BIST 8.916
DOLAR 34,33
EURO 37,37
ALTIN 3.047,74

Amaç her evi birer geneleve çevirmek...

Epey zamandır gözlerimdeki rahatsızlıktan muzdariptim. İşimde ciddi aksamalara neden oluyordu.

Epey zamandır gözlerimdeki rahatsızlıktan muzdariptim. İşimde ciddi aksamalara neden oluyordu. Doktorlar, "Kornea kuruması var. Şayet mümkünse gözlerini bir süre ekranlardan, gazetelerden, kitaplardan ve hatta telefondan uzak tut" deyince, çaresiz uymak zorunda kaldım.

Bir haftalık dinlenme ve yapılan bazı operasyonlar, sonrasında kullanılan damlalar ve ilaçlar iyi geldi.

En son "Ahlak katili diziler. Bize ensest ikram eden senaristler" diye bir yazı yazmıştım.

Çektiği sözde dizileri, aile kurumunun kalbine bir hançer gibi saplamaya yeltenenler hayli tepki gösterdi yazdıklarıma.

Pişmiş aşa su kattığımdan dolayı epey hakaretler, küfürler işittim.

Resmen düşman bellediler.

Onlar son düşmanım olmayacak, biliyorum. Vicdanımın itirazlarına, ruhumu kapatmış biri olmaktansa, bu yolda düşman kazanmayı tercih ederim!

Mabedlerimize arsızca saldıran bu ahlak ve haya katilleri, tarih sahnesinden utanç içinde çekilinceye kadar bu konuyu yazmaya, bu uğurda çabalamaya devam edeceğim.

Ne demiştik o yazıda?

"Bir kardeşin kollarından diğerinin kucağına, karısının koynundan, yengesinin yatağına süzülenlerin adı "Aşık" olmuş.

Fahişeyi masum, onu yatağa atmak için yarışan iki kardeşi sevdalı, hapçıyı, hırlıyı hırsızı birer gariban göstererek en ölümcül zehri günbegün toplumun bilinç altına zerkediyorlar. Kimlerin, kimin hayatına girdiği, hangisinin hangisine seksi endam ettiği belirsiz.

Ekranın üst köşesine "13+, 18+" yazarak sözde çocukları korumaya çalışıyorlar. "Yaşınız bunun üstündeyse, artık kim kimi yakalarsa..." diyerek belli bir kesime sapkınlığı ezberletmeye çalışıyorlar.

Namussuzluğu yaş sınırıyla sınırlayacak kadar iffetsizler. İnsanlık ve hayvanlık sınırından bihaberler. At tayına, eşek sıpasına, köpek eniğine, domuz bile yavrusuna şevhetle bakamazken, kanı bozuk, ciğeri beş para etmezler bizlere, "Yahu kimseyi bulamazsanız ailenizi düzün" diye rol biçiyorlar.

O da olmazsa apartman sensörlerinin bile seçemediği boydaki öğrenciyi öğretmenine aşık diye mecnunlaştırıyorlar. Lise öğrencilerinin okulda alkol almasının, ilişkiye girmesinin ve dahi hamile kalmasını çok normal bir şey olduğu fikrini akıllara nakış gibi işliyorlar.

Sadece diziler mi?

Bir devlet tiyatrosunda, anneyle oğul arasında geçen ensest ilişki, en şevhet uyandıran sahnelerle izleyicilere sergileniyor. Bunları yapanlar, devletin benden ve sizden aldığı vergilerle maaşını ödediği devlet sanatçıları.

Yarışma desen bir başka hilkat garibesi. Birinde para için insanları satmanın gayet doğal bir şey olduğunu, güven ve sadakatin sanıldığı gibi yüce erdemler olmadığını anlatıp duruyor, diğerinde kazanmak için eşini galeyana getirmek isteyen kadın, "Kocacığım beni başkasıyla hayal et" diye kişniyorlar.." demiştim.


Peki bu yazıdan sonra neler oldu?

Onu da anlatayım...

Seda Sayan'ın programında izleyenlerin ağız dolusu kusacakları bir söz söylendi.  Programa katılan Cinsel Sağlık Enstitüsü Başkanı Doktor Cem Keçe kadınlara cinsel hayatı güzelleştirmenin yöntemini, izleyenlerin taş gibi bir suratla dinledikleri şu tavsiye nezaretinde verdi:


"Komşunuzu hayal ederek eşinizle sevişebilirsiniz. Bu sizi coşturuyorsa, keyif veriyorsa kötü bir şey değildir.."


Öfke deniz gibi kabardı bu aşamadan sonra. Milyonlar bu rezilliğe "dur" demek için seslerini yükseltti.

İşte tam da bu sırada sözlerin zafer kazandırmadığını bilen birileri harekete geçti. Sanki benim ve benim gibi milyonların düşüncelerini duymuş gibi...

İlk defa, ama ilk defa öfke isyana dönüştü.

Sosyal medyada ismiyle bir heyet kuruldu. Siz ona "Halkın RTÜK'ü" de diyebilirsiniz. 
Daha fısıltısı duyulur duyulmaz binlerce kişi dalga dalga, fırka fırka akın etmeye başladı.

Amaçları, bu ahlak katillerinin karşısında saf saf durabilecek yüzbinlerce insanı bir çatı altında toplamak. Hedefleri, şeytana yamak olurcasına hareket eden dizi ve programların yapımcılarına, finansörlerine ve bu rezaleti bir buzul kütle gibi durarak izleyen sözde yetkililere azap yaşatmak.

Facebook ve twitter'da başlayan bu hareket yakın zamanda kurumsal bir kimlikle vücut bulacak.

Bunu size niye anlatıyorum?

Dostlar...

Bu güne kadar rezillikler, kepazelikler ve namussuzluklar adına ekranlarda herkes göreceğini gördü, duyacağını duydu.  Belli oldu ki artık susmak, konuşmaktan daha kötü neticeler getirecek.

Boşuna, "Onları durduracak makam ve mevki sahibi olsaydım bilirdim neler yapacağımı" diye hayıflanmayın. Bilin ki makamların en yücesindesiniz. Çocuğunuza iyi bir baba, mukaddes bir anne olmaktan daha yüce bir makam yok!

Yarını bugünden kazanmak gerek. 

Ekranlar, evimize namussuzluğun süzüle süzüle girdiği birer ahlaksızlık kapısı haline dönüştü. Yapılan yayınlardaki amaç her evi birer geneleve çevirmek.

Gerçek bu!

Ve bu gerçeği değiştirecek olan tek güç sizsiniz.

Ben kendi adıma söz veriyorum.

Eğer bu namussuzluğun üzerine tüm gücümle gitmezsem, bana Tahir Özışık'ın oğlu Süleyman demesinler!  Yarın birgün verdiğim bu sözü unutursam bana hatırlatmak sizin de boynunuzun borcu olsun..

Diyorum ki;

Tarihler boyu mukaddes bildiğimiz aile kavramını kaybetmek üzereyiz. Eğer siz de aynı korkuyu hissediyor, birşeyler yapmalı diyorsanız, gelin bu soytarılara kaybeden birinin neler yapabileceğini hep beraber gösterelim.

Sözümüz birse, o şu son günlerin reklam filmindeki sloganı söylemenin tam da zamanıdır.

Tıklayın şuraya, gelin buraya! >>>
Birlikte neler yapabileceğimizi ayrıca konuşmak isteyen dostlar ise şu adreslerden benimle iletişime geçebilir: