BIST 9.660
DOLAR 34,59
EURO 36,30
ALTIN 2.916,94
HABER /  DÜNYA

’Altın Koza’yı alan dünyaya açılıyor

Bu yıl 20.’si düzenlenen Altın Koza Film Festivali’nde ödül alan sanatçılar Türk Sineması’nda yıldızlaşırken, bir çoğu da yurt dışına açılıy...

Abone ol

Bu yıl 20.’si düzenlenen Altın Koza Film Festivali’nde ödül alan sanatçılar Türk Sineması’nda yıldızlaşırken, bir çoğu da yurt dışına açılıyor.
İsmi Çukurova’da yetişen pamuk ile özdeşleşen ve ilki 1969 yılında bir şölen havasında başlayan Altın Koza Film Festivali’nin 20.’si bu yıl 16 Eylül’de başladı. Ara ara kesintilere uğramasına rağmen 2004 yılından bu yana kesintisiz devam eden Altın Koza’nın Türk Sineması’nda çok önemli bir yeri var. Türk Sineması’na ilk kez adım atan sanatçıların yolu mutlaka Altın Koza’dan geçerken, Koza’da ödül alan sanatçıların çoğu Türk Sineması’nda uzun soluklu kalabildiği gibi dünya genelinde bazı festivallerde de ödül alma başarısını gösteriyor.
Türkiye’de yapılan sinema festivallerinden Altın Portakal ile yarışan Altın Koza, Türk Sineması’nın geleceği için çok önemli olduğu gibi sanatçıların da yeteneklerini ortaya koyabilmeleri için bir fırsat oluyor. Seyircinin ilk kez Altın Koza’da tanıdığı sanatçılar ileride Türk Sineması’na yön veren ya bir aktör ya bir aktrist ya da yönetmen oldu. Altın Koza ilk olarak 1969 yılında Adana Sinema Kulübü ve Adana Belediyesi tarafından ortak düzenlenmeye başlandı. Festivalin tarihi işlevselliği bakımından üç dönemde ele alınıyor. 1969 yılında başlayan ve ülkenin siyasi gelgitlerine karşı yeteri kadar donanımlı olmadığı için 1973 yılında sonlanan aralığı birinci aralık olarak değerlendiriliyor. Bu dönem festivalin sinema dünyasına oldukça özel bir katkı sağladığı dönemdir. Çünkü Altın Koza, Yılmaz Güney’i Türk ve dünya sinemasının unutulmazları arasına soktu. Yılmaz Güney Altın Koza Film Festivali’nde 1969’da "Seyit Han", 1970’de "Umut", 1971’de "Ağıt"la en iyi erkek oyuncu ödüllerini, 1971’de "Ağıt"la en iyi yönetmen ödülünü ve 1970 ile 71’de "Umut" ile "Ağıt"la en iyi film ödülleri aldı. Yılmaz Güney Altın Koza Film Festivali’nde kazandığı başarıların ardından Cannes Film Festivali’nde de ödül aldı. Altın Koza sadece Türk Sineması’na değil dünya sinemasına da sanatçı yetiştiriyor. Yılmaz Güney yönettiği, oynadığı filmlerle Türkiye sınırları dışına çıkarken, Güney gibi Metin Erksan da Altın Koza sayesinde büyük bir çıkış yaptı. Metin Erksan 1969 yılında "Kuyu" filmiyle hem en iyi yönetmen hem de en iyi film ödüllerini kazandı. 1973 yılında "Gelin" filmiyle en iyi film ödülünü kazanan Lütfi Akad daha sonra yaptığı filmlerle unutulmazlar arasına girdi. 1973’ten sonra Altın Koza’ya ara verilmek zorunda kalındı. Festivalin 2. dönemi ise 1992 yılında başlayan ve bu kez Adana depremiyle gelen doğal afete hazırlıksız yakalanarak 1997 yılında kesintiye uğrayan dönem oldu. Bu dönemde 1993 yılında en iyi film ödülünü kazanan Memduh Ün’ün yönettiği "Zıkkımın Kökü" ile 1997’de en iyi film ödülünü kazanan Zeki Demirkurbuz’un yönettiği "Masumiyet" filmleri en akılda kalanlar oldu.

ÖĞRENCİ FİLMLERİ YARIŞMASI
Bu dönemde Altın Koza Film Festivali’nde ilk kez başlatılan "Öğrenci Filmleri Yarışması" çok önemli. Bu dönemde birer sinema öğrencisi olarak Altın Koza Film Festivali’nden ödül kazanan genç sinemacılar günümüz, Türk Sineması’nın önde gelen isimleri oldu. Altın Koza bu özelliğiyle bir nevi Türk Sineması’nın alt yapısını oluşturma görevini yerine getirdi. Altın Koza Film Festivali’nde diğer festivallerden farklı olarak "Öğrenci Filmleri Yarışması"yla yıllardır verilen emeğin ürüne dönüştüğü görülüyor. 1992 yılından beri birçok genç sinemacı festivalde ödül alırken, özellikle bu bölümde yer alan sinemacılar günümüz sinemasında kendilerine özel yerler edindi. 6. Altın Koza Film Festivali’nde "Kan Kardeş" çalışmasıyla en iyi ikinci film ödülünü alan Serdar Akar, 7. Altın Koza Film Festivali’nde en iyi film ödülünü "Gözlerin Yeşilçam’ın Son Yangını" filmiyle alan ve 14. Altın Koza Film Festivali’nde "Takva" filmiyle yarışan Özer Kızıltan.
Yine aynı yıl "Mutfakta Biri mi Var?" adlı filmiyle en iyi ikinci film ödülünü kazanan Kudret Sabancı, "Laleli’de Bir Azize" ve "Bir Var Bir Yok" çalışmasıyla en iyi ikinci film ve en iyi kurgu ödülleri alan Natali Yeres. 8. Altın Koza Film Festivali’nde "Ağaç" adlı filmiyle en iyi film ödülünü kazanan İlker Canikligil, 12. Altın Koza Film Festivali’nde "Gen" filmiyle en iyi film ödülü kazan Togan Gökbakar, 9. Altın Koza Film Festivali’nde "Eti Benim Kemiği Senin" filmiyle Yılmaz Güney Özel Ödülü’nü alan Eyüp Boz ve "Under Ground Kadir ve Sinema Çetesi" filmiyle en iyi belgesel ödülünü kazanan Yüksel Aksu, "Dondurmam Gaymak" filmiyle ünlendi.
Altın Kozan bu yapısıyla Türk Sineması’na hem oyuncu hem yönetmen yetiştiriyor. Yüksel Aksu Türkiye’den Oscar’a aday adayı olarak gösterilirken, Altın Koza’dan ödül alan genç sinemacılar mutlaka önümüzdeki yıllarda Türk Sineması’nın alt yapısını oluşturuyor ve çok iyi yerlere geliyor. Altın Koza’nın artık Türk Sineması için bir okul olduğu görülüyor.
(İHA)