyor haberinin girişinde.
Berlusconi'nin ülkesinin dünyadaki yeni imajının şekillenmesindeki rolünden söz ederken, yine seks partilerine gönderme yapıyor Times: ''İtalya, bunga-bunga cumhuriyetine dönüştü.''
Guardian başyazısında ise, borç krizleriyle boğuşan Yunanistan ve İtalya'da başbakanların hemen hemen bir kaç saat arayla istifalarını açıklamasını irdeliyor:
''İtalya ile Yunanistan arasındaki farklılıkları anlamanın bir yolu mucizevi bir biçimde iki ülkenin başbakanlarının yer değiştirdiğini hayal etmek olabilir. Yunan krizinin özünde, güvenilir, yetenekli ve ciddi bir siyasetçinin kendini sorunlu bir ekonominin içinde bulması ve krizi çözecek kaynakları ya da desteği bulamaması var.''
''İtalyan krizinde ise, kimsenin tam anlamıyla güvenmediği bir siyasetçinin liderliğinde yıkıcı olmasa da bazı sorunları bulunan güçlü bir ekonomi var.''
''Yorgo Papandreu'nun başbakanlıktan ayrılması Yunanistan'ı zayıflatacak, ama eğer gerçekleşirse, Berlusconi'nin gidişi İtalya'yı güçlendirecek. İtalyan tahvillerinin faizleri, ayrılacağı söylentileri yayılınca düştü, kendisi bunu yalanlayınca arttı. Dün akşam istifa edeceğini açıklayınca da euro dolar karşısında tırmanışa geçti.''
'İran'a müdahalenin riski korkutucu'
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun İran'ın nükleer programına ilişkin raporunu ''İran'ın nükleer bombası'' başlığıyla duyuran Times, kurumun ilk kez Tahran'ın nükleer silah ürettiği konusunda güvenilir bilgiye sahip olduğunu ve nükleer faaliyetler konusunda ciddi kaygılar duyduğunu söylediğini kaydediyor.
Gazetenin yazarlarından Hugh Tomlinson, raporun ışığında İran'a karşı izlenecek strateji seçeneklerinin artı ve eksilerini değerlendirdiği yazısında, ''Hemen harekete geçilirse, Orta Doğu'da kan dökülmesi, kontrol edilemez bir nükleer silahlanma yarışı ve petrol fiyatlarındaki artışın zaten kırılgan olan küresel ekonomiyi en ağır depresyona sürüklemesi riski var. Geç kalınırsa da Tahran'ın Kuzey Kore ve Pakistan'ın yararlandığına benzer bir güvenlik elde etmesi olasılığı. Üstüne üstlük burada Batı uygarlığının yıkımını isteyen dinci fanatikler iktidarda'' diyor.
Rusya ve Çin de ikna edilerek İran üzerinde yaptırım baskısının kısa vadede izlenecek yol olabileceğini, ancak ABD ve İsrail'deki şahinlerin İran'a yönelik askeri saldırı çağrılarının karşı konulamaz noktaya ulaştığını kaydeden Tomlinson, ''İran'ın can düşmanı Suudi Arabistan İsrail'in tek başına değil, ama ABD'yle birlikte saldırısına sessiz bir destek verebilir. İran'ın nükleer kapasitesini yere sermenin tek yolu kara harekatı olacaktır, ama bunun sonuçları tahayyül bile edilemez'' görüşünde.
'Netanyahu İsrail için yanlış lider'
G-20 zirvesi sırasında Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri liderleri Sarkozy ve Obama'nın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu ''yalancı'' ve ''güvenilmez'' bulduklarına ilişkin sözlerinin basına sızması ışığında İsrail'in uluslararası camiada düştüğü durumu başyazısında irdeleyen Times, İsrail'in varoluşsal sorunları bulunduğunu, zaman zaman da kendini yalnız hissetmesinin doğal olduğunu kaydediyor.
''Ama bizi kimse sevmiyor, zaten umrumuzda da değil'' yaklaşımının da doğru olmadığını vurgulayan Times, şöyle devam ediyor:
''İsrail'in umrunda olmalı, sadece Filistin meselesine ilişkin destekte yaşadığı kan kaybı nedeniyle değil. İran'ın nükleer programına ilişkin rapordaki bulgulara karşı yanıtı katı, ama ölçülü ve Tahran'ın bombaya sahip olmasının risklerinin farkında olan diğer ülkelerle ittifak halinde davranmalı. İsrail'in dost kazanmaya ihtiyacı var, kaybetmeye değil.''
''Cannes'da Obama'yla Sarkozy'nin sohbetinden sızanlar gösteriyor ki, Netanyahu İsrail'in yanlış zamanda sahip olacağı yanlış lider. Bu gazete, yaklaşımını değiştirmesini, bunu yapmazsa o zaman kendisinin değiştirilmesini umuyor.''
Devamsız çocukların velilerine hapis cezası
Guardian, çocukları okulu asan veliler hakkında açılan soruşturmaların sayısında artış olduğuna ilişkin bir habere yer veriyor iç sayfalarında.
Yaklaşık 12 bin ebeveyn hakkında soruşturma yürütülmüş geçen yıl ve bu soruşturmalardan 25'i çocuğun velisinin hapis cezasına çarptırılmasıyla sonuçlanmış.
Hapis cezalarından birinin uzunluğu da 90 gün. 9 bin veli ise para veya kamu hizmeti cezalarına çarptırılmış.
Geçen yıl uygulanan en yüksek para cezası 1,200 doların üzerinde.
Guardian, çocukları okulu kırdığı için cezalandırılan veli sayısının 2005 yılında dört bin olduğunu, son altı yılda neredeyse iki katı aşan artış nedeniyle hükümetin daha katı önlemleri gündemine aldığını aktarıyor.
Habere göre, Eğitim Bakanı Michael Gove, yaptırımların etkisizliğinden yakınırken, ''okulu asmayla, cehalet, toplum düzenini bozmak, dışlanma ve suç arasında güçlü bir bağlantı bulunduğunu'' vurgulamıştı.
Ulusal Öğretmenler Sendikası'ndan Christine Blower ise, çocukların devamsızlığı nedeniyle ailelerin cezalandırılmasının sorunun çözümünde etkili olmadığını belirtirken, ''Haklarında soruşturma açmak yerine velilerle işbirliği yapmanın daha iyi olacağı çok açık'' diyor.
Özellikle yerel yönetimlerin ebeveynlere destek vermesinin öneminin altını çizen Blower, hükümetin kamu kesintileri kapsamında yerel yönetimlerin bütçelerinin azaltılmasının da bu destek sağlama olanağını da tehdit ettiğine işaret ediyor.